|
Erdem Başçı, iletişimin gücüne inanıyor

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Dolar için 1.92 hedefi verdiğinde iş dünyasındaki şaşkınlığa ve eleştirilere bakarak, bu köşedeki yazıma "Önümüzdeki 4 ay Başçı"nın ayları olacak" başlığını atmıştım. 3 hafta kadar önceydi... Acaba dünyada hangi ülkenin Merkez Bankası Başkanı böylesine "vaad dolu" bir konuşma yapmıştır, diye bazılarının aklı karışıyor ve ilgili ilgisiz herkes, birbiri peşisıra akla takılan ne varsa eteğindeki taşları döküyordu. Hatta son olarak Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, şaka yollu da olsa "hedefin tutmaması halinde dava açabiliriz" bile demişti.

Erdem Bey, Çarşamba günü Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği"nde yaptığı konuşmada iletişim stratejilerinin önemine vurgu yaparak eskiden merkez bankalarının daha az iletişimde bulunduğunu, 1990"lı yıllardan itibaren ise açıklık ve şeffaflık ilkelerini benimsediklerini, kamuoyunu daha çok bilgilendirmeye başladıklarını söylemiş. Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz da, Uluslararası Yöneticiler Derneği"nce düzenlenen "Ortak Akıl Toplantıları"nda yaptığı konuşmada Erdem Başçı"ya moral desteğini şu cümlelerle vermiş:

"Bugün geldiğimiz nokta itibarıyla artık paraların arkasında ne altın var ne gümüş var ne doğalgaz var ne de petrol var, hiçbir şey yok. Tamamen kaydi para. Cebinizde parayı taşıyorsanız Tayyip Erdoğan"a güveninizden ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Bey"e güveninizden başka bir şey yok. Diyorsunuz ki, Tayyip Erdoğan, Başbakanımız, uygulayacağı ekonomi politikalarıyla bizim cebimize koyacağımız bu paranın değerini muhafaza edecek diye bir güveniniz, kabulunüz var. Onun için bu parayı taşıyorsunuz."

Başkanın iletişim stratejisi çerçevesinde gerekli gördüğü vurguları yaptığını ve "konu yönetimi – gündem belirleme" alanında iş dünyasına da örnek teşkil ettiğini söylemek abartı olmaz.

Erdem Başçı, "Dolar 1.92 olacak" dedikten sonra iş ve ekonomi dünyası da, siyaset dünyası da iyiden iyiye hareketlendi ve FED"in açıklamalarından sonra Dolar 1.93"ü görünce hem kendisine hak verenlerin, hem de "Bu ayar FED"den geliyor, Başkan üstüne alınmasın", diyenlerin sayıları arttı. Buna bir de Varlık Barışı nedeniyle yurt dışından getirilmek üzere bildirilmiş 50, kesin olacağı düşünülen bir 25 milyar dolardan söz ediliyor...

Bu durumu AK Parti"nin bir türlü tükenmeyen şansı ile mi açıklamalı, yoksa Türkiye"nin (bazılarının bir türlü kabul etmemekte direndiği) ayaklarını sağlam yere basışıyla mı, yoksa Merkez Bankası Başkanı"nın mevcudu ve geleceği doğru okuma kabiliyeti ile mi?..

Dedik ya... Önümüzdeki dört ay Başçı"nın ayları olcak...

Dünya perakende devleri İstanbul"da

23-26 Eylül"de 33 ülkeden, aynı zamanda 5 trilyon €"yu temsil eden 2000"in üzerinde katılımcı Lütfi Kırdar"da biraraya geliyor... Alışveriş Merkezleri ve Perakendecileri Derneği"nin (AMPD) Türkiye"de temsil ettiği Asya-Pasifik Perakende Dernekleri Federasyonu"nun (FAPRA) büyük organizasyonu 2005"te Pekin"de, 2007"de Tokyo"da, 2009"da Seul"de ve 2011"de de Singapur"da düzenlenmişti.

APRCE - Asya Pasifik Perakende Konferansı ve Sergisi, ilk kez Asya – Pasifik çanağı dışında bir ülkede, Türkiye"de, düzenleniyor. 2013"ün ana teması "Yeni Dünya, Yeni Perakende, Yeni Tüketici" olarak belirlenmiş olan bu iddialı organizasyonda İstanbul"un, doğu ve batı arasındaki etkin ticari bağlantı ve etkileşim rolü bir kez daha vurgulanacak.

Açılışını Başbakan"ın yapacağı Türkiye"nin en büyük "uluslararası" düzeydeki perakende etkinliğinin Türkiye açısından hedefini AMPD Başkanı Mehmet Nane şöyle açıklıyor: "Asya"ya yapılan 10 milyar dolarlık ihracatın hem kalıcı ihracat (perakende) hem de markalı ürünler üzerinden 2023 yılına kadar 100 milyar dolarlık seviyeye ulaşmasın vesile olması bekleniyor"...

"Ben yurt dışına açılıyorum (açılacağım)" diyen her "babayiğidin" APRCE"i izlemesi şart sanki. Sonra da "Ben nerede hata yaptım" dememek için belki de...

Oysa Kader hanım yollamamış o bülteni...

Geçenlerde CHP"nin AB temsilcisi Kader Sevinç hanım tarafından bana ve benim gibi tüm basına gönderilmiş bir basın bülteni üzerine yazmıştım... Kendisinden ve "En etkili genç dış politika liderlerinden biri" seçilme sürecinden söz etme biçimini bir hayli abartılı bulmuş ve eleştirmiştim.

Sevgili meslektaşım Necla Zarakol Hanım o yazı üzerine bir e-posta yollamış. Bence olduğu gibi yayınlanmayı hak ediyor:

"Bugünkü yazında harcadığın Kader Sevinç"e haksızlık etmişsin. Çünkü onun gerçekten bu konuda bir kabahati yok. İki üç yıldır, bana Brüksel"den orda olup bitenlerle ilgili mail gönderiyor. Geçenlerde bir gençlik projesi başlatmış, CHP"li gençlerin AB projelerine daha yakın olması amacıyla, gönüllü çalışabilecekleri alanlar ve hatta para da kazanabilecekleri projelerle ilgili bir yönlendirme videosu yapmış.

Animatik video çok hoşuma gitti, ben de kendisine "Hayret CHP"den böyle hoş işler çıkıyor muymuş?" diye bir mail attım. Bana hemen cevap yazdı, bir yerlerde konuşurken beni dinlemiş, benim yaptığı işi beğenmem onun için çok değerliymiş vs. vs... Böylece bir iki mail"leştik. Sonra da bana bu haberi yolladı, Brüksel"deki Türklerin hazırladığı bir yayın da Amerika"daki derginin bu seçimini haber yapmış. Gayet masumane bir not yazmış, "Bu ay benim için çok mutlu bir ay oldu, önce sizin takdirinizi kazandım, arkadan da bu seçim beni onurlandırdı; sizinle de paylaşmak istedim" demiş.

Yazıyı okuyunca, ben de hiç dokunmadan bizim çocuklara verip basın odasına yolladım, gazeteciler böyle haberleri severler belki kullanırlar, kıza da bir faydam dokunur dedim. Herhalde sana da Basın Odası"ndan gelmiştir. Kıza da haberi böyle böyle yaptım, internetten tarayın belki bir yerlerde çıkar diye bir bilgi maili yolladım. Bazı yayınlar alıp kullanmışlar, Vatan da birinci sayfadan vermiş...Yoksa onun kesinlikle haberi ve böyle bir talebi yoktu. Senden azar işiteceği de eminim ki hiç aklına gelmemiştir eminim."

Biz yazdığımız yazıda Kader hanımın kendisiyle ilgili bilgi notunu bizzat kendisinin medyaya geçmiş olabileceğinden yola çıkarak da eleştirmiştik. Eleştirimizin diğer bölümleri belki değil ancak o bölümü, hakkaniyet sınırlarını zorlamış anlaşılan...

11 yıl önce
Erdem Başçı, iletişimin gücüne inanıyor
Jön-Türkler, Osmanlı’yı parçaladılar; “Beyaz Türkler” ile “Beyaz Kürtler” Türkiye’yi parçalayacaklar!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü