Çok eski bir taktiktir; siyaseti ve milli iradeyi ekonomi üzerinden vurmak ve boyun eğdirmeye çalışmak. Türkiye tam da böyle bir süreçten geçmektedir. Ve bu süreç, en az üç ay daha devam edecektir.

Şunu çok net bir şekilde söyleyebiliriz: Türkiye çok önemli bir üç ay geçirecek ve bu üç ay Türkiye tarihindeki en önemli çeyreklik dönem olacak.

Şu anda siyaset ve ekonomi cephesinde yapılan karşılıklı tüm hamlelerin sonuçları bu üç ay içerisinde alınacaktır.

Eğer Türkiye bunlara boyun eğmeden yoluna devam edebilirse; yeni bir döneme girilecektir.

Yok, eğer bu mücadele de yara alıp kaybederse, uzun süre düştüğü yerden kalkamayacaktır.

Şu anda yaşananlar bu üç aylık sürece yönelik eylemlerdir. Ve mart sonuna kadar alınacak neticelerle Türkiye"yi yıpratmaya yönelik çalışmalardır.

Devam eden bu üç aylık süreç içerisinde neler olacak diye bakacak olursak;

Bunlardan en yakın ikisi bu hafta içerisinde gerçekleşti.

Birincisi; Merkez Bankası üzerinde yapılan baskılarla bankanın faiz artırması isteniyordu.

Merkez Bankası her ne kadar gösterge faizi artırmasa da teknik olarak bir faiz artırımı yaptı. Buna rağmen bankanın kararını açıklamasının ardından ve piyasaya müdahalesine fırsat bırakılmadan, dövizde aşırı alımlarla yukarı yönlü hareket devam ettirildi.

Olumsuz algıyı devam ettirmek için döviz üzerinde oynanan manipülatif hareket devam ederken, piyasada tahvil faizlerinde ciddi bir hareket olmaması ise bu işin ekonomik kaygılarla yapılmadığının bir göstergesidir. Eğer öyle bir kaygı olsaydı; dövizle beraber faizlerin de yükselmesi gerekirdi.

İkincisi; beş yıl aradan sonra Başbakan Erdoğan"ın, Brüksel"de katıldığı Avrupa Birliği zirvesidir.

Bazıları bu zirvede Türkiye"nin başarısız olmasını ve Avrupa Birliği"nden Türkiye"ye karşı sert açıklamaların gelmesini bekliyordu. Bu hevesleri kursaklarında kalırken, zirve Türkiye açısından gayet olumlu geçti.

Bir diğer hazırlık; önümüzdeki şubatta OECD"de yapılacak görüşmelerde Türkiye"yi "yolsuzluk, kara para ve rüşvet" listesine sokmak istiyorlar. Bu yönde ciddi bir mesai harcanıyor. Halkbank operasyonu da bunun bir parçasıydı. Eğer bu gerçekleşirse finansal yapıyla beraber ekonomide ciddi yaralar alacaktır.

En önemlisi de; Türkiye"nin Suriye"ye dair izlediği dış politikayı terörün finansmanına yamama çalışmaları da bu süreçte devam edecektir.

Son günlerdeki tır operasyonları bu yamamanın bir parçasıdır. Eğer başarılı olurlarsa; Türkiye terörü finanse eden ülkeler listesine dâhil edilecektir.

Bu süreçte ortaya saçılabilecek "dezenformasyon" gündemli şok belgeler ve operasyonlarla da sürece katkı yapılmaya devam edilecektir.

Hülasa; mart sonundaki seçimlere kadar oldukça hareketli günler geçireceğiz. Ve bu dönem Türkiye tarihindeki "en önemli üç ay" olacaktır.

Beklentim; Türkiye bu süreci atlatacak ve yeni bir döneme merhaba diyecektir.

Aksini düşünmek bile, insanın tüylerini ürpertmektedir...