Bu kadar dar kadroda, 5 önemli eksikle Şampiyonlar Ligi maçına çıkmak hiç kolay değil. Schalke sezona ne kadar kötü girmiş olsa da potansiyeli yüksek bir takım ve Şampiyonlar Ligi’nde ilk 2 karşılaşmada topladıkları 4 puan onların hedefini bu maça iyice yönlendirdi. Tabi Galatasaray’ın zaafları bu seviyede daha belirgin bir hal alıyor. Sadece savunmanın değil tüm takımın merkezi her rakip için fırsat. Süper Lig’de bunu değerlendirebilen takım sayısı az ama Şampiyonlar Ligi seviyesinde bu zaaf büyük sıkıntılar oluşturuyor. Dün eksik Galatasaray Türk Telekom Stadyumu atmosferinde oyunu 10-15 dakika elinde tutabildi. Schalke baskı yaptığı her an topu kazandı, Galatasaray savunmasının arkasına her denemesinde ciddi tehlikeler oluşturdu. Galatasaray’ı kilitlemenin ve beklediğinin ötesinde pozisyon üretmenin yolunu bulan Alman ekibi bunu maç boyunca sürdürdü. Ne oyun kurabilen ne rakibi kalesinden uzak tutabilen sarı-kırmızılıların ritmi tamamen kayboldu. Maç oyunun tek hakimi Schalke ve Muslera arasında geçti. Ortalama bir kaleci performansında maç Schalke lehine çok farklı olabilirdi. Hakem kararlarının da katkısı en az Muslera kadardı. Şu kesin ki hakem kritik anlarda ve genel takdir haklarında bizden yanaydı.

Fatih Hoca dünkü yedek kulübesinden yapılabilecek en faydalı müdaheleleri yaptı. Galatasaray’ın dün son kalesi Muslera da yıkılmadan savunmayı üçledi. Üç puandan vazgeçip ya da biraz şansa bırakıp eldeki bir puanı kurtarmaya yöneldi. Savunma üçlüye döndükten sonra oyun bir nebze dengelendi, Schalke ataklarının hızı biraz kesildi.

Bu oyun özelinde bir puan Galatasaray için çok önemli bir kazanç. Schalke kazansaydı grupta ilk iki iyice hayal olacaktı. Bu maçta kurtarılan bir puam sayesindd iki hafta sonraki maça taşınan umutlar var.