|
Ufukta İran"la savaş mı var?

ABD Başkanı Barack Obama''nın geçtiğimiz hafta İran Merkez Bankası''na yönelik Kongre''nin aldığı bir kararı onaylamasının ardından Hürmüz Boğazı''nda suları ısıtan ikinci bir yaptırım kararı Avrupa Birliği''nden geldi. İran''dan önemli miktarda petrol ithal eden AB ülkeleri prensipte anlaşmalarına rağmen bu kararın tam olarak ne zaman uygulamaya geçeceği belli değil. Beklentiler, AB''nin 30 Ocak''ta kararı uygulamaya geçirmesi.

İran''ın, ABD ve AB''nin nükleer programını gerekçe göstererek yaptırımların genişletilmesi halinde dünya petrollerinin 5''te 1''inin geçtiği Hürmüz Boğazı''nı trafiğe kapatmakla tehdit etmesi, ufukta yine savaş mı var tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Obama''nın, İran Merkez Bankası ile işlem yapan üçüncü taraflara yaptırım öngören kararın tam olarak hayata geçmesi için önümüzde altı aylık bir süreç var. Karar metninde, ulusal güvenlik gerektirirse ABD''nin bundan vazgeçmesini de içeriyor.

ABD ve AB''nin ilan ettiği yaptırım kararları olduğu gibi hayata geçerse ne olur?

Üzerinden 32 yılın geçtiği İran Devrimi''nden bu yana "acaba bu kez" çıkar mı denilen savaş gerçekten de patlar mı?

Ne zaman Amerika''nın veya İsrail''in İran ile savaşa girme ihtimali gündeme gelse benim aklıma dünyaca ünlü New York Times''ın yazarı Tom Friedman''ın, "Ortadoğu''da benim bununla ilgili bir kuralım var" sözleri gelir.

Türkiye ve Brezilya''nın girişimiyle İran''ın zenginleştirdiği uranyumu Viyana Grubu ile nükleer yakıt karşılığı değişimini öngören üçlü Tahran Deklarasyonu''nu yok sayarak BM Güvenlik Konseyi''nden Türkiye ve Brezilya''nın "hayır" oylarına rağmen yaptırım kararları aldırmıştı Washington yönetimi.

"Nükleer İran mı, savaş mı" tartışmalarının ortalığı kapladığı Haziran 2010 başlarında, Friedman''ın katıldığı bir toplantıda sarfettiği şu sözleri taşımıştık bu sütuna:

"Amerika veya İsrail''in İran''ı vurduktan sonraki günün sabahı ne olacağını biliyoruz. Müslüman dünya alev alev, ABD büyükelçilikleri kuşatılmış, Yahudi yerleşim birimlerine saldırılmış. Vuran eğer İsrail ise herkes diyecek ki, ''Siz çıldırmışsınız, aptalsınız, kesinlikle yanlış yaptınız, bunun bedelini çok ağır ödeyeceksiniz.'' Sonraki günün sabahı olacak olan bu. Tüm dünya bize veya İsrail''e veyahut da her ikisine karşı birleşmiş. Asıl tartışma ise sonraki günün sabahı olur. İsrail tarafı roketli saldırılara uğrar, yerleşim birimlerine saldırılar olur, İsrail hedefleri vurulur. Amerika açısından görünüm, küresel ekonomi geçici olarak başaşağı iner. Fakat biliyor musunuz? Sonraki günü izleyen günün sabahı İran''ın elinde satmak zorunda olduğu petrolü ve bizim caydırmamızla yüzleşmek zorunda kalır. Sonraki günün sabahı İran toplumu liderlerine belki ''Bakın bizi nasıl bir hale düşürdünüz'' diyebilirler. (12 Haziran 2010. İran''a olası saldırı ve sonraki günün sabahı)."

Ortadoğu''daki manzara Amerika ve İsrail için bu sözlerin söylendiği bir buçuk yıl öncesine göre farklı değil, hatta daha kötü. Arap Uyanışı, Ortadoğu coğrafyasındaki diktatörleri bir bir indirmeye devam ediyor. İsrail bölgede, her zaman olduğundan çok daha yalnız. Amerika, Obama liderliğindeki Washington yönetiminin tüm gayretini rağmen varlığı en alt sıralarda.

Brookings Enstitüsü Saban Center''in kıdemli üyesi Suzanne Maloney''in, Foreign Affairs dergisinde "Obama''nın yeni İran yaptırımları zarar verici" başlığını taşıyan yazısında, Washington''da, Ortadoğu''da üçüncü bir savaş hatasına mı sürükleniyor endişesinden hareketle altını çizdiği hususlar üzerinde durmaya değer. "Obama yönetiminin yeni yaptırımları ABD''nin 1979 devriminden bu yana uyguladığı ''baskı'', ''ikna'' paradigmasının sonunun geldiği sinyalini veriyor. Daha da ötesi, İran Merkez Bankası ile işlem yapmanın yasadışı ilan edilmesi ABD''nin uzun dönemli amacı olan İran''ın nükleer hevesini müzakere yoluyla önleme taktiğini temelde anlamsız hale getiriyor."

Maloney''e göre, ekonomisini engellediği ve tahrip ettiği bir ülke ile pazarlık yapamaz. Şiddetli yaptırımlarla ekonomisi tahrip olan Tahran''ın bu yöndeki arayışlarının ivme kaybedeceği, yaptırımlarla sarsılan İran''ın rejim değişikliğine sürükleneceği yönünde optimist (iyimser) bakışlar olsa da prematür düşünceler.

P5+1 (ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ve Almanya) ile başlayacak yeni görüşme turları, şahin Amerikalılar ile İran''ın önemli petrol müşterileri arasında olan Avrupa ülkelerinin bu yaptırımları ne kadar uygulayabilme yeteneğine sahip oldukları, Moskova''nın ve Pekin''in desteği gibi unsurlar İran''ın Amerika ve AB''ye karşı elini oldukça güçlendiren unsurlar.

Tüm bunların yanı sıra, Maloney''in dikkat çektiği diğer bir konu var ki, yaptırımlarla İran''a diş geçirmenin imkansızlığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor: Irak ile savaşın zirvesinde olduğu yıllarda İran''ın petrol gelirleri 6 milyar doların altına düşmüştü ki, bu Tahran''ın 2010''da sattığı petrolün yüzde 10''unun altına denk düşüyor!

Washington yönetimi "yaptırımların işe" yaradığını her ne kadar iddia etseler de Tahran yönetimi yönelik daha fazla yaptırım bugün için İran''dan fazla Amerika ve Avrupa için tehdit oluşturur.

İran Merkez Bankası''na yönelik yaptırımlar ve petrol satışının engellenmesi durumunda Hürmüz Boğazı''nda patlayacak olan krizin petrol fiyatlarında fırlamaya neden olacağına kuşku yok.

Bu merkezde patlak verecek olan bir kriz, en az İran kadar peşi sıra ekonomik iflas ilan eden Avrupa başkentleri ile 2008''den bu yana ekonomik krizden başını kaldıramayan Amerika üzerinde de olumsuz etki yapacaktır.

Obama, ikinci dönem için on ay sonra Amerikalı seçmenlerin karşısına çıkacak. Cumhuriyetçiler, Beyaz Saray için her ne kadar güçlü bir adayla çıkamıyorlarsa da altı ay sonra yeni yaptırımların hayata geçmesi durumunda Obama''nın koltuğu ciddi bir şekilde sallantıya girebilir.

Tüm bunlar bir tarafa, nükleer İran mı, savaş mı seçeneklerinden başka seçeneğin ortada kalmadığı gün devreye girecek olan kuralın, patenti Friedman''da olan "askeri müdahale gününün ertesi sabahı" kuralı olacağına inanıyorum.

Ne İran ne de Amerika bir savaş istiyor. Bölgede bir başına kalan İsrail tek başına böyle bir işe kalkışabilir mi?

İsrail''dir, ne yapsa yeridir...

12 yıl önce
Ufukta İran"la savaş mı var?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle