|
Tek ayaklı özgürlük

Tekdüze... Yalın gerçeklik... Ne de sıkıcıdır, ah bir bilseniz!

Kimbilir belki de biliyorsunuzdur; hem de hissederek... duyarak... her defasında biraz daha nefes alamaz hâle gelerek... belki de çoktan nefessiz kalmış olarak...

Ya da kimbilir belki de talihiniz bilmenize yetecek denli o boşluğun içine düşmenize mâni oluyordur. Siz de size bahşedilen kimi oyuncaklar sayesinde boşluğun kenarından dönüyorsunuzdur da haberiniz bile olmuyordur.

Talihliyseniz...

Yani, yaşamınızın doğrudan seçimlerinizle alâkalı olmadığını unutacak kadar idraksizseniz...

Yani, ancak yazılmış olanın gölgesinde ve tek ayakla yaşadığınızı farketmediyseniz...

***

İnsan bir defada sadece tek ayağını kaldırabilir.

Kendisine verilen izin bu kadardır.

Düşmemek için tek ayağını yere basmak zorundadır.

Çaresiz önce birini, sonra diğerini, ama her defasında tekini...

Bir süreliğine...

Tek ayaklık özgürlüğün mahkûmuyuz bu yüzden.

İlerleyebilmek için bir ayağımızı kaldırırken, diğerini yere basmak zorundayız.

Yok etmek, ve yok olmak için...

Varlık''ın varlığını yoklamak için...

Yoklamak için, yani yok olup olmadığını değil, var olup olmadığını anlamak için...

***

Yalın gerçeklikle temas etmek, aslında, olanı olduğu gibi bilmek demek.

Nasılsa öyle... aynen... olduğu gibi... varolduğu gibi yaşama dokunmak demek.

Sıkıcılığı da bundan. Yalınlığından.

Yaşamı değiştiremeyiz. İnsanı da.

Ama onu çarpıtabilir, bozabilir, değiştirip dönüştürebiliriz.

Kendimizi kendimizle kandırabiliriz.

Zihnimizde.

Bilincimiz aracılığıyla.

İdrakimizi yükseltmek suretiyle.

İyi ki çarpıtabilir, iyi ki bozabiliriz.

Beceremezsek, o zaman unuturuz.

İyi ki unuturuz.

***

— "There is nothing either good or bad, but thinking makes it so."

Shakespeare''e şükran borçluyuz, bilincin gücünü sezip gösterebildiği için.

Yaşamı biz belirliyoruz. İz''an ve idrakimizle. Bilincimizle.

Tek ayağımızın rağmına.

Bazen zıplıya zıplıya yürüyoruz, bu doğru, bazen koşarak, bu da doğru!

Tek ayaklı özgürlüğün mahkûmuyuz çünkü.

Yereçekimin.

Unutmamalı ki yere çekilmedikçe yürüyemeyiz.

Yereçekim sayesinde ilerliyoruz. Yaşamı yereçekimin yardımıyla belirliyoruz.

Ama hep düşe kalka.

Biz hep düşe kalka yürüyoruz.

***

Doğa''da ne iyi vardır, ne de kötü. İyiyi de kötüyü de biz varediyoruz.

Tek ayağımızla hem de.

Daha doğrusu, sırf tek ayağımız olduğu için.

İnsan eğer uçabilseydi, yine mutlu olmayı başaramazdı.

Bu sefer uçtuğu, uçabildiği için üzülürdü.

Yürüyemediği için...

Tek ayaklı özgürlükten mahrum olduğu için...

***

Aksini düşünebildiğin şeyler seni üzüp mahzun eder ey talib!

Düşünmeseydin üzülür müydün?

Üzülmezdin. O takdirde hüzün nedir bilmezdin.

Elinde olmayanlar için üzülüyorsun. Eline alamadığın, elinde tutamadığın şeyler için...

Onlar için üzülüyorsun, çünkü onları düşünüyorsun.

Düşünmeseydin üzülür müydün?

İnsan olmasaydın?..

il y a 14 ans
Tek ayaklı özgürlük
Dosttan beklenen dostun ölümü mü olmalı?
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!