|
Camide deprem

Adam su sesini kimselere duyurmamaya çalışarak usul, usul abdest aldı. Namaz takkesini, tesbihini yokladı. Eh çok şükür cebindeydiler işte. Hanımı mutfağı toparlamakla meşguldü. Kolayına sesi duymazdı. Hanımın ağır işitmesi de bir lütuf ahir ömürde. Tam kapıya geldi. Yavaşça anahtarı çevirecekti ki, kadın, beyaz örtüsünü savurta, savurta kapının önüne dikildi:

-Hayırdır? Cami çok hasarlı diyorlar bak...

Adam acele tarafından boşaltılacak bir öfke ile kadının barikatını geçmeyi denedi.

-Hadi hadi. Sen işine bak. On bir aydır beklediğimiz sultanı bir iki söylentiye feda edecek kadar yüreksizlerden değiliz biz.

-Gazete yazmış. Hasarlı camiye giderseniz müntehir olursunuz diyorlarmış.

-Allah Allah bu ramazan da bunu buldular.

-Ne diyorsun sen Hacı! Deprem Allah''ın işi.

-Allahın işi inandık iman getirdik de; bunca söz, söylenti olduydu-olacaktı kısmı da şeytan vesvesesi.

-Evinde kılsan olmuyor mu?

-Eve deprem uğramayacak diye haber aldın zahir...?

-Allah korusun hasarlı diyorlar işte. Azıcık sallansa bile izdiham olur. Beni dinlesen derim.

-Kalbimi dinleyeceğim hanım kalbimi. Bu ramazan yalnız kalbimi dinleyeceğim. Dokunma!

Kararlı bir şekilde anahtarı çevirdi, ayakkabılarını giydi.

-Hakkını helal et hanım.

Kadının gözleri yaşardı.

-Sende helal et bey.

Deprem olacaktı-olduydu söylentilerinden bu yana birbirlerinden ayrılırken, hatta öğlen uykularına yatarken bile helalleşmek ihtiyadını geliştirmişlerdi.

Senelerdir camiye ezandan önce gider, çayını caminin yanındaki çayhaneden içerdi. Namaz vaktine kadar, eski Ramazanların feyzi anlatılır hatim ile tervih kılınan camiler üzerine, merhum hocalar üzerine sohbet edilirdi. O ümitle çayhaneden içeri girdi. Sadece iki kişinin gelmiş olmasına şaşırdıysa da ilk gün olduğu için anca gelirler akşam namazını yetiştiremediler herhalde diye düşündü. Selam verdi hemen kapının girişine oturdu.

Çayhanede hizmet veren genç delikanlı patavatsız bir biçimde atıldı:

-Ne o Hacı dede? Can tatlı değil mi? Azıcık sallanınca kapıdan kolayca kaçacaksın ha!

Sessizce la havle çekti içinden. Deprem İzmit, Adapazarı Düzce de can almıştı almasına da İstanbul''da akıl almıştı en çok. Herkes durmadan depremi konuşuyordu. Dün cemaat ciddi, ciddi tam secdedeyken deprem olsa kaçıp/kaçmamanın hükmünü sormamış mıydı İmam Efendi''ye?

Teselli etmeye de gelmiyordu. "Sen yaşıyacağını yaşamışsın. Oğlanı kızı evlendirmişsin" deyip lafı ağzına tıkıveriyorlardı.

Duymamazlığa gelmek en hayırlısıydı.

Delikanlı lafının havada asılı kalmış olmasından hiçbir rahatsızlık duymadan bir yenisini attı ortaya.

-Haberin vardır herhalde. Kur''an kursunu yıktırıyormuş Reis...

-Niye evladım? İnşaatı daha yeni bitti. Hasar filan da yoktu. Oldukça da sağlam.

Üstelik kendisinin de emeği vardır. Seçimden önce iki kamyon kum göndermişti.

-Güldürme adamı hacı dede. Seçimden önce başka, seçimden sonra başka.

-Sapasağlam bina yıktırılır mı yahu?

Çaycının zevzekliğine yorup, yanındaki iki ihtiyara baktı. Beyhude yere üzülüyorsun gibisinden ikisinin de aynı anda elleri havaya kalkıp indi.

Bir anlam veremedi. Zevzek çocuktan yana baktı tekrar.

-Bana inan Hacı dede!

Tam o sırada imam efendi girdi içeri. Daha cemaat toplanmamıştı ama ezana da bir şey kalmamıştı. İmam efendi çaycı çocuğa dönüp;

-Televizyoncuları ayarladın mı? diye sordu.

-Tamam da bir faydası olmazsa daha kötü olur diyorlar. El altından Reise ulaşın diyorlar. Kur''an kursu olmasını engelleyin ama yıktırmayın diyorlar.

-Kim diyor oğlum. Her lafını diyorlar, diyorlar diye bitiriyorsun.

-Bizim de bir sırrımız olsun be hocam! Binanın yıkılmasını engelledik mi gerisi kolay zaten. İş bugün yarın yıkılmasını engellemekte.

Televizyoncuların adını duymak söz orucuna niyet etmiş gibi gözüken iki yaşlıdan ip tatkeli olunun iftarını geciktirmedi. Boynunu büküp İmam efendiye sordu:

-Hocam Avrupa birliğine girince mes giyemeyecekmişiz diyorlar doğru mu? Torun söyledi. Avrupalı olunca sokakta öyle lastik ayakkabı dolaşılmazmış...?

İmam efendi şaşırdı. Ne dese boş. Kulağına gelen ezanla rahatladı. Camiye doğru yöneldi. Mes ile ilgili olarak sorduğu soruya cevap alamamış olan ihtiyar hem ayakkabılarını çıkarıyor hem de son bir yardım ister gibi;

"Ben mese alıştım. Avrupalı''ya benim mesimden ne" diyordu.


24 yıl önce
Camide deprem
Cihatçılar, İslamcılar ve self-sömürgeci aydınlar
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin