|
Kalbin bütün renkleri

Kendisi için kötü olanın, başkaları için de en az o kadar kötü olduğunu bilenler, Allah'ın kullarına bahşettiği nimetlerden daha fazlasına sahip olmak için kötülük silahına başvuramaz.



Başkalarına kötülük yapmayı göze alanlar, kendilerini diğer insanlardan daha 'önemli' buldukları için bunu yapıyor.



Günlere yayılan küçük küçük kötülükler, daha büyük kötülüklerin görünmezleşmesini kolaylaştırıyor.



Attığımız ilk adım yürüye yürüye geldiğimiz yeri tam olarak açıklamaz; ancak attığımız o ilk adım olmasa bugün nerede olurduk sorusu anlamlıdır.



Sahih-i Müslim'de insanı içinden tutup silkeleyen bir hadis-i şerif var, bugün de olduğu gibi, aklıma estikçe sizlerle paylaşıyorum: “Fitneler kalplere hasır çubukları gibi tekrar tekrar gelirler. Hangi kalbe bunlar tamamıyla içirilmiş olursa, o kalpte siyah bir leke meydana gelir. Bunları reddeden kalbe gelince, onda beyaz bir leke oluşur. Hatta iki kalbe işleyecek derecede beyazlaşır bembeyaz cilalı taş gibi olur. Bu takdirde, semalar ve yer devam ettiği müddetçe ona hiç bir fitne zarar vermez. Diğeri ise, meyilli bir testi gibi kırmızımtırak siyah renklidir. O, kendisine içirilmiş bulunan hevasından başka hiç bir iyi olan şeyi tanımaz ve hiç bir kötülüğü de geri çevirmez.”



Sunî malzemelerle donattığımız; yaşamakla kazanılmamış ve bedeli ödenmemiş bir zihinsel dağarcığa sahibiz. Hayatın iç sesine kulak vermemek ve kendimizle konuşmamak gibi çok büyük iki suç işliyor, çok bağışlanmaz iki ihmal gösteriyoruz. Bunun tabii sonucu olarak, bizi hayatla ve kendimizle buluşturacak hakiki bir dile sahip olamıyoruz. Sahici kelimelerimiz, sahici cümlelerimiz yok bizim. Bu sebeple ki, dilin inanılmaz zenginliklerle dolu bahçesinde hiç kimseye randevu veremiyoruz.



“Sabahın karşısında konuşmak ne zor!/ İncecik kül gibi kalıyorsun,/ dağ susmaya giden yolu biliyor/ sen bilmiyorsun” diyor Dağ isimli şiirinde Birhan Keskin.



O bir damla yaş gözünün ucuna kadar gelmenin bir yolunu bulduysa, bil ki yanağından süzülüp yere de düşecek, hayat böyle!



Ben bir yerde kendi halimde bir şarkı mırıldanıyor ya da öylece boş boş dikiliyor muydum bir zaman? O sıra yanıma usulca yaklaşıp, “Hayallerimi biraz tutar mısın, ben hemen geliyorum!” demiş miydi biri?



Kendini ömür boyu sımsıkı içine kapatıp asla dışarı vurmayan insanlar, bi patlayın artık!



Başkalarının giyinik hallerine baktığında, kendini bütün çıplaklığıyla görebilen insanlar da var.



“Herkesin kendini birlikte dönmeye bıraktığı bir dünyası var” dedi aynaya bakarak, “sen dışarıdasın!”



Sanki sadece “Kalbim!” diyebildim, gerisi hiç bitmeyecek uzun bir sessizlikti.



Mevsim kış ve sanki içim sükût şiltesine kıvrılıp uyuyan bir beyaz kedi...



“Dünyanın dört mevsim var” dedi meczup, “içimin bir tane!”


#meczup
#Sahih-i Müslim
#sükût
8 yıl önce
Kalbin bütün renkleri
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî