|
Sosyal medya hepimizi Putin’le masaya oturmaya hazırlıyor
İkinci Dünya Savaşı’nın gerçek görüntüleriyle hazırlanan
bir belgesel serisi var. 1940’ların teknolojik imkanlarıyla elde edilen kayıtlar,
Batı vahşetinin yıllar sonra ortaya çıkan kanıtları
aynı zamanda. İngiliz uçaklarının 13 Şubat 1945’te Doğu Almanya’nın
Dresden kentine yaptığı saldırının korkunç görüntüleri mesela. İngiliz ve Amerika uçakları Dresden’e tam 4 bin ton bomba
yağdırmış. Ağır bombardımanın çıkardığı yangın fırtınaları şehri,
içindeki on binlerce insanla birlikte yutmuş. Öyle ki alevlerden kaçan
insanlar, havadaki oksijen tükendiği için boğularak can vermişler. Dresden saldırısı, üzerinden 77 yıl geçmesine rağmen hâlâ anlamlandırılmış değil. Böylesine ağır bir yıkıma, vahşete gerek var mıydı? Hitler Almanya’sı farklı bir yöntemle durdurulamaz mıydı?
O kadar masum neden öldü?
Bu sorulara yıllardır hiç kimse mantıklı bir yanıt veremiyor.
İnsanlık şimdi de Rusya’nın Kiev’i bombalaması karşısında benzer soruları soruyor. Ukrayna’ya
yönelik
işgal başkent Kiev’e dayandı.
Kiev, Avrupa’nın en kalabalık yedinci başkenti.
Tarihi, dokuzuncu asra dayanıyor. Daha birkaç ay önce milyonlarca turisti ağırlamasıyla gündem oldu. Savaş öncesinde üç milyondan fazla insan yaşıyordu. Kiev
şimdi
bombalanıyor. Rusya sivillerin şehri terk etmesine müsaade bile etmedi.
Tüm dünya Kiev bombardımanını canlı izliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın yılar sonra ortaya çıkan ve renklendirilen görüntülerini hayretler içinde izlemenin ötesinde bir şahitlik bu. Her şey gözlerimizin önünde oluyor.
Kiev şimdi Kabil’in, Bağdat’ın, Odesa’nın, Gazze’nin, Şam’ın ve Halep’in kaderini yaşıyor.
Sosyal medya çağında çıkan savaşlar aynı zamanda
‘enformasyon savaşı’
na da dönüştü. Sivilleri hedef alan
bombalar eş zamanlı olarak telefon ekranlarımıza da düşüyor.
İnsanlık yeni bir duygu süzgecinden geçiyor. Sosyolojik okuması ve psikolojik sonuçları gelecekte mutlaka tartışılacaktır fakat bu savaş yöntemi bizleri, yani sosyal medya kullanıcılarını da sürece dahil ediyor. Baskı altına alıyor.
Duygu durum bozukluğu
başta olmak üzere olaylara ve
tarifsiz acılara anlık tepkiler gösterip geçiyoruz.
Asıl büyük hasar ise maruz kaldığımız propaganda. Tamamen iyi niyetle, dünya görsün, duysun diye yapılan yayınlar dahil, ekranlara düşen her detay;
Rusya’nın haşmetini, gücünü, gözü karalığını kabul ettirecek etki oluşturuyor.
Rusya’nın elinde T
elegram gibi etkin ve güçlü bir silah
var. Toplumlar telefon ekranlarından izledikleri vahşetler ve şahit oldukları psikopatlıklar karşısında;
sinmekten, geri adım atmaktan, talepleri kabul etmekten başka şans görmemeye başlayacaklar.
Öyle görünüyor ki; Rusya yakıp yıkmaya ve bu vahşeti tüm çıplaklığıyla yansıtmaya devam ederse çok değil birkaç gün sonra
‘lanet olsun. Ne istiyorlarsa versinler. Yeter ki siviller ölmesin. Şehirler yıkılmasın’
söylemi kendiliğinden zemin kazanmış olacak. Putin verdiği emirle şehirleri yakıp yıktırırken, kamuoyuna da
‘Ukrayna’yı tüm şartları kabul etmiş olarak masaya oturmaya ikna edin’
baskısı yapıyor. Ukrayna halkı kahramanca direniyor evet. Ülkeleri için canlarını feda etmeye hazırlar. Kararlılar. Fakat sosyal medya eliyle oluşturulan baskının ana hedefinde bu irade var.

Bu Çeçenler o Çeçenler değil

  • Sosyal medyaya Rusya ordusunda savaşan ve Ukrayna’ya girmeye hazırlanan Çeçen askerlerin fotoğrafları düştü. Çeçenlere öfke gösterildi. Çünkü
    Türkiye’de Çeçen halkına muhabbet var. Aramızda bağlar var.
    Rusların katlettiği ve bir kısmının ülkemize sığındığı Kafkas halkının Müslüman mensuplarının Rusya için savaşması akıl alır gibi değil. Fakat bu Çeçenler o Çeçenler değil artık. İki yıl önce Taha Kılınç enfes biz yazıyla anlatmıştı. Dileyen internetten okuyabilir. Ben de Türkiye’deki Çeçen halkı algısına yönelik kısa bir yazı yayınladım Instagram hesabımda. Rusya’yı 1994’te nasıl dize getirdiklerini kısaca anlattım.
    Grozni’yi iki saatte almak için yola çıkan Rus ordusuna tarihinin en ağır yenilgilerinden birini yaşatan Çeçen komutanların
    adını zikrettim.
    Cahar Dudayev, Şamil Basayev, Aslan Mashadov ve Zelimhan Yandarbiyev’i
    andım. Fitne ile nasıl bölündüklerini, liderlerin nasıl tek tek ortadan kaldırıldığını ve
    Putin’in başlarına atadığı Kadirov ailesine
    de değindim.
    Instagram işte bu yazıyı kaldırdı.
    Beni şiddeti teşvik etmekle itham etti. Araştırınca öğrendim ki;
    Instagram Çeçen liderleri terörist olarak görüyormuş
    . İsimlerinin geçtiği içeriği kaldırıyormuş. Dijital faşizm tam olarak böyle bir şey işte. Şunun altını çizmek istiyorum. Özellikle de gençler bilmeli. Türk halkı ve özellikle de mütedeyyin insanlar 90’larda Çeçenlerin yanındaydı. Kapılarını açtı. Yardımlar gönderdi. Şimdi de Rus ordusunun işgalciliğini üstlenen
    Kadirov komutasındaki Çeçenlere karşı Ukrayna halkının yanındayız.
    Dualarımız Ukrayna halkıyla.
#Rusya
#Ukrayna
#Kadirov
#Çeçen
2 yıl önce
Sosyal medya hepimizi Putin’le masaya oturmaya hazırlıyor
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle