|
İrtica elden gidiyor

Fatih''te çarşaflı bir kadın, ilkokul dördüncü ya da beşinci sınıfa giden oğlunu okuldan almış. Sarmaş dolaş önümden yürüyorlar. Oğlanın neşesi yerinde, ha bire anlatıyor.

Meğer bugün tüm sınıf, sosyal bilgiler dersinde anlatılan konudan sıkılınca aynı tepkiyi vermiş, hep bir ağızdan öğretmenlerine Alişan''ın geçen yaz pek popüler olan şarkısını söylemiş:

“Bu konulara girmeyelim, olay bitmiştir görüşmeyelim”

Anne çocukla birlikte gülüyor, oğlunu yanağından öpüyor.

Dersi nasıl kaynattıklarını anlattığı annesinden olumsuz bir tepki almayan çocuk cesaretle soruyor:

“Anne, çakkıdı ne demek?”

“Bilmem ki” diyor kadın, “Nereden duydun?”

“Televizyondaaan” diyor çocuk ve hatırlatmak için Kenan Doğulu''nun bu yaz patlayan şarkısını söylüyor:

“amanda hadi kalk kaynaşalım kız / çakkıdı çakkıdı oynaşalım kız / azıcık alttan azıcık üstten /

hoppidi hoppidi hoplatalım kız”

Anne oğul güle oynaya yollarına devam ediyor.

Fatih''e “İrtica hortladı” haberi kotarmak için gelmiş bir foto muhabiri o an orada olsa ve tesadüfen bu anne oğlun fotoğrafını çekse, çekilen kare de ertesi gün gazetelerin birinin göbeğinde sergilense ne olur?

Ne olacak, “irtica geliyor, laiklik elden gidiyor” diye ciddi ciddi korkanların korkusunun da, dudaklarındaki uçuğun da çapı biraz daha büyür. Resme şartlanmış algıyla dışarıdan bakanlar için bu resim, “yürüyen irtica”nın resmi sonuçta. Yer Fatih çünkü. Üstelik kadın da çarşaflı.

Ürettiği ve yaydığı değerler konusunda kendisi son derece muhafazakar bir çizgi tuttururken halkın değerlerini çözmekte hayli radikal ve hamarat davranan medya için, resim bundan ibaret zira.

Resim tek boyutlu olduğu, durumun arkasındaki sosyolojik yapıyı kapsamadığı, resim altını dolduranlar da bu yapıyı anlamakta isteksiz (ya da pek kullanışlı bir konudan vazgeçmekte gönülsüz) olunca, resmin fon müziğini oluşturanın ne “sordum sarı çiçeğe” ilahisi, ne de “her gün âşûrâ / her yer Kerbelâ” marşı değil de “çakkıdı çakkıdı” şarkısı olduğu gözden kaçıyor haliyle.

Resimdeki kişilerin aynı medyanın, aynı popüler kültürün etkisinde olduğu, aynı havayı teneffüs ettiği de unutuluveriyor. Arka plan tek hamlede tpekslenirken, uzaydan geldiği sanılanlar, defalarca tekrarlanmasına rağmen hâlâ aynı etkiyi uyandırması umulan bir korku filminin baş kahramanları olarak ön yüzeyde öylece kalakalıyor.

Aslında her şey bu kadarla kalsa iyi. İrtica söylemini, iştahını kabartan işin bir de öteki ucu var. İrticanın cazibesine kapılan popüler kültür kişileri de bir süredir bu yükselişten beri duramıyor. Çetele gittikçe şişiyor.

Programında günün trendine, mevsimin gereğine göre yazlıklardan kışlıklara, gece kıyafetlerinden iç giyime ve bikinilere kadar her çeşit kıyafetin sunumuna yer veren Seda Sayan''ın Ramazan dolayısıyla tesettür defilesi yaptırması da, hızını alamayıp başını bağlaması da irtica hanesine yazılıyordur herhalde.

Eğer öyleyse Ajda Pekkan dahil ilahi okuyan diğer şarkıcılar da, Ramazan şenlikleri kapsamında çıktığı sahnede Yunus Emre''den “gel gör beni aşk neyledi”yi attıran CHP''li manken Tuğba Özay da listeye dahil edilmiştir mutlaka.

Reklam kuşakları da keza, silme ramazan reklamlarıyla dolu. Her ürünün, her hizmetin mübarek ramazanla bir bağı kuruluyor bu ay ve ekranlarda sabah akşam dini bütün reklamlar dönüyor.

Korkulmayacak gibi değil yani. İrtica bu kez kesin geliyor.

Bu gidişat, hele ki Başbakan''ın “gelin şu irticayı tanımlayalım da, neyle uğraştığımızı bilelim” teklifi, aslında “İrtica elden gidiyor” yakarışlarına resmen zemin hazırlıyor.

18 yıl önce
İrtica elden gidiyor
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz