|
Pelikan dosyası

Bugünlerde yaşadıklarımız filmleri çağrıştırıyor. Bizzat hayatın kendisi film platosundaymışız duygusu uyandırıyor. Yanlış yapmayalım paniği içinde yaşadıklarımızı anlamlandıramıyoruz.

Hangisi en doğru tanım bilmiyoruz. "İçteki çöküşün dışa yansıyan güç mücadelesi mi? Hanedan kavgası ya da dini bir kavga mı? Ulusal hırsların çekişmesi mi? İdeolojik fanatizmin versiyonları mı? Gizli örgütler arası kapışma mı? Siyasi partiler arasında bir çekişme mi? Gizli iktidarların ayakta kalma mücadelesi mi?"

Sorular çok ama cevabımız tek: Bilmiyoruz!

Bildiğimiz tek şey, net olarak tam unsurları ile tanımlayamadığımız bir resim karşısında olduğumuz. Hiçbir şeyi tam olarak bilmiyor olsak bile; "bir ümmet bilinci içinde ihtilafları sulh ile çözmeye çalışalım" temennisi romantik değil rasyonel bir tutum olarak görülüyor.

...

Hukuk devleti-demokrasi-iktidar-cemaat-ekonomik yapılar-devlet-ordu... "Merkezde korumamız gereken hangisi" sorusuna en demokratik toplumlarda bile tek ve net bir cevabın olduğunu zannetmiyorum. Eğer öyle olsaydı Guantanamo da olmazdı El Gureyb de.

Medya devi Murdoch"un İngiltere hükümetinde kimleri dinlettiğinden, kimlere ne için şantaj yapıldığının ortaya çıktığı bir süreçten, bir muhabirin şüpheli ölümünden haberdar olamazdık (2011).

İngiliz Başbakanına kadar uzanan bu dinleme, şantaj ve rüşvet skandalı nedeniyle Murdoch ve ailesi biraz para kaybetti, Avam Kamarası"nda özür diledi. Demokrasi ve serbest piyasa çatışması üzerine biraz kafa yorduk, ahkâm kestik, olayı şimdi hatırlamıyoruz bile. Obama"nın Almanya Başbakanını dinlettiği iddiaları, iki ay önce öfkeli bir iki sözün arasında geçti gitti. Çünkü korunması gereken bir dünya düzeni vardı.

Peki, bizim için merkezi önem taşıyan nedir? Yıkılsın bu düzen derken alternatifimiz var mı? Yerine gelecek olanı kim yapılandıracak. Ve o nereye ya da kime hizmet edecek? Halk iradesi tüm bunların neresinde olacak?

Özellikle dış basını sıkı takip ettiğimiz zaman Türkiye"nin uluslararası imaj yapıcılar nezdinde Düzen ve Güven unsurunu kaybetmek üzere olduğunu görüyoruz. Ya da bu iki unsur kaybettirilerek bir kaos oluşturulmaya çalışılıyor. Biz içerde demokratik ve güçlü bir Yeni Türkiye için çalışırken (daha işin başında övgülere aldanıp gereğinden fazla böbürlenmeseydik keşke) esas "Yeni Türkiye"nin uluslararası sistem tarafından biçimlendirilmeye çalışıldığını gördük. Toz duman arasında bu izleri fark ettik. Kaos olmadan yeni düzen kurulamazdı. Keşke bu kaosu tetikleyecek hatalar yapılmasa ve en önemlisi de bu izlerin içinde kardeşlerimiz yer almasalardı. Ancak oldu. İhanet, affedilmesi zor bir şeydir elbette. Ancak kaosu çıkartanların bunları da hesaba kattığını düşünerek yine de taraflar için affederek yola devam etmenin daha doğru olduğuna inanıyorum. Asıl olan güç savaşında kazanmak değil ülke olarak başımıza örülmek istenen çoraptan kurtulmak olmalı. Her toplum özgürlük testlerinden geçer. Hanedan kavgaları, dini kavgalar, ulusal hırslar, ideolojik fanatizm en gelişmiş toplumlarda yaşanmış ve yaşanıyor. Önemli olan bunların yaşanması değil, bunlardan çıkışın yolunu bulabilmek.

Bu nedenle bu ülkede yaşanan her şeyin, faili kim olursa olsun, kazanan ve kaybedenin "biz" olduğunu düşünüyorum. Laik, solcu, muhafazakar, dindar, liberal, fanatik, sempatizan, anarşist, antikapitalist, kapitalist, milliyetçi, ulusalcı, militan, şakird...

Ne olursak olalım bu ülke kaybederse, hepimiz kaybederiz. Uluslararası sistemin biçimlendirdiği "Yeni Türkiye" mi? Yoksa kendi "Yeni Türkiyemiz" mi? Böyle bir yol ayrımında "ülkemize sanki bir oryantalist ya da batılı bir analistmiş gibi üstten bakıp ahkâm mı keseceğiz? Sevinip el mi ovuşturacağız? Kaostan fırsat çıkarmaya mı çalışacağız? Yoksa yerli ve içeriden bakarak çözüm mü arayacağız."

Yol ayrımı burada başlıyor. Bu ülkeyi sevenler ve sevmeyenler olarak... Ben çıkışın bu ittifakta olduğunu görüyorum.

Ancak o zaman hataların ya da suçların bedelinin hata sahiplerine değil, tüm ülkeye ödetilmesine karşı duracak bir duvar oluşturabiliriz. Ve belki de o zaman herkes için adil olabilecek bir hukuk devleti kurabiliriz.

10 yıl önce
Pelikan dosyası
Göbeğini kaşıyan troller...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü