|
Harran"da Oxford varmış!

Henüz bahar, yaz değil, demiştik Şanlıurfa'ya indiğimizde. Tenimizi dağlayan sarı sıcağın kızıl toprağı yalayarak hararetini iyice artırmakta olduğunu sonradan anladık. O kadar sıcaktı ki, Şanlıurfa'da kavrulduktan sonra yurdun serin bir köşesinde niyetlenenlerin niye "Orucumuzu Urfalıların orucu gibi makbul kıl" diye dua ettiklerini kavradık. Şükür, Halil-ür Rahman ve Ayn-el Zeliha gölleri, gölün etrafındaki yeşil alan şehri sürekli serinletmekte. "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selametli ol!" diyen ayet asırlardır aynen hüküm sürmekte.

13 bin beş yüz yıllık tarihi, medeniyetler yeşerten coğrafyasıyla Şanlıurfa, malum bir Peygamberler şehri. Hz. İbrahim'in doğduğu, Hz. Eyüp'ün çilesini çektiği şehir. Ve Divan şirinin de yataklarından. Şairler Nabi, Abdi ve Sakıp Efendi'ye mekan olan şehir, adına yaraşır bir etkinlik gerçekleştirdi geçtiğimiz hafta. Belediye Başkanı Dr. Ahmet E. Fakıbaba, Kültür ve Turizm Müdürü Necmi Karadağ, yılların düşünü gerçek kılmak için çabalayan Necdet Karasevda ve TYB Şanlıurfa Başkanı Mehmet Kurtoğlu'nun gayretiyle Ulusal Balıklıgöl Şiir Akşamı'nın ilki düzenlendi. Gündüz Prof. Ramazan Kaplan, Doç. Yakup Çelik, gazeteci-şair Özcan Ünlü, Sivas'ta Sühan dergisini çıkaran Hüseyin Kaya, Elazığ'da Bizim Külliye dergisini çıkaran Nazım Payan, Trabzon'da Mor Taka'yı çıkaran Yaşar Bedri Özdemir'in ve benim katıldığım "Şiirin taşrası, taşranın şiiri" başlığıyla bir panel düzenlendi. Konuşmacılar kendi açılarından şiir-taşra ilişkisine değindi. Radyocu Kahraman Tazeoğlu ile Niyazi Gedik Şair Nabi Kültür Merkezini dolduranlara müzik eşliğinde şiir sunarken, yurdun dört bir yanından gelen, yüzlerine göldeki yakamozun ışığı düşen şairler Balıklıgöl'de şiirlerini okudu. Özcan Ünlü, Hüseyin Kaya, Adem Truna, Hüseyin Alemdar, Yaşar Bedri, Nazım Payam, Ömer Kazazoğlu, Ali Akbaş, Mehmet Kurtoğlu, Necdet Karasevda, Hasan Akçay, Ali Sözer ve Ali Uysal gecenin şairleriydi. Başkan Fakıbaba ise gecenin sonunda etkinliğin seneye uluslararası yapılacağı müjdesini verdi.

Şiirin sesinin yerini akşamları Belediye Sıra Gecesi ekibinin okuduğu türküler, gazeller, hoyratlar aldı. Hasta olmasına rağmen bizi kırmayıp bir gazel okuyan gazelhan Bedirhan Kırmızı'nın sesi taş duvarlarda yankılandı, geldi gönlümüze kuruldu.

Harran'a yapılan gezi büyüleyici, bir o kadar da hüzünlüydü. Konik kubbeli evleri, höyüğü, kalesi, surları ile Harran, bir çırpıda asırlar öncesine götürüverdi bizi. Sümerce ve Akadca'da 'kavşak' anlamına gelen Harran'da, 7 bin yıl öncesinin zenginliğinden, zarafetinden, ihtişamından izler vardı elbette lakin, sahip olduğumuz mirasın kıymetini bilemediğimiz de apaçık ortadaydı.

Halk mimarisi ürünü Harran evlerinden sadece 18 tanesinin ayakta kaldığını öğrenmek, kalanların yıkılmaya yüz tuttuğunu, sevimsiz betonarme binaların Harran'ın silüetini bozduğunu görmek fazlasıyla asap bozucuydu. Harran Kalesi ise bağrındaki derin çatlaklarla zamana, rüzgara ve güneşe karşı çok savunmasız görünüyor. Kültür Bakanı Atilla Koç'un bu durumdan, birbiri ardına gelip giden komisyonlara rağmen kurtarma adına herhangi bir sonuç alınamadığından haberi var mı, merak ediyorum.

Emevi Hükümdarı II. Mervan tarafından 744-750 yılları arasında yaptırılan Harran Ulu Cami hayranlık verici. Anadolu'nun ilk anıtsal, ilk revaklı avlulu, şadırvanlı ve zengin taş süslemeli camii imiş bir zamanlar. Geriye pek bir şey kalmamış. Yarım minare, bir camii duvarı ile bir giriş kapısı ayakta kalanlar. Güneş ışıklarını Harran Ovasına yayarken cami ve külliye onu bir bütün kılan taşlarını eteklerine dökmüş bekliyorlar.

Önce Moğol istilası, sonra Haçlı saldırıları 'tarihin altın şehri' Harran'ı yakıp yıkmış. Bilim adamlarının medreselerden, zenginlerinin şehirden uzaklaşmasına yol açmış. Yani İbrahim Tatlıses, "Urfa'da Oxford vardı da biz mi okumadık?" diye boşuna dememiş. Hiç değilse yıkılanlar ayağa kaldırılabilseymiş Harranlı çocuklar, geçmişin sesiyle bile eğitilebilirmiş.
٪d سنوات قبل
Harran"da Oxford varmış!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle