|
Fenerbahçelilerin bu yıl işi iş

“Diziliş ne olursa olsun 80 metre alanda top oynayan bir takım için gerçek değişmez, sahaya yayılamazsanız, rakibe basamazsınız, sürpriz de yapamazsınız ve arkanızda büyük gedikler bırakırsınız.

Fenerbahçe''nin gevşek futboluna uyuyor bu manzara...

Her şeye rağmen bu akşam İnter karşısında galibiyet dileyelim...”

Evet, geçen hafta yazıyı böyle bitirmiştik.

Dileğimiz tuttu.

Hem de ne tutma...

İnter''i yalnızca yenmekle kalmadı Fenerbahçe, ezdi geçti. Ezmekle de kalmadı 2002 Dünya Kupası''nı alan Brezilya Milli Takımı''ndan esintiler sundu adeta.

Fenerbahçelileri coşturdu, diğerlerine şapka çıkarttı.

Kabul etmek gerekirdi ve kabul edildi.

Fenerbahçe bu maçtaki futboluyla bu ülkede uzun süredir oynanmamış bir futbolu oynadı, belki de hiç görülmemiş bir kaliteyi sergiledi

Rakibi bozmaya kalkmadan, inanılmaz bir teknik baskı, saha kontrolü, pas isabeti, tempoyla oynanan futbol...

Bırakın Kalli''nin sarı kırmızılılarını ya da Sağlam''ın Kartal''ını, Terim''in ilk dönem Galatasaray''ı bile böyle bir şovun hiçbir zaman yanına yaklaşamadı.

İnter karşısındaki Fenerbahçe rakibi oynatmama derdine hiç kapılmadı ve oynadı...

Evet, Fenerbahçe''nin bu maçta ortaya koyduğu futbol, sadece ilerisi ve gerisi arasındaki 80 metrelik mesafeyi 50 metreye indirmesinden, takım disiplininden, yardımlaşmadan, motivasyondan kaynaklanmadı.

Fark açıkçası kalite farkıydı.

Ne var ki bu kalite şovunun tek maçlık olacağını biliyorduk...

İnter maçındaki Fenerbahçe ile Bursaspor karşısında Fenerbahçe arasında kıyas yapmak mümkün mü?

Açık söylemek gerekirse, Bülent''in Bursa''sı sahadan sildi Fener''i. Oyununu kabul ettirdiği gibi, ilk devrenin 30 dakikası, ikinci devrenin 20 dakikası boyunca tek kale oynadı.

Fenerbahçe de ise Roberto Carlos dışında tüm oyuncular döküldü.

Takım ise sahada hiç yoktu...

Neden?

Fenerbahçeli futbolcular, özellikle Brezilyalılar, Avrupa''da oynadıkları futbola ligde oynadıkları futbol arasındaki devasa farkı rakiplerin tutumuna bakarak açıklıyorlar.

Diyorlar ki, “rakipler sert oynuyor, kapanıyor, insanın oynama isteği kalmıyor...”

İyi de Türkiye''de oynanan “sirk futbolu”, lig de “gösteri ligi” değil ki...

Atletico Madrid nasıl dağıttı Kayseri Erciyes''i 4 golle?

Beşiktaş''ın Marsilya karşısında defansif futbolu neye yaradı?

İtalya Ligi''nde, defansıyla ünlü bu ligde, Milan, Juventus, İnter, Roma rakiplerini nasıl yeniyorlar? Rakipleri açık futbol oynadığı için mi?

Geçiniz bir kalemde...

O zaman sorunu başka yerlerde aramak gerek...

Bir kere şunu kabul etmek lazım... Bizim ligde doğru dürüst rekabet yok, beteri, takımlar içinde de rekabet yok... Galatasaray dışında, tüm takımlar adeta 12-13 futbolcuyla götürüyorlar işi...

İddiaya göre, bir gazete öyle yazıyordu dün, Zico abisi Edu''ya şöyle dert yanmış Bursa dönüşünde:

“Bir puan için geliyorlar. Sürekli hücum oynadığımız için savunmada açık veriyoruz. Bu durumda yakaladıkları bir fırsatı gole çevirip, maçı bitirmek istiyorlar...”

Tabi öyle yaparlar, dünyanın her yerinde de öyle yaparlar...

Sen buna rağmen kazanırsan büyük takım olursun...

Sen bunu aşabildiğin oranda büyük hoca oluyorsun...

Bu beceri, akıl ve hırsla olur...

İşte asıl sorun burada...

Zico soruyor, arıyor ama bu arada lig gidiyor...

Bilmem farkında mı, bu yıl ilk ikiye giremezse, seneye Şampiyonlar Ligi''nde oynamayacak, bu gidişle UEFA''da bile olamayacak...

Elinde Alex var, Appiah var, Edu ve Lugano var, Roberto Carlos''un var, Türkiye''nin en iyi ön liberosu Aurelio var, Kezman gibi ciddi yetenekleri olan ama kullanmasını bilmediğin bir santrafor var...

Elinde, İnter maçındaki katile patlamasını yapan bir kadro var...

Ve Zico bunlardan bir takım, ama tüm sahayı kontrol edecek bir takım yaratamıyorsun...

Takım ara sıra kendi başına takımlaşıyor...

Fenerbahçelilerin bu yıl işi iş..

17 yıl önce
Fenerbahçelilerin bu yıl işi iş
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle