Süper Lig’de 17. hafta geride kalırken Trabzonspor arayı açtı gidiyor. İstanbul’un 3 büyükleri bu sezon, hiç olmadığı kadar geride kaldılar. Tabi sorsan bahanenin biri bin para... Ve bu bahaneler, yol yürümelerini, içinde bulundukları durumdan çıkmalarını da engelliyor. Çünkü sorunu doğru tespit edemezseniz, çözümü de bulamazsınız. Matematiksel olarak Trabzonspor’un şampiyonluğu garanti değil ama bir de ortaya konulan oyun ve puan farkı var önümüzde. Demem o ki, bu sezon 3 büyükler için yüzde 90 bitti. Devre arası ve doğal olarak ara transfer dönemi yaklaşıyor. Şu an zirveden bu kadar uzak kalmış kulüplerin kalkıp transfer üzerine transfer yapması akıl karı değil. Zaten mevcut futbol ekonomisi de buna müsaade etmiyor. Ama biz zamanında ne zor şartlardayken, taraftarın gözüne hoş görünmek için ne hovarda transferler gördük. Çünkü para senin değilse harcaması çok kolay. O yüzden yeni bir hovardalığı artık kaldırabilecek gibi değil hiçbir kulüp. Belki Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi’nde oynayacağı mücadeleleri düşünerek 1-2 nokta transfer yapabilir. Onda da karavana atma şansı yok. Tam isabet gerekiyor.
Madem zirveye çıkmaya dair üçünde de umut yok, o zaman yapılacak şey belli. Önümüzdeki sezonun planlamasına şimdiden başlamak. Artık büyük ve pahalı transfer dönemi kapandı. Hep aynı metotları deneyerek dümdüz aynı noktaya bakmak yerine biraz kafayı sağa sola, yukarı aşağı oynatmak lazım. Maliyeti düşük, faydası yüksek oyuncu arayışları her zaman hedef olarak konuşulur ama icraatta pek görülmez. Bu kez iş, hiç olmadığı kadar ciddi. 3 milyon Euro’yu bir oyuncuya vermek yerine, 3 milyon Euro maliyetle takımın yarısını oluşturma vakti. Kuzey Avrupa, Orta Afrika, Latin Amerika, Balkanlar... Buralarda yetenek avcılığı konuşmalı artık. Yıllardır bu bölgelerde arama tarama yaptığını söyleyen kulüpler var. Ama biz niyeyse bir elin parmaklarından fazlasını göremedik yıllardır. Hem 3 büyük kulübün performans olarak dibe vurması, hem de futbolun içinde bulunduğu ekonomik durum, mevcut hamleler için uygun zemin oluşturuyor.
Galatasaray, bu sezonun başında böyle bir yola çıktı. Maaşlar düşük olsa da bonservisler yüksekti. Bunun meyvesini Avrupa’da grup aşamasında topladı, ligde ise vaziyet ortada. Bu strateji yeni sezona taşınırken, bonservisi de cüzi isimler katılmalı kadroya. Beşiktaş kısmen sezonu kurtarma kadrosu kurma yoluna gidince hüsran yaşadı. Ama hala elinde öz kaynağından yetişmiş direkt takımda oynayabilen birçok genç de var. Bu yerli ve genç avantajını, yeni sezona yönelik yabancı oyuncularla da sağlarsa, gelecek sezonları kurtarabilir.
Fenerbahçe için ise durum biraz farklı. Yıllardır gelmeyen şampiyonluk, her sezon yaşanan hüsran işleri sarpa sardırıyor. Transfer sayısına ve sözleşmelere bakılınca yeni sezona dair de çok hamle şansı kalmıyor. Orada da Kim Min-Jae gibi, Szalai gibi isimleri kim bulup önerdiyse, bu sayıyı artırmak için çok ince eleyip sık dokumalı.
