|
Avrupa"da "Sultan ve şehir"

Bugün Avrupa Türkiye yi sadece krizlerle değil medeniyeti ve birikimi ile de konuşuyor. Ama ne yazık ki bu bizim gündemimize girmiyor. Hep aynı şeyleri konuşmanın ufuk daraltıcılığından kurtulup biraz da bunlara bakılsa belki de doğu batı arasında kendimizi daha iyi konumlandırabiliriz.

''Yolcu Nereye Gidiyorsun'' Samiha Ayverdi'' nin en sevdiğim romanlarından birisidir biz kimiz sorusuna dağılan bir imparatorluk sancısı içinde cevap arar. Aslında bu soruya bugün de cevap aranıyor, ya da taraftar kimlikleri çerçevesinde cevaplar geçiştiriliyor. Bu kilit soruyu ''nerede duruyoruz doğuda mı batı da mı'' en derinden Hollanda da Nieuwe Kerk kilisesindeki İstanbul sergisinde hissetim.

Nieuwe Kerk kilisesi Amsterdam''ın en büyük kiliselerinden, 1576 da yapılmış bugün aynı isimde ki bir vakıf tarafından müze kilise olarak uluslararası sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor.

Amsterdam''ın bu en çok ziyaret edilen kilise müzesinin 4 aylık konuğu ise İstanbul…

Sultan ve Şehir başlıklı sergi Nieuwe Kerk vakfı tarafından Kraliçe Beatris''in himayelerinde İstanbul''a Avrupa''ya taşımış. İstanbul sergisi, Lahey büyükelçisi Tacan İldem''ın teklifinin Kraliçeye iletilip onun uygun görmesi ile gündeme gelmiş.

Ancak dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu teklifi yetişemez gerekçesi ile tek cümlelik bir yazı ile ret etmiş. Bakanın değişip Atilla Koç'' un bakan olmasıyla birlikte teklif yinelenmiş ve Hollanda Kraliçesinin himaye ettiği ve bütün finansmanı Hollanda tarafından yapılan sergi çalışmaları başlamış.

Türk İslam eserleri müzesinden ve Topkapı sarayından gelen eserler ağırlıklı sergide, 250 eser Osmanlıyı ve İstanbul''u farklı temalarla Amsterdam''a, Noel öncesinde Avrupa''da en fazla ziyaret alan kilise müzesinde aslında Avrupa''ya taşımış.

Sergiye Hollanda kraliçesi Beatris ile Kültür ve Turizm bakanı Atilla Koç, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş birlikte açtılar. Töreni izlerken bu kadar büyük bir kültürün mirasçısı olmaktan gurur duydum. Sergide İstanbul un ruhuna uygun değerli eserlerin yanı sıra Mahmut paşa sesleri dâhil ortamı yansıtan bölümler de çok ilgi gördü. Kısacası Amsterdam ki muhteşem İstanbul''u herkes sevdi.

Türkleri konu alan bir sergiyi Kraliçenin açması, bunun en uygun mevsimde yapılması ve Kraliçenin ocak sonundaki ziyaretinden önce olması siyasetin sert ve uzlaşmaz dilinin yerine, kültür ve sanatın birleştirici diline duyulan ihtiyacın da altını çiziyordu. Atilla Koç''ta yaptığı konuşmada kültürel faaliyetlerin ile Avrupa Birliği''ne etkileyici rolünden söz ediyordu.

Sergi açılışındaki etkileyici havaya en büyük katkı Emre Arıcı dan geldi. Emre Arıcı Osmanlı sarayındaki batı müziğinin izini İtalyan Donizetti Paşa''dan yola çıkarak sürmüş. Senfoni besteleten ve besteleyen saraydan yola çıkarak, Padişah Abdülaziz Londra''ya gittiğinde, Kraliçenin emriyle 150 kişilik koronun okuduğu kasidenin peşine düşer Emir Arıcı.

Osmanlı padişahlarının ve Donizetti Paşa''nın batı müziği formunda ki eserlerinin yorumlandığı konserde bir imparatorluğun çöküşünün ve çıkış yolu arayışının hüznünü de hissettik.

Muhteşem bir kültür mirasından da bırakın Türk müziğini batı müziği besteleyecek kadar batı müziğini bilen padişahları doğu ve batı arasındaki arayışlarını yorumlayan Emre Arıcı müziği vasıtası ile tarihe başka bir bakışla katkı sunuyor. Rudyard Kıpling in doğu da batı da yoktur ifadesindeki yokluğu aslında birlik olduğunu göstermek için çalıştığını söylüyor ve ekliyor ''17.18. yüzyıl Türkiyesine ulaşmakta zorlanmıyorum, ama bugünün Türkiye''sine ulaşmakta zorlanıyorum.

Osmanlı''nın çok kültürlük deneyimini neden daha coşkuyla paylaşmıyoruz. Bu paylaşımlar yerine geri bırakan, gerici tartışmaların esiri oluyoruz. Neden

17 yıl önce
Avrupa"da "Sultan ve şehir"
Yüzyılın en berbat anlaşması
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü