Sezon başlarında hedefsiz, amaçsız ve her şeyden önemlisi plansız başlayan futbol, maçlar geride kalırken şekillenmeye çalışıyor ve sonu yaklaştıkça da çirkinleşiyor.

Bunu sakın sahaların bozukluklarına bağlamayın, futbolcun çirkinleşme süreci ile hava koşulları sadece denk düşüyor. Sanki iyi havada, iyi zeminde olağanüstü futbol oynanıyor da saha koşulları bozulduğunda futbol da olumsuz olarak etkileniyor. Koca mazeretin arkasına sığınan koca koca adamların futbolu güzelleştirmek için bir çabaları varmış gibi sahaları ve koşullardan şikayet etmesi aslında kendi yetersizliklerinin dışa vurumu…

Son yıllarda ülkemizde; sisteme, hedefe ve planlamaya göre değil, birilerinin dayatma ya da önerileriyle yapılan transferlerle ancak bu oyunculara dayalı sanal bir sistem üretirsin o kadar. Bir teknik direktörün ömrünün genelde üç-beş haftalık olduğu bir ligde bırakın planlamayı ve bu planlamaya bağlı istikrarı, adı futbol olan aldatmacada bundan öte gitmez.

Bu zamana kadar klasmanın zirvesi yavaş yavaş şekillendi, malum üç takım zirvede takipçileri de Trabzonspor…

Bana göre ligde bu zamana kadar geçen sürece takılı kalmayın. Bu zamana kadar olan şekillenmeydi, bu haftadan itibaren de asıl film başlayacak.

Kuşkusuz bu filmin baş rol oyuncuları yine hakemler olacak..

VAR üç maymunu oynayacak, hakem gördüğünü değil aklındakini çalacak, bir iki akşam yorumcular konuşacak, hakem ve futbolcu eskileri gürleyecek, lig aynı havada geçip gidecek.

Bu süreçte gider yapan mı ararsın, tehditleri havalarda uçuranlar mı?

Ve kısır döngü içinde camialarına şirin görünmek için bir birlerini suçlayanlar yine kapalı kapılar ardında bir birlerine fıkra anlatıp, işlerine bakacak…

Verilen vaatlere ve beklentilere cevap veremeyenler yine suçlu yaratacak.

Olan da her zaman ki gibi takımlarına gönül verenlere olacak.

Sonuç olarak bundan sonraki son düzlükte karşımıza gelecek olan alışılagelmiş film bir kez daha vizyona girecek…

Zirvedeki dört takımdan biri şampiyon, diğerleri Avrupa tesellisiyle avunacak. Ama hangisi, hangi ülke puanıyla, kaç ön eleme oynayıp, gazozuna diye nitelendirilen maçlardan sonra Edirne’den öteye geçecek? Hesap eden yok…

Ya da hesap ediliyor da çokta umurlarında değil..

Popülist yaklaşımlarla, futbol oyunundan çok kendi oyunlarının gerçekleşmesi için çaba sarf edenler son kulvarda kendi filmlerinin başrol oyuncusu olarak sahne alacak…

Şu anda puan farkından dolayı hırpalanmayan, hedefe koyulmayan Trabzonspor, önümüzdeki üç haftadan sonra elde edeceği sonuçlarla kendi yerini belirleyecek.

Çok net olarak belirtmek isterim ki; bu üç maçta Trabzonspor’un rakibi sadece oynadığı takımlar olmayacak.