Veliler bu paraları ne için ödüyor peki?
Eğitim camiasında tecrübeli, öğrencilere ilgi ve alakası yüksek öğretmenlerin piyasası oluşturulmuş. Dikkat edin, “oluşmuş” demedim. Her veli çocuğunun okuldaki en gözde öğretmenin sınıfında okumasını ister. Normalde ilk kayıtlarda öğretmenler ve sınıfları kurayla belli oluyor. Ancak bir veli “benim çocuğum illa o gözde öğretmenin sınıfında olsun” istiyorsa, buna bir formül getiriliyor. Bağış yapması isteniyor ya da bağış yapmayı veliler teklif ediyor. Bu durumda çocuk kuraya girmiyor, direkt sınıfa yerleştiriliyor. Para ödemeyi kabul etmeyen veya ödeyemeyen ailelerin çocukları ise kurayla yerleştiriliyor.
Fiyatlar ise şehrine, semtine ve okuluna göre değişiyor. Gözlemim şu ki, 60 bin lira tavan rakam. Ancak çok sayıda veliden “biz 20 bin TL ödedik” mesajı aldım. Çok sayıda veliden de, “çocuğum iyi bir öğretmende okusun diye talep edilen parayı ödemeyi kabul ettim” minvalinde yanıtlar aldım. Bir anne şunu yazmış: “Kızımın gittiği okulda öğretmen seçme ücreti 20 bin TL. Tabiri caizse bu para ile seçme yöntemi ile kapış kapış gidiyor öğretmenler. Öğretmenin tecrübesine ve bilgisine göre fiyatları artıyor. Bizim okulda 10-20 bin arası değişiyor fiyatlar. 4. sınıfı bitirip tekrar 1. sınıf okutmaya başlayacak öğretmen, mayıs ayında okul kapanmadan onun sınıfına gelmek isteyen veliler ile ön görüşme yapıp sınıflarını kuruyorlar.”
Buradan bakınca da okul idaresi haklı görünüyor. Bakın bir veliden aldığım mesaj, meselenin temeline inmemizi sağlayacak: “Biz de kayıt bağışı yaptık. Ancak o paraların nerede kullanıldığını biliyorum. Okulumuz çok temiz. Düzenli. Çocuklarımızın kullandıkları tuvaletler her teneffüste temizleniyor. Sıvı sabunlarına kadar kontrol ediliyor. Yan mahalledeki okulda böyle bir sorun var mesela. Personeli az. Temizlenmeyen tuvaletlere girmek istemiyor çocuklar. Sabahtan akşama kadar “tutmak” zorunda kalıyorlar. Hangi anne baba razı olur?”






