|
Başkan Obama"nın selamı...

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı B. H. Obama''nın Kahire''de gerçekletirdiği Müslüman Dünya''ya yönelik konuşması çeşitli yönleriyle analizi hak eden, öncekilerden oldukça farklı ve yeni bakışı yansıtan, aynı zamanda da yeni bir dönemin habercisi olan bir konuşma olarak gözüküyor. Konuşmada dile getirilen yaklaşımın ne kadar gerçekçi olduğu, gerçekleşebilme şansının ne olduğu ve ifade edilen yaklaşımdaki samimiyeti zaman gösterecektir.

Herşeyden önce Müslümanlara hitaben "Esselamü aleyküm" diyerek başlanan bir konuşmanın nasıl bir içerikle donatılmış olduğunu tahmin etmek zor değil. Müslümanların birbiriyle iletişim kurmada anahtar kalıplardan olan bu selamlaşma sözcüğü kişinin duruşunu, bakışını ve insanlara yaklaşımını ortaya koyan özgün bir hitap biçimidir. Ne yazık ki Türkiye''de politik anlamlar çıkarılan bu selamlaşmanın toplum düzeyindeki samimi, barışçı ve değer yüklü anlamı asla küçümsenemez ve yadırganamaz. Evet Müslümanlar birbiriyle bu sözcükle selamlaşırlar ve kendi aralarında selamı yaymaya çalışırlar. Dolayısıyla Müslümanlara bu sözcükle seslenilmesinin olağanüstü bir yanı olmamakla beraber derin bir anlamı ve önemi vardır.

İkincisi bu konuşmanın yapıldığı yer ve davetlilerin kimliği de ayrı bir öneme sahiptir. Konuşma yüz yıllık bir geçmişi olan Kahire Üniversitesi''nde yapılmıştır. Davetliler arasında El Ezher ulemasının önemli bir yeri var. El Ezher uleması geleneğe vurgu yaparken Kahire Üniversitesi de gelişmeye, modernliğe ve değişime işaret etmiştir. Bu nedenle Obama, konuşmasının ta başlarında El Ezher ve Kahire Üniversitesi mensuplarına "Siz, birlikte, gelenek ve gelişme arasındaki ahengi temsil ediyorsunuz" deme ihtiyacı duymuştur.

İslam dünyasında son iki asırdır yaşanan toplumsal ve siyasal kaosun temelinde gelenekle modernlik arasındaki çatışmanın yattığı gözlenebilir. Ana sorun gelenekle modernliği bir türlü bütünleştirememiş olmakta ortaya çıkmaktadır. Modernlik Müslüman dünyanın gelenek dünyasına karşı konumlanırken toplumsal hayatın süreklilik boyutunu da ortadan kaldırmıştır. Oysa ki toplum dediğimiz şey süreklilikle değişimin anlamlı bir bütünlüğünden ibarettir. Sürekliliği olmayan bir bütünün toplum olarak tanımı ve varlığı elbette mümkün değildir. İslam dünyası olarak başarılamayan şeyin temelde sürekliliğin değişime veya iktidar merkezli değiştirme ve dönüştürme hareketlerine kurban edilmesidir. Bunu Batı dünyasını gezen herkes rahatlıkla farkedebilir.

En basitinden Batı kentlerinde asırlık sivil ve dini mimari örneklerinin ayakta durduğu, temel işlevlerini görmeye devam ettikleri, yaşı asırlara varan kuruluşların, yapıların icra-i faaliyet ettikleri görülür. Buna karşılık İslam dünyasında ayakta duran dini mimari yapıların yanında asırlık sivil mimari örneklerini, kuruluşları, şirketleri bulmak nerede ise imkansız. Zaman zaman neden ömrü yüz yılı aşabilen bir şirketimiz yok sorusunu sormuşumdur. Kısacası Müslüman dünya modern dönemde geleneği ihmal etmiş, onun sürekliliğini bir türlü temin edememiştir. Dahası geleneğin önemine bakışlarını çevirenler son derece ağır eleştirilere maruz kalmışlardır. Buna karşılık hep öne çıkarılan değişimse toplumsal ortamda bir kaos, karmaşa ve istikrarsızlık unsuru olmuştur. Oysa ki gelenek dünyasıyla modern dünyayı bütünleştirmenin yollarının bulunması gerekiyor.

Bir başka değinilmesi gereken sembolik özellikse Başkan Obama''nın bir saatlik konuşmasının büyük bölümünde üç kutsal kitaba göndermelerde bulunması, Kur''an, İncil ve Tevrat''tan ayetlere yer vermesidir. Düşünün daha birkaç sene önce Irak''a harekatı başlatılırken o günün başkanı "Haçlı Seferi"nden sözetmişti. Şimdi ise Başkan Kur''an''dan ayetlerle süslediği bir konuşma yapmaktadır. Bunun ciddi bir değişimin ve farklı yaklaşımın ifadesi olduğu açıktır. İnsanların değer dünyasının temelinde kutsal kitaplar vardır ve bu değerler onların toplumsal hayatlarını yönlendirmektedir. Bir Müslümanın hayatını Kur''an''sız düşünmek imkansızdır. Bu yaklaşım bir yandan söz konusu kutsal kitapların şekillendirdiği toplumsal hayatlar arasında bir dostluğa, birlikte yaşama ve farklılıklara tahammüle işaret ederken diğer yandan farklı dinsel inançlar arasında olabileceğine dikkat çekilen bir çatışmanın da gereksizliğine dikkat çekmektedir. Özlemi duyulan barışın kutsala inanan toplumlar arasında tesisi mümkündür.

15 yıl önce
Başkan Obama"nın selamı...
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!