Fenerbahçe için yeni dönem kadro ve tecrübe seviyesi oldukça yüksek bir rakiple başladı. Dönemin adı yeni ama kadro yeni değil. Beraber oynamaya alışkın kadro, teknik direktör Philip Cocu’nun gelişiyle mental anlamda tazelenmiş. Bu durum maçın başından itibaren belirgin bir şekilde görüldü. Hollandalı hoca, maç öncesi altını çizmişti; sarı-lacivertliler sadece savunma yapmayı tercih etmedi, ani baskınlarla avantajı eline geçirmeyi hedefledi.

Bunu sağlayacak fırsatlar da geldi ama Fenerbahçe ceza sahası ve çevresinde hep eksik kaldı. Santrafor özelliği olan bir ismin yani Roberto Soldado’nun eksikliği önemli ölçüde hissedildi. Fenerbahçeli futbolcular topu kaparak hızlı atak denerken enerjilerini ekonomik kullanmayı unuttu. Karşılaşmanın ilk 30 dakikasında rakibi kalesinden uzak tutan, umut verici ataklar geliştiren Fenerbahçe’nin bu tempoda yorulması kaçınılmazdı. Luz Stadyumu’nun baskısı da o andan sonra hissedilmeye başladı. Bu baskıya dayanmak zor, kenardan yapılan hamleler de etki etmedi ve gol geldi. Mauricio Isla dün Fenerbahçe’nin zayıf halkasıydı, hiç hazır bir görüntü vermedi ve yenen golde de hatalıydı.

Fenerbahçe, ilk bölümde umut verdi. Son 60 dakika için ise 1-0’lık yenilgi iyi bir skor sayılır. Ancak karşılaşmanın başında kazanılan özgüven sonraki dakikalarda örselendi. Sonuç çok kötü değil, gelecek salı günü her şey mümkün ama bu özgüven sorunu ve hücum eksikliği giderilmeli.