Tam olarak eşikteyiz…

Herkesi, her kesimi dinliyorum, derin bir sessizlik var.

Öyle zannediyorum ki, siyasetin dili, tarzı, tavrı olduğu gibi değişecek, halk bunu değiştirecek.

Bu seçimde işin rengi değişecek…

Seçim sonuçlarına yönelik olarak söylemiyorum bunu.

Kimin nereyi kazanacağı nereyi kaybedeceği pek ilgilendirmiyor beni.

Anlayış değişecek, siyasete bakış değişecek, siyaset üzerinden tartışılan konuların başlıkları değişecek, bunu söylüyorum.

Mesela siyaset cazibesini kaybedecek, eskisi gibi siyasilerin peşinden koşan kitleler olmayacak.

Bu seçimden sonra oy kullanan, sandığa giden seçmen sayısında düşüş yaşanacak.

Seçimlere katılım oranı düşecek…

Türkiye’ye bakalım, Türkiye’de ideoloji temeline dayalı siyasetin söyleyecek sözü var mı?

Gökalp’in üçlemesi turunu tamamladı, memleket epey Türkleşti, epey muasırlaştı, epey İslamlaştı…

Bu üç eğilim sırasıyla iktidar oldu, birbirini tanıdı.

Tanışma sürecinin ardından anlaşıldı ki, ne Türkçüler, ne Batıcılar, ne de İslamcılar vatan konusunda farklı düşünmüyorlar.

Herkesin kastettiği vatan aynı vatan, bu anlaşıldı…

Şimdi bugün yerel seçimlerde ülkenin beka sorunu tartışılıyor.

Daha önce böyle bir şey oldu mu, yerel seçimlerde böyle bir şey konuşuldu mu?

Tabii ki konuşuldu…

Ne zaman konuşuldu, biliyor musunuz?

Sayın Erdoğan’ın İstanbul’a belediye başkanı olduğu seçimlerden önce konuşuldu.

İslamcılar henüz iktidar olmamıştı, Gökalp’in üçlemesindeki son halka merkeze oturmamıştı.

O dönemlerde Batıcılar ve Türkçüler, İslamcıların iktidar olmasıyla ülkede beka sorunu yaşanacak, zannediyorlardı.

Hatta Erdoğan’ı, Talibancılıkla suçluyorlardı.

Sonra anlaşıldı ki, İslamcıların ya da muhafazakarların iktidar olmasıyla beka sorunu falan yaşanmıyor, onlar da diğerleri gibi mevcut devleti mevcut kurallara göre yönetmek istiyor.

Şimdi hepimiz şunu biliyoruz…

Konya’yı AK Parti, İzmir’i CHP, Osmaniye’yi MHP, Diyarbakır’ı da HDP alacak.

Bu konuda hemfikiriz değil mi, bu şehirleri bu partiler alacak, bunu biliyoruz.

O zaman ülkenin beka sorunu Ankara ve İstanbul seçimleriyle mi tartışmalı hale gelecek?

Ne desem, bilemedim ki…

Eğer bir ülkede yerel seçimler beka sorunuyla tartışılıyorsa, bu durum geleneksel siyasetin sonuna işaret ediyor, demektir.

Televizyon programlarına bakın, kimsenin birbirine söz söyleyecek mecali kalmamış, herkes yorulmuş.

Türbanlıymış, türbansızmış, açıkmış, kapalıymış, kimsenin böyle şeyleri taktığı falan yok.

Siyaset, bu meseleleri çözerken aynı zamanda kendi alanını da daralttı, kendi sözünü de tüketti.

Şimdi beka sorunu gibi devlet gücüyle halledilecek işleri tartışıyor.

Koskoca devlet, kendi bekasını yerel seçimlerle test ettirir mi, öyle devlet olur mu?

Devlet dediğin şey, beka sorunu diye bir şey hissederse ne parti takar, ne seçim takar, ne de bilmem nerenin belediye başkanını takar.

Geleneksel siyasetin kurduğu son seçimidir bu, siyaset yoluyla toplumları yönetme çağı bitmiştir, o defter kapanmıştır.

Bugünün dünyasında milli ordulardan profesyonel şirketlerin kurduğu ordulara geçiliyor.

Yani hizmet satın alınıyor…

Aynı şey siyaset için de geçerli, siyasetin boşalttığı alan da hizmet satın alınarak doldurulacak.

Yeni dünya düzeninde kent yönetimleri için ihaleler yapılacak, kentleri de profesyonel şirketler yönetecek.

İş oraya doğru gidiyor...