|
WikiLeaks sarsıntısı hafif kaldı

Dün bizim gazetenin 11"inci sayfasında çok anlamlı bir fotoğraf vardı. Bir binanın girişi… Yan duvarda üç büyük tabela asılı… Üç örgütün bol kartallı üç amblemi ve üzerinde adları: US Cybercommand, National Security Agency, Cenral Security Service… Biri siber dünya olmak üzere hepsi istihbarat ve karşı müdahale servisleri… Bunlara CIA ve Pentagon"a bağlı pek çok resmi, özel kuruluşu da eklerseniz, belki tablo biraz tamamlanır…

Bu servislerin çevirdiği dolaplara son günlerde bir yenisi eklendi. Haberleri izleyip, okurken kulaklarımda hep o bizim "fikri evvel", cin mi cin aydın tayfamızın soru sorulmasına bile açık kapı bırakmayan itirazları var: "Türkiye"de olup biten olayları hemen dışa bağlamayın. Ülkenin kendi iç dinamikleri," falan… Oysa her şeyi sadece "dışarıya" bağlayan da yok ya.. "Dışarısı"nın, "Mihrak" kelimesiyle birlikte kullanılması allerji nedenidir belki. Neyse…

CIA Başkanı"nın 1995 yılında, Sovyetler Birliği"nin çözülmesinden sonra oradaki 5.000 ajanından büyük bir kısmını Türkiye"ye kaydırdığını ifade ettiği söyleşisinden hareketle, "Şimdi bu arkadaşlar neredeler ve ne yapıyorlar acaba?" diye sormaya "cüret"(!) edenleri, "Komplo teoriciliği" ile itham eden ağır entelektüel ağabeyleri düşünüyorum hep, NSA (Milli Güvenlik Ajansı) haberlerini izlerken...

Özellikle de Naomi Klein"in hazırladığı "Shock Doctrine – The Rise of Disaster Capitalism" (Şok Doktrini – Felaket Kapitalizminin Yükselişi) adlı muhteşem belgeseli izledikten ve Şili"de seçimle işbaşına gelmiş Allende hükümetinin nasıl devrildiğinin hikâyesini bir nebze olsun anlamaya çalıştıktan sonra, Türkiye"deki istihbarat ağlarının varlığına "inanmamak" için zihinlerin fazlasıyla tolerans havasıyla dolmuş olması lazım.

Türkiye"de (ve de bölgede) olan bitenlerle ABD ve bazı AB ülkelerinin herhangi bir ilişkisi olamayacağını iddia edenlerin kulaklarını çınlatmadan Wikileaks belgeleri ve sonrasını izlemek mümkün mü?..

WikiLeaks belgeleri dünyayı hafiften sallamıştı sallamasına da bu kez durum çok daha vahim. ABD istihbaratının dudakları uçurtan skandal ötesi marifetlerinin devletler hukukundan başlayarak diplomasiye uzanan pek çok alanı mayınlayacağı kesin.

Der Spiegel"in son haberi ortalığı birbirine katacak. NSA çalışanı Edward Snowden, sığındığı Moskova havalimanı terminalinde ABD-AB ilişkilerinde belki de yeni bir dönemi başlatacak önemdeki bilgileri, Alman Spiegel dergisi muhabirlerine anlatıverdi. Meğerse ABD istihbaratı AB"nin Brüksel, Washington ve BM ofislerinin nefesini bile dinliyormuş. Almanya"da da her ay 500 milyon telefon görüşmesi, e-posta ve sms de takip altındaymış. Türkiye ve Yunanistan da dinlenen 38 hedef arasında bulunuyormuş.

Durumun bizim için ne sürpriz yanı var, ne de haber değeri. "Obama, Merkel"i dinletiyor muydu?" diye inleyen Almanlar, ne hikmetse iş Türkiye"ye gelince, benzer serzenişleri, "endişeli hükümet yandaşlarının hüsnü kuruntusu" olarak görmeye meyilli oluyorlar…

Berlin"de Obama"nın "Yes we Can"ine gönderme yapan "Yes we Scan" pankartlarıyla gösterilerin başlamış olması da işin satirik yanı. WikiLeaks"in Assange"ı ile bir muhbir portresi olarak zamanla resmini belki biraz daha net olarak görebileceğimiz NSA"in Snowden"ını aynı kefeye koyabilir miyiz?

ABD"nin siber altyapısına Çin"den gelecek sızmaları önleme amacıyla Google ile NSA"in işbirliği içinde çalıştığı biliniyor. NPQ dergisinden, Çin"in siber savaş gücünü çok iyi bilen istihbaratçılardan biri olarak tanıdığımız Mike McConnell, 1992-96 arasında NSA müdürlüğünü yürütmüş biri olarak şöyle diyordu:

"Çin şunu anlıyor; Birleşik Devletler"in stratejik zaafı, yumuşak karnı bu siber dünyadır. Bu alana "sahip olmak" istediklerine inanıyorum … Çinliler"in, Çöl Fırtınası deneyiminden, ABD"ye savaş alanında kafa tutmanın tek yolu olarak uyduları kilitlemek ya da siber ağlarımızı işgal etmek gerektiği dersini çıkardıklarına inanıyorum."

Aslında, "Dünyayı istihbarat güçleri yönetir" diyenleri, "ülkeler izin verdikçe" kaydını ekleyerek dinlemek gerekir. Dünya tablosu üzerindeki satranç hareketlerini dikkatle takip eden güçlü bir istihbarat, kamu diplomasisi

ve Dışişleri kadrosuna duyduğumuz ihtiyacı pek çoğumuz anlayamasa da, "Şah-mat" oyununda Türkiye ve Mısır atlarını, çıkarlarınca hareket ettirmek için kimlerin eli ya da telekulağı devrededir diye düşünmeden gündemi değerlendiremeyeceğimizi bilelim.

Bu yüzden smart power"ı (akıllı güç) ancak smarter power"ın (daha akıllı güç) yönetebileceğini söyleyip duruyorum.

Yeni bir paylaşıma doğru

Geçen haftaki ilginç bir panelin sonunda şu kanaate varmak için her türlü veri vardı ortada: Çin"in ve diğer gelişmekte olan ülkelerin agresif büyümesi, dünyadaki pasta paylaşımına dair oyun kurallarını tehdit ediyor. Kartların yeniden dağıtılma olasılığı var. Kartlar ne zaman yeniden dağıtılmışsa dünyada bir büyük savaş çıkmış… Bu gelişmeden en büyük rahatsızlığı duyan ülkelerin başında ABD geliyor. Sonra da AB… Pastada en çok onların payları azalıyor…

Uluslararası İşbirliği Platformu tarafından Sait Halim Paşa yalısının etkileyici mekânında Bayraktar Holding"in sponsorluğunda düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak Prof. David Gosset, Prof. Dr. Murat Yülek ve Osman Ulagay katıldılar. Moderatörlüğünü (kolaylaştırıcı da deniyor) Prof. Dr. Kerem Alkin"in yaptığı seminerin teması "Çin Rönesansı ve Ekonomide Yeni Dengeler" olarak belirlenmişti.

Toplantıdan şu notları almışım: Çin Mao öldüğünde dünya ekonomisinin %1.8"ini elinde tutuyormuş. Bugün %12"sini… Bu rakam 2020"lerde %20"lere çıkacak… Çin"in başarısında Modernleşme ile Batılılaşmayı karıştırmamasının yattığı söyleniyor. Çin"in ABD ile ticareti 600 milyar Dolarmış. AB ile 300 milyar, Afrika ile 150 milyar. Çok yakında Afrika"nın bir numaraya oturması bekleniyormuş…

2002"de ilk 10 banka içinde 4 ABD"li, 2 Japon, 2 AB, 1 İsviçre, 1 İngiliz banka varmış… 2010"da tablo şu olmuş: 4 Çin, 3 ABD, 1 İsviçre, 1 İngiliz, 1 Hongkong bankası…

Bu tablo ve benzerleri sürüp gidiyor… Rakamlar, rakamlar… Hepsi dünyada Çin"in tetikleyeceği yeni bir paylaşım çatışmasına işaret ediyor…

İstihbarat örgütlerinin savaşımının bu paylaşımın ilk işaretçileri olma ihtimali ne kadar sizce?...

11 years ago
WikiLeaks sarsıntısı hafif kaldı
Durum muhakemesi
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi