|
28 Şubat en çok kadınları vurdu

Tartışmalar sürüyor 28 şubatı destekleyenler ''oh iyi oldu ''diyenler ile ''kötü oldu'' diyenler arasında. Tüm bu tartışmaların siyasi sonuçları ile ilgilenmiyorum,''28 şubat''kaç kişinin hayatında hangi acılara, nelere mal oldu'' önemsediğim soru bu.

Medyatik şahsiyetleri bir tarafa bırakıyorum. Çünkü onları zaten biliyoruz. Sayıları binleri-milyonları bulsa da görülmeyen hayatlarla ilgileniyorum. 28 şubata övgü düzenlerin asla görüş alanına girmeyenlerle.

Mesela kadınlarla.

Çünkü 28 şubat en çok onları vurdu.

Sadece Merve Kavakçı meclisten çıkarılmadı,binlerce kadın kamusal alandan ve eğitim hayatından dışlandı.

Fatma Şahin- Ali Kalkancı senaryosu (Sisi bunu Nuriye Akman röpotajında anlatıyor) üzerinden kadınların dindarlıkları tartışmaya açıldı, imajları değiştirilmeye çalışıldı, dindar kadınların kazandıkları saygınlıkları darbe yedi.

Türkiye''de kadınların dindar olma hakları elinden alındı(Fatma Karabıyık Barbarasoğlu).

Seçim yapmak zorunda bırakıldılar.

Binlerce subay eşi başörtülü olduğu için emekliye ayrıldı, görevden atıldı, işinden oldu.

Boşansalar da,eşler başını açsalar da erkeklerin sicilinden ''eskiden eşi başörtülüydü'' kaydı silinmedi.Bu siciller ise terfileri çooooooook etkiledi, rütbeleri düşürdü. Askeri düzenden etkilenen bürokratlar için de durum farklı değildi.

Dindar erkelerin eş beklentisi değişti; kariyere,sicile mani olmayan eş statüsü revaç buldu/kadınlar çaresiz buna uyum sağlamaya çalıştılar.

Başını örtenlerin bir bölümü başörtüsüne inancını yitirdi.

Açanlar ise mutsuz oldu, üzerlerindeki baskılar ile baş edemeyenler ise tıbbı tedaviler almak zorunda kaldılar.

3000 den fazla genç kız bu nedenle dünyanın dört bir yanına üniversite eğitimi almaya gitti. Yabancı diyarlarda en çok zorlandıkları şey ne için gittiklerini anlatmak oldu.

Genç kızların hayalleri hep ''bir fırsatını bulurlarsa okuyabilir meslek sahibi olabilirler'' şartı ile şekillendi. Fırsat bulamayanlar ise hayallerine veda ettiler. Batman''da tütün işçisi ailesinin yedi çocuğu içinde üniversiteye kadar gelebilmeyi başarmış bir genç kızı hatırlıyorum, bakışları hala belleğimde; başını açmak istemediği için o da annesi gibi tütün işçisi oldu.

Peruk takanlar perukların test etmek isteyen parmaklardan uzak tutmaya çalıştılar,içerde açık dışarıda örtülü çoğu zamana da tamamen açık/örtülü/ çelişkiler/ gelgitler/aşağılanmalar/ baskı altında 10 yıl geçti.

Meslek sahibi olanlar içinde iki seçenek vardı. Kimi mesleğini bıraktı diplomasını ev hanımlığı sıfatına ilave kulandı. Mesleklerini sivil olarak yapma şansına sahip olanlar bile vazgeçtiler. Çünkü meslektaşları içinde bile ikinci sınıf sayılmaya katlanamıyorlardı…Ya da önemsiz görevler onlara layık görüldü. hastanede evrakları düzenleyen beyin cerrahı gibi.

Meslek sahibi kadınlar kendilerinden vasat erkek veya başı açık kadın idarecilere katlanmak zorunda kaldılar. Çok çalıştılar,onlardan az ücretler karşılığında büyük başarılar beklendi/ görünmez olmak kaydıyla/başka alternatifleri yoktu/hep arkada ,idarecilerinin sadece göz teması ile ilettikleri teşekkürleri ile yetinmek zorunda kaldılar.

Hiçbir zamana akademik kariyer imkanları olamadı. Mesleklerinde de ilerleme şansları da… Birey kimlikleri korumak,ruh sağlıklarını korumak için büyük mücadele verdiler.Hem evde hem dışarıda/hem baskıcı muhafazakarlar/hem de baskıcı modernler arasında

28 şubatın faydaları da oldu tabii ki…

İkiyüzlülerin,riyakarların keşfine turnusol gibi imkan tanıdı.

Gerçek demokratların sayılarının ne kadar az olduğunu öğrendik,dindar görünen erkekleri tanıdık. 28 şubat''ta herkese direnerek yanımızda duranlar en iyi dostlarımız oldu -dünyalarımız ayrı olsa da- .

O gün yanımıza uğramayıp bugün yanımızdan ayrılmayanlara bilmem ki nasıl davranmalı? Balık hafızalı bir millet olarak bazılarını unutup ve baş köşelerde mühim koltukların yanında şuursuzca hemen yer verenlere ne demeli?

28 şubat zaferi her kesimden erkeklerin oldu.

Soyut korkular uğruna somut hayatlar feda edildi,üç maymun oyunu oynandı;görmedim,duymadım,bilmiyorum.

Kendilerine benzemeyenlerin acılarına duyarlı olmayanlar, balans ayarının kurbanlarının başına gelenleri hiç merak ettiler mi?

Dindar kadınların yaşadıkları üzerinden prim yapanlara da,dindarlıklarını onlar üzerinden tanımlayanlara da, sistemlerini dindar kadınları yok ederek korumak isteyenlere de, ne kadar modern olduklarını onları yok sayarak ispat etmeye kalkanlara da söyleyecek sözümüz çok ama bugünlük ''Adaletin bu mu dünya ''şarkısını tüm erkeklere armağan ediyorum.

٪d سنوات قبل
28 Şubat en çok kadınları vurdu
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle