Ferhat Gündoğdu’nun başkanlığındaki Merkez Hakem Kurulu’nun 13 hakemle ilgili aldığı radikal kararın Tahkim Kurulu’ndan dönmesinin çalkantıları devam ederken, önce Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir, ardından Gündoğdu’nun istifası bazı çevrelerce bazı ağabeylerin aracılığı ile Cüneyt Çakır’ın gövde gösterisine dönüştü.
Son 15 yıldır oluşturulan kaotik ortamın tek sorumlusu olarak hakemler gösterilirken bir anda bazı kulüplerin ve hakem eskilerinin hakem seviciliğe soyunması iki aydır devam eden tek perdelik komedi oyunu gibiydi.
Malum hakemlerin düdüklerinin astırılmasından sonra başlatılan mağdur edebiyatı ile birlikte kronik yapının mucitleri, yeni hakemlerin gelişimi ve yükselmesi için çaba göstermek yerine bu işi hakemler üzerinden Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu ile restleşmeye getirdi.
Son gelişmelerden sonra belli ki Cüneyt Çakır ve arkadaşları geri dönecek ve ligin kalan 5 haftasında düdük çalacak.
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi bu yapının arkasında durup, zaman zaman akıl danışılan (!) Şenes Erzik’in 1998-2002 yılları arasında FİFA Hakem Komitesi Başkanlığı yaptığı dönemde TFF onursal başkanlığı unvanıyla süreci kendi bildiğince iyi yönetti ve günümüze kadar uzanan süreçte Avrupa’ya taşıdığı hakemlerle Türkiye futbolunun dizayn edilmesinde aracıları kanalıyla öngörüde bulunan önemli bir isim oldu.
Yeni spor yasası daha yürürlüğe girmeden endişelerini dile getiren ilk isim yine Erzik oldu. Futbolun özerkliğinin ortadan kalkacağından dem vurarak kendince endişelerini dile getirdi.
Yasa konusunu sonraya bırakıp, günümüze dönelim.
Şu bir gerçek ki; Türkiye Futbol Federasyonu yapısı içinde görev alan ilgili-ilgisiz, yetkili-yetkisiz birileri ateşi harlayıp duruyor.
Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD) Başkanı ve aynı zamanda Temsilciler Kurulu Başkanı Abdurrahman Arıcı’nın üstlendiği misyona bakıp sadece iki kurumun başında olduğunu sanmayın.
Rize Devlet Hastanesi’nde görev yaptığı zamanlarda aktif hakemken destek almak için dönemin Trabzonspor Asbaşkanı merhum Kenan İskender’i Moloz semtindeki sunta dükkanında ziyaret için Trabzon’a gelip gittiği dönemlerden tanıdığımız Arıcı’nın her taşın altından çıkması tesadüf değil sanırım.
Abdurrahman Arıcı’nın, kontrol altına alamadığı hakemlere bilenip, düdükleri asılan hakemlerin geri döndürülmesinde aktif rol aldığı TFF yapısı içinde herkes tarafından biliniyor.
Son genel kurulda kendisine karşı olanlara hodri meyden çekip, “Onları tarihin tozlu sayfalarına gömeceğim” konuşmasını yaptıktan sonra günümüzde bu restleşmenin en önemli ayağı olarak dikkat çekiyor.
Son 5 haftada yeniden düdük çalacak hakemlerin sahiplenilmesinde başrolü hakem eskilerinin (Erman Toroğlu hariç) üstlenmesi ve gerek ekranlarda, gerekse gazete sayfalarında inatla gündeme getirilmesi hiç kuşku yok ki TFFHGD yapısı içindeki Arıcı ve arkadaşlarının marifeti.
Peki bundan sonra ne olacak?
Haziran ayında yapılacak genel kurula kadar TFF ve yeni MHK göreve devam edecek. 8 Mart tarihinde alınan karar, bir kulüp başkanının telkini iddiasıyla Tahkim Kurulu’ndan döndü ve ligde hiçbir şey olmamış gibi hayat devam edecek.
Peki neredeyse tüm kulüplerin 15 yıldır zehir zemberek eleştirdiği ve sonra sahip çıktığı hakemlerin kefilleri kim olacak?
Ben yazayım, hiç kimse.
Kazanın altını yine birileri harlayacak.
Bu hakemler bu sezonun kalanı için değil, gelecek sezon için geri döndürüldü.
Gelecek sezonda kendi düzenlerinin devam etmesi için her yolu mubah sayacaklar.
İstedikleri olmayınca da ihale yine TFF ve MHK’ye kalacak.
Son restleşme; öyle oldu-bittiye gelecek kadar hafif bir eylem değildir.
Piramidin ters döndüğü ve kontrolden çıktığı alenen ortadadır.
Son süreçte tepeden tabana değil, tabandan tepeye doğru yönetilme modeli Türk futbolunda vücut bulmuş ve alenen görünüyor.
Bazı kulüp başkanlarının uzantıları olan yapının içindeki isimler Türk futbolunun kurtulması adına yapılan tarihi eylemi açıkça değil ama perde arkasından sabote etmenin verdiği güçle daha da azacaklar.
Bu gelişmeler bir kez daha gösterdi ki hakemlerin ipleri hep birilerinin elinde ve bu birileri bir yandan hakemleri kollarken, bir diğer yandan lige ayar verdiriyordu.
Bakın Trabzon bölgesi hakemi Yasin Kol, Trabzonspor’un rakipleri Konyaspor’un iki, son hafta da Fenerbahçe’nin Göztepe maçını yönetti ve hiçbir sorun yaşanmadı.
Anladınız mı bunların eskilerle devam etme isteği ve arzusunu.
Hakemlere sadece düdük astırılmamıştı, bu ağabeylerin hakemlere bağlanan iplerine de makas atılmıştı.
Yeni hakemler ele geçirilemeyince eskilerle devam etmek daha akılcıydı ve öyle de oldu.
Nasıl olsa bunlar; Çete oldu, maşa oldu, katil oldu, provokatör oldu, satılmış oldu, alınmış oldu, kukla oldu, alçak oldu, onursuz oldu…
Fetöcü bile oldu..
Oldu da oldu..
Sadece hakem olamadı…
Yok ben söylemiyorum. Arşivlere açın bakın bu yazdığım unvanları hakemlere söyleyen onlarca başkan ve yönetici bulursunuz.
