|
Spricht Deutsch!

Almanya''da göçten sorumlu Devlet bakanı Maria Böhmer, Almanya''daki göç yasasının değerlendirmesini yapmak üzere Türkiye''de ziyaretlerde buluunyor. Cüneyd Zapsu''nun onuruna verdiği bir kokteylde gazeteciler ile buluşan Böhmer ve ekibi yasanın gerekçelerini konuşurken de karşı tezlere bu konuda yeni önerilere ve çözümlere açık olduklarını söylüyorlar.

Almanya''da yürürlüğe giren göç yasasına Alman vatandaşı olan olan Türkler''in bir çok haklı itirazları var.

Yasa Almanya''nın vize uyguladığı ülke vatandaşları için geçerli. Burada elbette Kanada, Yeni Zelanda gibi ülkeler yok. Bu uygulama üçüncü dünya ülkeleri için geçerli. Türkiye''de bunlar arasında.

Yasa temel olarak evlilik göçünü önlemeye çalışarak orada yaşayan insanlara Almanca bilme zorunlululuğu getirmiş.

Aile birleşimi söz konusu olduğunda Almanya''ya gitmek için vize almak için bile Almanca bilmek gerekiyor. Hem de en az 300 kelimelik bir kapasite ile...

Artık eskisi gibi memleketten gelin ve damat getirmek tarihe karışıyor. Dil öğrenmenin yanısıra Alman kültürünü öğrenmek te zorunlu.

Dil kursları için Alman hükümetinin Goethe Enstitütüsü ile anlaşmış olması, Türkiye''de dil öğrenip gidecekler için bu işi tam bir çıkmaza sokuyor. Goethe Enstitüsü''ne bağlı dil kurslarının İstanbul dışında olmaması, Almanca''nın diğer dillere nazaran daha zor bir gramere sahip olması, öğrenme sürecinin uzunluğunu da etkiliyor. Bu da Türkiye ve Almanya''da yaşayanların aile birleşiminineredeyse imkansız hale getiiryor. Evlenip Almanya''da dil öğrenmek ise mümkün değil. Daha vize alırken dil bilme şartı getirilmiş.

Bu sınırlamalar bir yandan ayırımcı ve dayatmacı bir yapı da içeriyor. “Benim dilimi bilmiyorsan ülkeme gelemezsin” diyor Almanya.

Bu işin ayırımcı dayatmacı tarafı Almanya''nın hukuk devleti sosyal devlet imajını zedeliyor.

Diğer yandan ise Almanya''da yaşanan vakalar,istismarlar haklı itirazları bertraf edebiliyor. Dilbilmemenin getirdiği bir çok sıkıntı özellikle orada kadınların hayatını çok zorlaştırıyor. Bir çok gayri inani duruma onları katlanmak zorunda bırakıyor.

Avrupa''nın her ülkesinde yaşanan ve sık duyduğumuz vakalardan birisi ,memleketten gelen damat, gelin. Memlekette ki amcasını oğlu akrabası, köylüsü kızın babasına para veriyor,onu damat olarak alsın diye. Ya da gelin. Duyduğumuza göre bu işin rayici 50 bin eurodan başlıyormuş. Daha yaz aylarında şahit oldum; Afyon''da bir genç Belçika''ya gidebilmek için evlenmek üzere kız arıyor. “Güzel,çirkin,şişman,yaşlı,genç fark etmez.yeter ki gideyim“ diyor...

Bu işi ticari olarak yapanlar olduğu da söyleniyor. Türkiye''den gelin damat getiren şirketlerin bile olduğu söyleniyor. Köyler de genç nüfus boşalınca durum akrabalık ilişkilerini aşıyor. Bu ticaretin içine rus kadınlarda dahil. Avrupa vatandaşı birisi ile evlenmek çok para ediyor kısaca. Bu konuyu Avrupa''daki Türklerin çoğu konuşmaktan hoşlanmıyorlar. “Kol kırılır yeni içinde evet aramızda böyleleri var, bir çok istismar yaşanıyor ama konuşmayalım, kimseye söylemeyelim,Türkleri kötülemeyelim” anlayışı biraz da bu günleri hazırlamış durumda. Bir çok Avrupalı Türk de bu sorunun nedenleri arasında cahilliğin yanısıra Alman hükümetinin uyum politikalarının yetersizliğini de görüyor.

Avrupa''ya gelin gitmiş ama uzun yıllar içinde bırakın dil öğrenmeyi kendi sokağını dışına çıkmamış kadınlarla tanışabiliyorsunuz. Kayınvalidelik müessesinin kimi zaman eziyet haline dönüşerek Avrupa''da da “aman bozulmayalım özümüzü koruyalım” yaklaşımı içinde yer yer yaşatıldığını duyunca biz de şaşırıyoruz. Bu arada Avrupa''da yaşayan bir Türk ile Türkiye''de hem de kırsalda büyümüş birisinin evlililğinin oratya çıkartacağı kültür uyumsuzluğu bir başka sorun kaynağı.

Bunlar elbette genellebilenecek durumlar değil. Avrupa''da yaşayan 3.5 milyon Türk''ün belki de pek çok az kısmı bu şekilde davranıyor. Bu yasa böyle davranan insanları hedeflese de Avrupa yasalarına uyum sağlayan hile hurdaya başvurmayan bir çok Türk''ü de kapsıyor ve hepsini aynı torbanın içinde genelliyor. İşin en rahatsız edici kısmı da bu! Elbette istismarlar önlenmeli ama bu herkesi istismar edecek potansiyelde görmeyi de gerektirmemeli!

Göç yasasının Almanya''da ki Türkler''in itiraz ettiği bir başka maddesi de sosyal yardım alan, işsizilik yardımı alanların aile birleşimi yapamayacak olmaları. Böyle bir talep halinde is yardım almayan eşin yanına gönderilmeleri. Almanya''nın hukuk ve sosyal devleti anlayışına uygun olmayan bu maddede Almanya''da yaşayan ve sosyal yardım alan bir çok Türk''ü zor durumda bırakacak.

Göç yasası uyumu artırmak amacı ile hazırlanmış. Ama yasanın muhatapları tarafından ayarımcılığı körükleyen bir şey olarak algılanıyor. İnsanın ayırımcılığa uğradığını düşündüğü yer ile uyum sağlaması ise bir hayli zor bir durum.

Alman hükümetinin haklı gerekçeleri ve örnekleri olabilir. Ama bu Alman vatandaşı olmuş yabancıların eşitlik ve adalet duygularını yok ediyor. Göç yasası istismarları engelliyor ama gönül huzurunu yok ediyor.

16 yıl önce
Spricht Deutsch!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle