Fıkıhçıların, ya da modern tabirle İslam hukukçularının tartıştıkları meselelerden biri de, akitlerin/sözleşmelerin Resulüllah zamanında, ya da mezheplerin oluşumunda bilinen ve uygulananlardan ibaret olup olmadığıdır. Bu bilinen akitlere el-ukûdü’l-müsemmât, yani isimleri belli sözleşmeler denir.
Bu akitler fıkıhta otuza yakındır. Alışveriş akdi, kira akdi, nikâh akdi gibi...
Üçüncü olarak Resulüllah’ın bazı hadisi şerifleri de yine çeşitli meşru gayelerle farklı dayanışma akitlerinin kurulabileceğini bize gösterir. Mesela o, Eş’arî kabilesini beğenme sebebini şu sözleriyle anlatır:
Buna benzer bir olay da şudur: ‘Resulüllah Ebu Ubeyde başkanlığında bir kafileyi sahil istikametine doğru göndermişti, azıkları bitince başkanları, azığı olanların azığını toplayıp az az hepsine taksim etti’ (B).
Ve buna itiraz edilmedi.