|
Cumhuriyet"in kendisini gerçekleştirme sürecinde neler değişti?

Kuruluşunun üzerinden 75 yıl geçtikten sonra dahî Cumhuriyet''i ve Cumhuriyet devri hâdiselerini değerlendirmenin güç ve güç olduğu kadar da sıkıntılı bir ameliye olduğunu, sanırım erbâbı kabul edecektir. Güç... Zira herşeyden evvel Cumhuriyet''i kuran iradenin ve bu iradeyi temsil eden kadroların vasıflarını, hissiyâtını, kabiliyet ve zaaflarını tesbit etmek öyle sanıldığı kadar kolay değil. Güç... Zira birlikte hareket eden veya birbirlerine karşı mevzîlerde yer alan şahsiyetlerin, hangi durumlarda birbirleriyle müttefik, hangi durumlarda birbirlerine muhalif olduklarını kestirebilmek, bu arada bir yığın ayrıntının uçlarını denkleştirmek ve hepsinden önemlisi bu ayrıntıları birbirine feda etmeksizin o uçların bütün''le irtibatının ne seviyede olduğunu tayin ve tesbit etmek gerçekten de devâsâ bir iş...

Güç olduğu kadar da sıkıntılı... Çünkü Cumhuriyet kadrolarının siyasî alışkanlıkları hiç değişmediği halde, bu alışkanlıkların tezahür anında büründükleri form(lar) fevkalâde değişken... Değişmeyen alışkanlıkların değişmezliğini, değişen formların değişebilirlilik derecesini takdir edebilmek, hiç kuşku yok ki maksûd-ı aslî''ye (devlet''in bekâsına) ilişkin inancın ve bu inancı sürdürmekteki kararlılığın sahiciliğinden emin olmayı ve bütün yapıp etmelerin bu sahicilik görüntüsüyle izah edilip edilemeyeceğini kavramayı da lüzûmlu hatta mecburî kılıyor. Devleti yöneten küllî aklın, devlet yönetiminde şu veya bu düzeyde etkin olan cüzî (tekil) akıllar tarafından zaaf uğratılıp uğratılmadığını, cüzî akılların yapıp etmelerine (tek tek hâdiselere ya da hâdiselerin zâhirine) bakarak değerlendirme çabaları, her defasında küllî aklın istihsal ettiği küllî neticelerle boşa çıkıyor. Ancak diğer taraftan, uzun vadede hâdiselerin seyri nazar-ı itibara alındığında, küllî aklın zâhirdeki başarılarının, ma''şerî vicdandaki derin tahriblerle mümkün olabildiği de reddedilemez bir hakikat olarak karşımızda duruyor.

Konuşmanın bedeli

O halde susmalı ve hâdiseleri sağlıklı olarak değerlendirebilmek için, o hâdiselerin üzerinden uzun yılların geçmesini mi beklemeli?!! Olup bitenler karşısında seyirci olmayı tercih edenler veya hâdiselerin içinde yer almaları sebebiyle vazifeleri başkalarını yanıltmak olan figüranlar için, böylesi bir tavır hiç kuşku yok ki hatadan korunmak için en selim/sâlim yol... Peki konuşanlar ve/veya konuşmak isteyenler, konuşabilmek için hata yapmak zorundalar mı? Hata yapmadıkça, hata yapmayı seçilebilir bir şık olarak göze almadıkça konuşamazlar mı?

Belki canınızı sıkacak ama, benim bu suâllerin ilkine cevabım evet, ikincisine ise hayır. Çünkü biraz da siyasetin doğası gereği, konuşanlar bile bile hata yapmak için konuşurlarken, susanlar bile bile hata yapmamak için susarlar, susmak zorundadırlar. Kuruluşunun üzerinden 75 yıl geçtikten sonra dahî Cumhuriyet''i ve Cumhuriyet devri hâdiselerini değerlendirmenin güç ve güç olduğu kadar da sıkıntılı bir ameliye vasfı taşımasının nedeni budur!

Peki ne yapmalı? Bugün olup bitenlerin niçin ve nasıl olup bittiğini sağlıklı olarak anlayabilmek/değerlendirebilmek için nasıl bir yol takip etmeli? Acaba değişmez olanlar (maksûd-i aslî) ile değişilebilir olanlar arasında bir tefrikte bulunmak sûretiyle müteselli olabilir miyiz? Bu suâllerin cevabını vermekte de bir güçlük ve sıkıntı olduğuna inanıyorum; zira üzerlerinden hatırı sayılır bir süre geçtikten sonra değişebilir vasıftaki kâideler ister istemez değişmezlik zırhına bürünüyorlar ve bu durumda vesâit, kaçınılmaz olarak mekâsıd düzeyine yükseliyor. Misâl istiyorsanız, işte size bir küçük misâl!

Fedakârlık, fedakârlık ve yine fedakârlık(!)

"Muhterem Halil Beyefendi, (....) Türk Cumhuriyeti''nin, saf ve açık Türk milliyetperverliğinin iktisadî, esasât, lâik esasât üzerinde inkişaf edebileceği mütalaasındayız. Türkiye''deki bütün müslüman milletlerin ancak maddî ve manevî refah ve itibarını Türk Milliyeti''ne kaynamakta aramalarını gayrıkabil-i ictinab bir mecburiyet haline koymak azmindeyiz. (...) Cumhuriyetçilerin [Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası idarecilerinin], Halifelere ve Şehzadelere kâfi riâyet göstermediğimiz esaslarını neşir ve telkin ettiklerini bittabii müşahede buyurdunuz. Gün görmüş ricalin efkâr u itikadât-ı diniyeye hürmetkâr olmak esasını ilan ederek memleketi dinsizlerden kurtarmak mücadelesine kapı açtıklarını tarihimiz gayrıkabil-i izah bir gaflet olmak üzere kaydetmiştir kanaatindeyim. (...) Geçen senelerden beri gösterdiğimiz tahammül memleketi umumi ve siyah bir inhidamın başına gelinceye kadar devam etti. Bu halin temâdisine müsamaha etmek, vazife nâşinaslık ve seciyesizlik olurdu. Hedeflerimize varmak için can yakmaktan ihtiraz-ı kat''î ile ictinab etmek azmini daima muhafaza ediyoruz. Fakat ağır fedakârlık görününce de ihtiyarında tereddüt etmekliğimizi tabii bulursunuz. Fedakârlıkların ağırı, bittabii insanı pek eski arkadaşlarıyla münakaşaya ve ayrılmaya sevkeden muhabbet ve hissiyat fedakârlıkları olduğunu tecrübe ile bilirsiniz.

Muhterem Halil Beyefendi,

Demek istiyorum ki inkilâp devirlerinin evlâdı arasında kızgın mücadelâta mâni olmak için yapmadığımız fedakârlık kalmamıştır. Bilmiyorum, siz fikirlerimizden fedakârlık etmeksizin daha yapacak şeylerimiz olduğunu zannediyor musunuz? Hürmetler ve selâmlarla. Ankara, 25 Mayıs 1341 (1925), İsmet [İnönü]". ("Osmanlı Mebusan Meclisi Reisi Halil Menteşe''nin Anıları", sh. 247-248, İstanbul, 1986)

Bugün dün''ün devamı mı?

Cumhuriyet''in Osmanlı''nın devamı olup olmadığı meselesine dâir kanaatlerimi yazmak için ne zaman kağıdı kalemi elime alsam, hep şu suâl karşıma çıkıyor: "Cumhuriyet''in bugünü, kuruluş yılları ve ilkeleri itibariyle dünü''nün (kendisinin) devamı mı?"

Daha Cumhuriyet''in bugünü''nün dünü''nün devamı olup olmadığı konusundaki kuşkularından bile sıyrılamamış bir zihnin, gevezelik yapmak istemediği sürece bir bütün olarak Cumhuriyet''in, yine bir bütün olarak Osmanlı''nın devamı olup olmadığı suâline cevap verebilmesi nasıl mümkün olsun!?!

25 years ago
Cumhuriyet"in kendisini gerçekleştirme sürecinde neler değişti?
Muhafazakârlık güçlenirken
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü