Gulliano ve Neto'nun dönüşü ile Aykut Kocaman kendi idealine yakın bir kadro ile sahaya çıktı. Emre, Epureanu ve Mossoro'nun yokluğu Başakşehir'i beklenilenden daha çaresiz bırakmış göründü ilk yarıda. Topla çıkma denemelerinde arıza sinyali veren Abdullah Avcı'nın talebeleri karşısında Fenerbahçe aradığı yumuşak bölgeyi buldu ve rakip sahada senkronize baskıda ısrar etti ve bu baskı, üç net pozisyon ve bir golle sonuçlandı. Gole kadar büyük ölçüde doğruları yapabilen Fenerbahçe'nin öne geçtikten sonra klasik geriye yaslanma hastalığı nüksetti ve kontrol Başakşehir'e geçti. Lakin Arda'nın ve İrfancan'nın oyun kurma yetersizliği Adebayor'un bir santrfor gibi değil de kanat forvet gibi oynamasını beraberinde getirdi. Üstüne üstlük sağ kenardan gelen topların da neredeyse tamamınızda Adebayor ceza sahasında iki stoperle tek başına kalınca ilk yarı Fenerbahçe üstünlüğü ile sonuçlandı...

İkinci yarı yine Başakşehir baskısı ile başladı ve yine ev sahibi ekibin, sahasından çıkarken kaybettiği bir topu Fenerbahçe'nin çok doğru kullanması ile gelen gol... Oyunun her anında Başakşehir'in eksikleri ve Aykut Kocaman'ın oluşan zaafı değerlendirme anlamındaki başarısı ortadaydı son yarım saate girilirken...

İki farklı öne geçtikten sonra Fenerbahçe sezonun en rahat yarım saatini oynadı. Başakşehir de ilk defa bu kadar çaresiz... Öyle ki son bölümde Başakşehir set hücumu bile yapmadı ve yine daha net pozisyon bulan Fenerbahçe oldu. Hasılı kelam Fenerbahçe sezonun dönüm maçlarından birini daha alıp sonrası için daha umutlu, Başakşehir de iki haftada kaybettikleri ile daha endişeli artık. Her hafta daha da artan heyecanıyla şampiyonluk yarışı çok şey gebe...