|
Ağaç Kasidesi"nin hatırlattıkları...

Halil Nihad Boztepe''nin Ağaç Kasidesi ile ilgili devrin önemli simâları tarafından çok çeşitli mütalalar serdedilmiş, matbuatta müsbet nitelikli çeşitli yazılar yayımlanmış, şâirin kendisine de bu vesileyle birçok mektup yazılmış.... Yanardağ Şârimiz Halil Nihad Boztepe (İstanbul, 1989) adlı eserin müellifi Kemaleddin Şenocak Beyefendi bu yazıların en önemlilerini biraraya getirmiş ve Kaside''yle alâkalı mektuplardan da okurlarına çok önemli bazı parçalar sunmuş.

Önce İbn''ul-Emin''in 11 Aralık 1947 tarihli mektubundan...

- "Halil-i âli Nihad-i muhterem efendim,

Nice yıllardan beri beklediğimiz Ağaç Kasidesi geldi, safâ getirdi. Her istediği vâdide üstadâne şiir söylemeğe kâdir ve memlekette emsâli nâdir büyük bir şâir olduğunuza kırk yıl evvel kanaat etmiştik. Kaside-i garrâ o kanaatimi teyid etti.„

Tahir''ul-Mevlevî''nin aynı tarihli mektubu da şöyle.

- "Üstad-i mükerrem Nihad Efendim,

Ağaç Kasidesi unvanlı eseri berîden ihsan buyurulan iki nüshayı aldım. Bu gece hatmettim. Vaktiyle bu manzûme-i garrâ için, Kıraat etme dilersen sözün güzîdesini/Kıraat eyle azîzim Ağaç Kasidesini demiştim. Bu defa tamamını okuyunca kemâl-i hayretten o beyti tekrarlamaktan başka birşey diyemedim. Ziya Paşa''nın Zafernâmesi, zamanında adetâ kerâmet-i edebiye telâkki edilmişti. Fakat Ağaç Kasidesi ona nisbetle lafzen ve mânâen ve nezaheti itibariyle bir mu''cize-i şiiriyye sayılmalıdır.„

Ağaç Kasidesi hakkında söylenenler içinde hiç kuşku yok ki -Adnan Adıvar, Vâlâ Nurettin, İbrahim Alaettin Gövsa, Fazıl Ahmet Aykaç gibi isimler tarafından yazılıp yayımlananlar bir yana- şâirin kendisine gönderilen mektuplar müstesna bir yer tutmakta...

Bu mektuplar içerisinde öyleleri bulunmakta ki kıymeti Kaside hakkındaki değerlendirmeleri ihtiva ediyor olmalarından maada sahiplerinin kimliğiyle de yakından alâkalı... Bilhassa bazılarında saded harici bahislere girilmesi ve bu vesileyle mahrem sayılabilecek şahsî konulara temas edilmesi, bu kıymeti pekâlâ artırmaktadır.

Mektupların çokluk 1947 yılında, yani çok partili hayata geçişin hemen ertesinde yazılmış olmasının da bunda bir payı olmalıdır. Çünkü çeşitli nedenlerle geçmişleriyle, dolayısıyla Tek Parti dönemiyle hesaplaşma içerisine girenler bakımından Ağaç Kasidesi ehemmiyetli bir vesile olarak telakki edilmiş görünüyor. Şemsettin Günaltay''ın Başbakan seçilmesine az bir zaman kalmışken, Kaside''nin kendisine "Rahmetli Akif''i hatırlatması„ ilginçtir. Hele hele 1930''-ların o haşin Dahiliye Vekili Şükrü Kaya''nın mektubu çok daha ilgi çekici.

Kendisi 28 Aralık 1947''de şöyle yazmış:

- "Aziz Kardeşim Halil Nihad,

Hatırlar mısın, ben Ankara''da iken sen Ağac''ından topladığın biraz sert, fakat çok parlak ve mânâlı fikir ve his incilerini sesinin mûnis ve içli âhenkli ve sûzinak dürüst ve temiz mûsikîsiyle yumuşatarak, hatta eriterek yaz sabahları şebnemlerin tazelik ve serinliği arasına nâzenin, bezengin ruha katre katre serper, yorgun ve solgun gönlüme neşeler verirdin. Ben o günlerin dostluk zevklerini fikir ve gönül sanatlarını ve sohbetlerini minnetle hatırlarım. Lütfen beni hatırlamakla şimdi de intibalarımı ölü bir ağacın yeşil ve serin gölgesinde avutuyor ve unutuyorum. Güzel eserinizi okuyor, okuyor, okuyorum ve okuyacağım...„

Malta sürgünleri arasındayken İngilizleri dahî imrendirecek denli alımlı beyaz takımıyla (!) dolaşıp objektiflere poz veren genç Şükrü Kaya''nın Dahiliye Vekilliği sırasında böylesine mûnis sözler sarfetmeyeceği/sarfedemeyeceği, buna mukabil devir değişip takvimler 1947''yi gösterince eski dostundan iltifatlarını esirgememesi fevkalâde calib-i dikkat ve bir o kadar da ibretâmiz görünüyor.

Cumhuriyet inkilâblarının rüyasını daha 1900''ların başında -hem de bütün ayrıntılarıyla- gören ve Pek Uyanık Uyku adıyla bu rüyayı 1912''de İctihad dergisinde kayda geçirmiş bulunan ünlü Kılıçzâde İ. Hakkı''nın mektupları ise bir başka âlem... 12 Aralık 1947 tarihli mektubunu şimdilik bir kenara koyalım ve fakat 17 Ocak 1948 tarihli mektubunun, biyografi meraklıları için -hele hele Kılıçzâde''nin mektubunu Bir Sıyasî Proje Olarak Türkçe İbadet adlı kitabında yayımlayıp hakkında uzun mütalaar yürütmüş bulunmuş bu fakir için- ne kadar heyecan verici olduğunu belirtmeye bile gerek yok sanırım.

İşte size küçük bir kuple:

-"İnsanları birbirine bağlayan ve bağlar görünen nesnenin menfaatten başka birşey olmadığını biliyordum. Sizin bu itirafınız kanaatime kuvvet veren ayrı bir senet oldu. Ya akla uyup da evlenseydiniz ve benim gibi bir alay çocuk yetiştirseydiniz, o zaman görürdüm hâl-i pürmelâlinizi! Ben eşimden muhabbet ve fedakârlıktan başka birşey görmedim. Ama çocukların hepsinden ayrı ayrı ihanetler ve eziyetler gördüm. Onlardan yemediğim bir dayak kalmıştır. Hele meb''uslar! Ben meb''us iken ne kadar dost idiler. Fakat meb''usluk hil''ati üzerimden düşer düşmez, ben onların nazarında poka döndüm.„

Pek Uyanık Uyku''nun müellifi Kılıçzâde Hakkı''nın fikir hayatını biraz olsun takip etmiş olanlar için bu vesileyle söylenecek o kadar çok şey var ki! Velâkin insanoğlu bu, olan olmuş deyip susmayı tercih ediyor.

Siz bir de Ağaç Kasidesi''nin kendisini okusanız!

23 yıl önce
Ağaç Kasidesi"nin hatırlattıkları...
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu