|
Koalisyon fragmanı nasıldı?

Meral Akşener’in Altılı Masa’yı terk ettiği 3 Mart gününden masaya geri döndüğü pazartesi gününe kadar Türkiye’de bazı meseleler de netleşmiş oldu.

Bir kere merhum Süleyman Demirel'in iki veciz sözü bir kez daha ete kemiğe büründü.

Demirel’in 1973 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar ile yaptığı ve inkâr ettiği görüşme bizzat Sancar tarafından deşifre edilir.

TRT ertesi gün Sancar’a dayanarak görüşmeyi duyurunca, Demirel soluğu yanında alan gazetecilere şu açıklamayı yapar: “Efendim dün dündür, bugün bugündür.”

Demirel’in bir de “Türkiye’de 24 saat siyaset için çok uzun bir süredir” sözü var.

Meral Akşener’in “kumar masası” ve “noter masası” ifadeleriyle üyelerini de tahkir ettiği masaya pazarlıklar sonucu 72 saat sonra dönmesi, ancak Demirel’in kıvrak zekâ ürünü cümleleriyle anlamlandırabilir.
Ancak geçiştirilemez görünüyor. Siyasette 24 saat uzun bir süre olsa da iki ay seçimler için çok kısa. Muhalefet, dağılma sonrası bir araya gelme coşkusunu yaşıyor. Lakin bu hava yerini yeni belirsizliklere bırakacak. Çünkü muhalefet bir yıldan fazladır Türkiye’yi kâğıt üzerinde yönetme açıklamalarından başka bir iş çıkarmadı. Çalışmaların ilk pratik ve sahaya yansıması olacak görüşmede ise
koalisyon krizi
çıktı. Şimdi yine en başa, girilmemiş seçimin kazanılmamış mevki ve makamları dağıtmaya döndüler.
Türkiye’nin 22 yıldır unuttuğu koalisyon dönemlerini hatırlatmaları ve üstelik muhalefetteyken böyle bir krizi yaşamalarının hasarını onarmak gibi büyük bir sorunları var artık. Çünkü
millete izlettirilen ‘koalisyon fragmanı’, Millet İttifakı’nın iktidar olasılığına dair soru işaretlerinin yanıtlarını verdi.

Her anlaşmazlıkta masayı terk etme tehditlerinin savurulduğu, talepler yerine getirilmeyince de zehir zemberek açıklamalar yapılarak ittifakın terk edildiği bir fotoğraftan bahsediyoruz. El sıkışmaların, yüze gülmelerin ve inşa edilen hukukların sahte olduğu, eski defterlerinin açıldığı, küfürlerin, hakaretlerin havada uçuştuğu ancak pazarlıklar sonucu yeniden dönülen bir masa var artık.

Kemal Kılıçdaroğlu masayı kurduğu 2022’nin Şubat ayından beri hem diğer ortaklarını idare etme hem de tabanını sağ ve milliyetçi kesime ısındırma gayretindeydi. Bir aşama kat ettiğini de söyleyebiliriz. Ancak Akşener masadan kalkınca sadece marjinal sol düşüncenin değil CHP tabanının da kendisinden ne denli nefret ettiği şu üç günde çok net görüldü.

Meral Akşener’in CHP’den söküp almak istediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinden geliştirdiği dönme formülü de yeni krizlerin habercisi olacaktır.
Ankara ve İstanbul’un yönetilme biçimleri ve pazarlık malzemesi yapılmasının siyasi sonuçları olacaktır. İmamoğlu ve Yavaş formülü, Akşener’in masayı dizayn etmesi olarak yorumlansa da aksine bir teslimiyet ve mecburiyet söz konusu.
Akşener büyük bir güvenle birlikte hareket etmeye davet ettiği Yavaş ve İmamoğlu peşinden gelmeyince bir anda yalnızlaştığını gördü. “Partim benim arkamda” dedi ama birçok İYİ Parti Milletvekili yaptıkları paylaşımla akıllarının Altılı Masa’da kaldığını gösterdi.
İYİ Parti’yi Türkiye’nin ana muhalefet partisi yapma iddiasında bulunan ve CHP’nin gölgesinden kurtarmak isteyen Akşener iki günde yüzde 7’lik barajın altında kalma tehlikesiyle yüzleşti.
Bu nedenle de
Akşener’in masaya dönüşü, siyaset mühendisliği olarak değil de siyaseten yok olma korkusu şeklinde okunmalı
. Bu korkuyu sadece Akşener değil, milletvekilleri de derinden yaşadılar.

Seçimlere iki ay kaldı. Erdoğan’ın nihayet bir rakibi ve hatta rakipleri var artık. Siyaset, sosyal medyadan sahaya taşınacak. Her şey gerçek olacak. Mesela halk izlediği kaostan sonra “dün dündür, bugün bugündür” diyecek mi? Bekleyip göreceğiz.

#Meral Akşener
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Koalisyon
#Altılı Masa
#Ersin Çelik
1 yıl önce
Koalisyon fragmanı nasıldı?
Özgür tiyatro mu dediniz?
Bizde sokağa  kahramanlar iner
Erdoğan’ın anlamı
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…