|
Hem hâkim, hem mahkûm olanın adaleti

Adaletin çeşitli görünüşleri olabileceğinden söz etmiştim: sosyal... siyasî... iktisadî... hukukî...

Hatırlanırsa bir de bireysel adaletin mevcudiyetinden bahsetmiş ve fakat ayrıntılı bir biçimde açıklama fırsatı bulamamış, bu kavramı, hakkıyla, düşünmenin ışığı önüne getirmeyi becerememiştim.

Çaresizim.

Bu hafta tekrar deneyeceğim.

* * *

Düşünce geleneğimizin büyük ustalarının kavradığı biçimiyle ferdî adalet, modern dünyada en çok ihmâl edilen, çünkü hemen hemen hiç bilinmeyen bir adalet biçimidir!

Derinlerdedir, zira tüm adalet tarzlarının özüdür. Hakikattir. Varlık deryasının, açığa çıkarılması, ışığa tutulması güç incilerindendir.

Başkasına, başkalarına karşı değil, bilâkis insanın kendi kendisine karşı âdil olmasından söz ediyorum. Hem hâkim, hem mahkûm olanın adaletinden! İnsanın. İnsanların değil, bu insanın. Tek tek herbirimizin birgün elde edebilmeyi umduğumuz o yüksek adalet vasfından.

Cenab-ı Hak âdil değildir, bilâkis adaletin ta kendisidir. Adil olmakla Hak olmak arasında hiçbir fark yoktur bu yüzden!

“Ene''l-Hakk”ın, marifet ehli nezdindeki karşılıklarından biri “Ene''l-Adl”dir.

“Ben âdilim” demedikçe, ey talib, aslâ “Ben hakikatim!” diyemezsin!

* * *

İki tarafın olmadığı yerde kavramsal olarak adalet''ten söz edilemez!

En azından iki taraf olmalı, yargıcın elindeki terazinin hiç değilse iki kefesi bulunmalı, ki böylece bölme, paylaştırma, üleştirme işlemi gerçekleştirilebilsin!

Muhabbetin olduğu yerde adalete ihtiyaç duyulmaz, çünkü muhabbetin kendisi tarafları birleştirir. Etrafın (tarafların) birleşmesi taraf olma duygusunu bastırır, hatta bazen tamamen ortadan kaldırır. Kaldırabilir.

Dostlar birbirlerine karşı terazi kullanmazlar. Birbirleri üzerindeki haklarını ölçüp biçmeye tenezzül etmezler. Dostun kendisi karşı-taraf değildir çünkü.

O hâlde dostlukta taraf da yoktur, karşı-taraf da.

Varsa, ortada dost yoktur!

* * *

Birey sözkonusu olduğu takdirde de ''taraf''tan, ''taraf'' kavramından söz edilemeyeceği sanılabilir. Yahut en çok bireyin başka bireyler üzerinde haklarından, yani yine son tahlilde karşılıklı haklardan bahsedilebilir.

Ne büyük bir hata!

Bu bilinç, her yönüyle moderndir.

Söylemek zorundayım: İnsanın kendini kendi eliyle kavramasına yardım edemeyecek denli güçsüz bir ideolojinin eseridir modernlik.

Bugün modern bilinç, miyop! Kendi özünü göremeyecek denli kendisinden uzakta. Kendisiyle nasıl konuşacağını bilemiyor, nefis klozetinin kapağını açmaktan çekiniyor.

Haklı. Çünkü içinden çok kötü sızdığını kendisi de duyumsuyor. Hem de hergün.

* * *

Bir zamanlar insanın kendini kavrama imkânları daha zengindi. İnsan kendini merak edebilirdi. Özünü.

Özünü özlemek... Kendi kapısını önünde durmak, kapıyı tıklatmak ve kapıyı açacak olanın yüzüne bakmaktan utanmamak...

İnsanın kendisindeki sözde ikiliği ortaya çıkarmak... İkiliği, yani tarafları. İnsanın hâkim ve mahkûm tarafını.

Zordur bu, gerçekten çok zor!

Bir süreliğine nefis klozetinin kapağı arasından sızan kokuya tahammül etmedikçe, kimse kendi evinin kapısını tıklatamaz. Kapısına bile yaklaşamaz.

Bir hakikat dostunun desteği gerekir. Hikmeti seven, ve sırf bu yüzden hikmeti arayan bir dostun nefesi... hikmeti bulan değil, hikmeti arayanın yardımı...

Bu dost senin dışında değil ey talib!

* * *

İnsanda üç temel yeti vardır: akıl, şehvet, öfke.

Bu üç yetisinin üçünü de itidale kavuşturmadıkça, insan âdil olmayı beceremez.

Aklın itidali hikmet, şehvetin itidali iffet, öfkenin itidali cesaret''tir.

Bir insanın adil olabilmesi için, hikmet, iffet ve cesaret sahibi olması gerekir. Biri bile eksik olsa adalet''ten söz edilemez. Çünkü adalet, kemâl''in diğer adıdır. Kemâlin, yani yukarıda zikredilen üç vasfın toplamının.

Adalet , teraziyle, metreyle, mezurayla ölçülmez; o, terbiye edilmiş iç sesin marifetidir. Bu nedenledir ki o iç sesi duyamayanların, yani kendilerine karşı âdil olmayanların başkalarına âdil olmaları mümkün değildir.

Sosyal adaletmiş!

Sosyal adalet, gerçekte zalimlerin adaleti.

Evet, zalimlerin. Yani insanın özüne zulmedenlerin.

15 yıl önce
Hem hâkim, hem mahkûm olanın adaleti
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle