|
Taş örenler temizlenmeden asla!

Hafta içi yazısı olmasına rağmen sorumlu olduğumuz Trabzonspor yazarlığında zaman zaman konuyu Türk futboluna da getiriyoruz.

Trabzonspor, Beşiktaş ile berabere kaldı, sahasındaki yenilmezlik serisini sürdürdü. Yetmedi şampiyonluğunu resmi olarak ilan etmesi için bir haftayı daha geride bıraktı.

Bundan sonra şöyle oynamış, bunu yapmış lakırdıdan öteye gitmez.

Bundan sonrası şampiyonluk yürüyüşüne emin adımlarla devam etmektir.

Uğraşlara, ligin tescil edilip edilmeyeceği konusundaki aymazlığa bakmaksızın yola devam etmek.

Ligin tescil edilip edilmemesi konusunun Trabzonspor ile değil, Türk futbolunun tepesindeki taş örenlerin yeni bir senaryosu.

Spor yazarı Atilla Türker’in iki yıl önce kaleme aldığı ve Türk futbolunun en tepesinde yaşanan ahbap çavuş ilişkilerini deşifre ettiği yazısından yola çıkarak günümüze dönelim.

Sevgili Atila Türker, 4 Temmuz 2020 tarihli yazısında Türkiye Futbol Federasyonu’nun içinde yaşanan sistemli var oluşu kaleme alırken iki önemli ismin önlenemeyen ve büyük bir hızla devam eden yükselişine dikkat çekmişti.

Bugün futbolun en önemli karar merci olan Tahkim Kurulu ile Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) başkanlarının ortak yönleri ortaya koyulurken bu iki ismin bir tek isim adı altında özel, tüzel tüm ilişkilerde ortaya çıktığını görüyoruz.

Sizin anlayacağınız futbolun içinde kronikleşen ve yönetimler ve kurullar değişirken onlar yükselen ve başkanlık koltuğuna oturan iki isim.

Cezayı kesen veya kesmeyen PFDK Başkanı Aytaç Yüksel ile cezayı onayan veya kaldıran Tahkim Kurulu Başkanı Murat Balcı…

Bunların keyfiyetiyle değişen Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu ile Merkez Hakem Kurulu’na rağmen değişmeyen bu iki ismin tüm birimlere sirayet eden güçlerini futbolun en güçlü ağabeyinin talimatları ile hareket ederek aldığını sağır sultan bile biliyor.

Kulüp başkanı ağabeylerinin avukatlığını da yapan Murat Balcı ile Aytaç Yüksel’in aynı hukuk bürosunu kullandığını da iki yıl önce kaleme alan Atilla Türker, olayın özetinde ilişkileri de ortaya koymuştu.

Siz bakmayın hakemlerin taca atılması veya geri alınması muhabbetine.

Bu sıkıntının başlangıcı geçen yıl Temmuz ayına uzanıyor.

Neredeyse 10 yıldır Türkiye Futbol Federasyonu’nun adeta el freni olan bu kurul başkanlarının yangını aslında bundan sonra bu kurulların seçimle göreve gelecek olması.

Perde arkasındakilerin çıkarttığı kıvılcımın yangına dönüşmesi için benzin bidonuyla dolaşanları geçen hafta yazmıştım. O gün bu isimlerden biri istifa etmişti.

Aslında her şey Trabzonspor Kulüp Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun haftalar önce yaptığı, “Bu sene 2019-2020 sezonu gibi olmaz. Bunu tekrarlamaya kimse cesaret edemez” ifadelerinde saklı.

Neydi o sezon yaşananlar?

Sadece birinden yola çıkarsak Alanya deplasmanında hazırlanan kumpasın son anda bozularak o maça ait temsilcilerin görevine son verilmesi ile “korunuyor” denilen Trabzonspor üzerinde oynanan oyunlar açığa çıkartılmıştı.

İstifanın önceki gün TFF Başkanı Nihat Özdemir’e uzanmasının altında yatan gerçekte o el frenlerinin dayatması ve ağabeyin yine etkin rolünün sonucuydu.

Sizin anlayacağınız Nihat Özdemir’i istifaya getiren nedenler; futboldaki başarısızlık veya yayın ihalesi değil, tamamen kronik yapıdan Türk futbolunu ve kendisini kurtaramamasıdır.

Şimdi gözler, Türkiye Futbol Federasyonu’nun 16 Haziran’da yapılacak olağanüstü genel kuruluna çevrildi.

Mehmet Baykan’ın istifa etmesi irdelenirse sanırım takke düşürülüp kel görünecek.

Çünkü bu istifanın derininde Aytaç Yüksel ile Murat Balcı’nın ortak hamlelerinin ve en son el çektirilen hakemlerin geri döndürülmesinin de etkisi büyük.

Cüneyt Çakır ve arkadaşlarını şimdilik bir kenara koyuyorum çünkü onların dertleri şimdi boyut değiştirdi. Çakır’ın aracılar kanalıyla ülke ülke hakemlik yapacak federasyon aramasının ve buna aracılık yapanların kimler olduğu da ortaya çıkacak.

Ha; bu arada Cüneyt Çakır’ın ağabeyleri aracılığı ile bu arayışının, devre dışı bırakılan diğer hakemler arasında da rahatsızlık oluşturduğunu biliyoruz.

Siz bakmayın bu hakemlerin savunulduğuna.

İşin özü; devre dışı bırakılan bu hakemlere son 10 yılda yaptırdıklarının bedeli ödeniyor.

Biliyorlar ki bu hakemler tahsilat için bir gün kapılarını çalacak.

Biliyorlar ki hakemlerden sonra sıra eğitmenlere ve mentorlara gelecek.

Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği’ndeki kısır çekişmenin faturası kesilecek. Sonuç olarak taş örenler diğer kurumlardaki uzantılarıyla birlikte Türk futbolunun içinden sökülüp atılacak.

Dip not:
Hiçbir şampiyonluk insan canından değerli değildir.
#Trabzonspor
#Beşikta
#Türkiye Futbol Federasyonu
2 yıl önce
Taş örenler temizlenmeden asla!
Kendini bil, Rabbini bil, haddini bil. Ya da: Kültürel olarak “iktidar” değilseniz, siyasî olarak iktidar olamazsınız!
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler