|
Fethin ve Fatih’in İstanbul’unda seçim

Bugün biz İstanbullular sandık başındayız. Milli irade, İstanbul sathında tecelli edecek. 16 milyon insanın 4 yıllık geleceğini şekillendirecek. Turizm, kültür, finans ve üretim merkezi olan bir kentin geleceğidir bu. Türkiye’nin en önemli turizm, en önemli kültür en önemli finans merkezi. Anadolu’nun yarınlara sarkan ve geleceği belirleyen kalbi. İki siyasal ittifak, iki siyasi cephe ve iki siyasi lider bunun başkanlığı için yarışıyor. Bundan dolayı da İstanbul seçimleri salt bir seçim olmasının ötesinde uzun süredir kutuplar haline gelen iki ana siyasetin kazanması ve kaybetmesi etrafında seyredecek.

Türkiye, İstanbul seçimlerini iki siyasetin rekabeti etrafında izliyor. İzlemekten öte kalbi tutularak katılıyor. Anadolu’nun İstanbul’a düşen izdüşümleri, hemşeri dernekleri üzerinden siyasetle yoğun bir biçimde İstanbul meydanlarında boy gösterdi. İstanbul seçimleri sadece İstanbul’da değil, Anadolu’da da gündem. Herkes buna kilitlenmiş durumda. Bütün bölgesel ilgiler burada yoğunlaşmış. Özellikle Karadeniz ve Güneydoğu eksenlerinde ciddi bir siyasal çekişmeye sahne olduk. Karadeniz, özellikle İstanbul’da siyasal mülkiyetin büyük bir payına sahip. Bu açıdan önemli bir ağırlığı var. Güneydoğu da Kürt oyları açısından ve HDP’nin konsolide ettiği oylar nedeniyle önem taşıyor. Her iki aday da bunun farkında. Bunun için büyük bir siyasi mücadele yaşandı. İlk defa, bir belediye başkanlığı seçimi bu kadar çok fazla bölgesel dengeler açısından öne çıktı.

İstanbul’un kendinden saklı ruhu, zaten bir özgün ağırlığa sahip. Medeniyetler ve imparatorluklar başkenti. Dünya tarihi, o olmadan yazılmayacak bir kent. Osmanlı’nın dünyaya yüzyıllarca sunduğu adaletin başkenti. İslam dünyasını bir arada tutmuş bir payitaht. Hatta gayri Müslim unsurları yüzyıllarca huzur içinde bir arada tutmayı başarmış bir siyasal tecrübe. Bugün yeniden dünyanın en önemli ilgi merkezi. Ortadoğu halkları, Müslüman topluluklar, balkanlardaki Osmanlı bakiyesi unsurlar İstanbul’a bakarak umut taşıyorlar. Batılılar, hala kimi hayallerini bu şehir üzerinden taşıyorlar. İstanbul her açıdan bir servettir, bir umuttur, bir gelecektir.

Böyle bir şehre kim başkan olacak? Bir de iki siyasal kutup haline gelmiş siyasal çekişmede bu daha da önem taşıyor. Adeta kimin kaybedeceği ve kimin kazanacağını bu seçim belirleyecek. Olduğundan ve gerçekliğinden daha fazla bir anlama bürünmüş bir İstanbul tahayyülünden geçerek oy kullanacağız. Hem İstanbul seçmeni için ağır bir hava bu hem de İstanbul için. Aslında siyasal taraflar için de bu geçerli. Beklemedikleri bir ağırlığın altına girdiler. Hem kazanmak hem de kaybetmek daha da ağırlaşacak. Mesuliyeti daha da büyüyecek.

Çeyrek yüzyıldır muhafazakar siyasetin yönettiği İstanbul, bir dönüm noktasında şimdi. Muhafazakar siyaset açısından bir dönüm noktası. Bundan dolayı da her çeşit kazanma seçeneği devreye sokuldu ve beklenmedik adımlar atıldı. Muhafazakarlığın İstanbul’a yüklediği “Fetih’in ve Fatih’in şehri” anlamı, hakikaten çeyrek yüzyılda milletin nazarında ne kadar akis buldu? Ancak bu anlam nedeniyle muhafazakar siyaset, İstanbul’u kendisi için var olma ve yok olma yeri olarak görmektedir. Yahya Kemal’den Necip Fazıl Kısakürek’e kadar “Fethin ve Fatih ‘in” şehri anlamı bütün muhafazakar siyasetçilerin bilincinde bir yerde duruyor. O nedenle İstanbul seçimlerini kazanmak ve kaybetmek hayati bir öneme sahip. Salt bir demokrasi yarışı ve başkanlığı kazanmanın ötesine uzanıyor. Türk demokrasisi, bütün bunlara rağmen son raundunu bugün İstanbul’da oynayacak. Bizler İstanbul seçmenleri ve yurttaşlar olarak çeşitli kanaatlerimiz, taraftarlıklarımız ve tahayyüllerimizle oy vereceğiz. İstanbul’a, memlekete ve demokrasiye hayırlı olsun!

#İstanbul
#Seçim
5 yıl önce
Fethin ve Fatih’in İstanbul’unda seçim
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz