|
Alvin Toffler"i dinlerken...

Las Vegas Hilton''un balo salonundaki bütün sandalyeler dolu. Boş yer bulamayanlar ayakta ilgiyle konuşmacıyı takip ediyorlar. Salonu dolduran yüzlerce kişi dünyanın dört bir yanından NAB (National Assosiation of Broadcasters) Fuar ve Konferansı için gelmiş yayıncılar ve gazeteciler. Kimisi fotoğraf çekiyor, kimisi hızlı ve dikkatli şekilde not alıyor, kimisi de kamerasıyla görüntüyü tespit etmeye çalışıyor. Salondaki iyi dekore edilmiş sahnede üç koltuktan ikisi dolu. Birinde Bayan Heidi Toffler, diğerinde NAB Başkanı David K. Rehr oturuyor. Yaşı ilerlemiş, güzel giyimli ve heybetli kişi sahnedeki kürsüde heyecanla tane tane konuşuyor. Herkes pür dikkat. Sahnenin iki yanındaki dev ekrandan konuşmacının görüntüleri daha cüsseli bir şekilde yayınlanıyor. Ekrandaki ışık dekoru gerçekten ilgi çekici…

Yüzlerce kişiye hitap eden kişi Türkiye''de de kitapları yayınlanan ve geleceğe yönelik düşünceleriyle bilinen Alvin Toffler''den başkası değil. Yayıncılık sektörü ile ilgili sorunların ve geleceğe yönelik gelişmelerin ele alındığı konferanslarda Toffler''in de bir konuşma yapmasının iyi düşünülmüş bir faaliyet olduğu kesin. Bir futurist olarak Toffler insanların bakışını geleceğe yöneltiyor ve insanlığı nelerin beklediğine dikkat çekiyor.

Toffler ve eşi Heidi geleceğe yönelik analizlerle tanınıyor. Meşhur Üçüncü Dalga (İstanbul, Altın Kitaplar, 1996) kitabında insanlığın geçirdiği global dönüşümleri ele almıştı. Konferansta o kitaptaki görüşlerini yeniden özetliyor. Ona göre insanlık üç temel devrim/dalga geçirmiştir. Birincisi tarım devrimi, ikincisi sanayi devrimi, üçüncüsü de enformasyon devrimidir. Her bir dönemin ilişkileri ve organizasyonları farklı olmuş, birinden diğerine geçilirken kurulu tüm yapılar ve ilişkiler büyük değişim geçirmiştir. Tarım devriminde belirleyici olan ailede dede idi. Dede tüm ilişkileri belirliyor kimin ne yapacağına karar veriyordu. Sanayi devriminde dede etkinliğini kaybederken hakimiyet babaya geçti. Enformasyon devrimi ile babalar da etkinliklerini kaybettiler ve bu dönemde hakim rol çocuklara geçti. Ne dede ne baba ne de aile bu yeni dönemde eskisi gibi etkin değildir. Çocukların yetişmesi, sosyalleşmesi ve yönlendirilmesinde ailelerin ve yaşlıların hakimiyeti sona ermiş bulunuyor. Çocukları medya organları eğitmekte, sosyalleştirmekte ve yönlendirmektedir. Bu ciddi ve birinci derecede önemli bir sorundur.

Toffler''ın medyanın enformatik toplumda çocuklar üzerindeki olumsuz rolüne karşı önerdiği tek ve yegane yöntem MEDYA OKUR YAZARLIĞI. Seksenlerin başında başlayan medya okur yazarlığı dersi okullarda kesinlikle zorunlu ve en önemli ders olmalıdır. Bu derste çocuklara medya analizinin nasıl yapılacağı öğretilmeli, medyanın olumsuzluklarına karşı çocuklar uyanık tutulmalıdır.

Toffler''e göre yayıncılık alanındaki akıl almaz gelişmeler bundan sonra seyircilerin görüntüye müdahale etmelerine imkan verecek. Böylece gelişen alternatif çözümlerle yayınların içeriğine izleyicilerin müdahaleleri söz konusu olacaktır. Her gün binlerce televizyon ve ondan daha fazla radyo yayını ile seyirci müthiş bir bombardıman altında kalıyor. Bir yandan seçenekler artarken diğer yandan ciddi bir karmaşıklık söz konusudur. Başarılı medya yöneticileri karmaşıklıkla baş edebilenler olacaktır.

Modern dünyada olaylar birbirinden izole değil; tam tersine olayların pek çok yansıması ve etkisi var. Olayların çok yönlü etkisiyle mücadele için ortak çalışmalar gerekiyor. Medyadaki gelişme insanın beyninde görsellik aktiviteleri geliştiriyor ve duygusallığın önüne geçiliyor. Artık herkes görsellikle düşünüyor, görsel olmayan anlamsız bulunuyor. Bütün çabalar görsellik üzerinde yoğunlaşıyor. Görselliğe yeni boyutlar katanlar öne geçiyorlar.

Enformasyon devrimi ile büyük bir sosyal değişme yaşanıyor. Değerler ve kurulu ilişkiler alt üst oluyor. Ailenin etkisi ve rolü azalıyor, boşluğu medya dolduruyor. Dinin toplumdaki etkisi devam ediyor. Ancak yeni formlar ve biçimler ortaya çıkıyor. insanlar aileden, okullardan ve diğer kurumlardan değil medyadan öğreniyorlar. Gelecekle ilgili olarak endişelenmek için pek çok sebep var. İnsanların kahramanları değişiyor. Medyanın sunduğu kahramanlar kötü ve olumsuz olabiliyor…

Enformasyon çağında yeni sosyal kurumlar geliştirilemedi. Sanayi devriminin ve toplumunun kurumları aynen devam ediyor. Enformasyon çağının kurumları farklı olmak zorundadır. Sosyal buluşlara ve yeniliklere ödül verilmelidir. Modernlikle birlikte kaybedilen değerlerin yeniden kazanılması gerekiyor. Değerin sadece para ile ölçülmesi kabul edilemez bir durumdur; para ile ölçülemeyen değerlerin de önemsenmesi için çalışılmalıdır…

Kısaca özetlemeye çalıştığım bu görüşleri büyük bir heyecanla dinleyicilerine aktaran Toffler''ın ilerlemiş yaşına rağmen (1928 doğumlu) duyduğu heyecan dikkat çekiciydi. En önemlisi elbette ki yayıncılara medyanın tehlikelerini hatırlatıp önlemler için uyarması idi.

16 yıl önce
Alvin Toffler"i dinlerken...
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon