|
Hayal kurma, çete kur! Şiir okuma, canına oku!

Bir yanda vatandaş canıyla uğraşırken, bir yanda fazla mesaiye mecbur edilen Meclis''ten el çabukluğu marifetiyle enteresan yasalar çıkartılıyor.

Mezarda emeklilikten sonra, nereden icabettiği belli olmayan ( ya da çok belli olan) af yasası da bir punduna getirilerek şapkadan çıkarıldı.

Hem öyle bir af ki insana ister istemez Nasreddin Hoca fıkralarından birini hatırlatıyor.

Hoca bir gün daha önce gitmediği bir şehre gitmiş. Etrafına bakınarak yürürken karşısına kocaman bir köpek çıkmaz mı? Köpeğin hırlayarak üstüne gelişini hiç beğenmeyen Hoca, bir taş atarsa köpeğin korkarak kaçacağını düşünmüş. Düşünmüş ama hangi taşa el atsa yerinden çıkaramamış. Bunun üzerine çareyi kaçmakta bulan Hoca, bir yandan da kendi kendine söyleniyormuş:

"Ne biçim yer burası böyle! Taşları bağlamAışlar, köpekleri salıvermişler!"Teşbihte hata olmaz, hükümetin yumurtladığı af yasası da temelde böyle bir mantığın eseri.Hangi hükümet ortağına sorsanız, suçu diğer ortaklarına atıyor.Hükümetin başı ise pek hoş, yasanın bazı maddelerini kendisinin de içine sindiremediğini söylüyor.Daha önce böyle bir şey göreniniz var mı?Bir başbakan, sırf üç ortaklı bir koalisyon hükümetinin başında olduğu için, içine sinmeyen bazı yasa maddelerinin Meclis''ten geçmesine göz yumuyor."İçine sinmek" lafı çok önemli, bir şeyin insanın içine sinmemesi için ya midesinin ya da vicdanının kaldıramayacağı kadar pis, iğrenç ya da yanlış olması gerekir.Acaba Ecevit''in durmu hangisine uyuyor?

Neyse lafı uzatmayalım; yasa ortada kalmış durumda, sahibi yok!

Çünkü hiçbir siyasi konum, böyle bir yasayı açıkça savunmayı göze alamaz.

Yani o kadar sakat bir durum var ortada!

Bütün üçkağıtçılar, bütün çeteciler, bütün mafya elemanları, bütün tetikçiler, bütün işkenceciler, bütün vicdansız dolandırıcılar, bütün hortumcular, bütün sümenaltıcılar, bütün dümenüstücüler, bütün topçular, bütün kalemliler, bütün yılmazlar toptan serbest!

Ama fikrini söyleyenlere, şiir okuyanlara, pankart açanlara yasağa devam!

Hükümetin sevgili vatandaşlarına ne söylediğini duyuyor musunuz?

Şöyle diyor: Çalın, çırpın, dolandırın, kaçırın, kazıklayın, çeteleyin, çivileyin, mıhlayın, iç edin, hortumlayın, ezin, bağırtın, canlarına okuyun, inim inim inletin, sürüm sürüm süründürün, analarından emdikleri sütü burunlarından getirin, bitirin, götürün!.. Sakın korkmayın, ben arkanızdayım!

Üç beş kişinin pisliğini örtmek için koskoca bir ülkeyi kaosa sürüklüyorlar, bunun adı da icraat oluyor.

Bu ülkede affedilmesi gereken birileri olduğu kesin; hatta suçlu görülerek hapse tıkılmış insanların bazılarından bir de özür dilemek gerekiyor.

Ama ayrıntılara dikkat edin, af yasası onlar için çıkarılmıyor.

İnanmıyorsanız çıkaranların süt dökmüş kedi pozlarında ortalıkta dolaşmalarına bir bakın!

Bu durumda söylenecek üç şey kalıyor geriye:

Bu adamlarla bu memleket iflah olmaz!

Bu memleket iflah olmaz bu adamlarla!

İflah olmaz bu adamlarla bu memleket!


25 yıl önce
Hayal kurma, çete kur! Şiir okuma, canına oku!
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî