|
Nereye dalıp gittin?

Nereye dalıp gittin?

Nereye dalıp gitti gözlerin?

Uçsuz bucaksız bir alemde yitmekte misin? Bir girdap da biçare dönmekte misin? Dondurucu bir iklimde yavaşça sönmekte misin? Bir anın içinde bin bir kez ölmekte misin? Bin bir kez dirilip hayata dönmekte misin? Bir damla su içip bin bir kez kanmakta mısın? Bin bir pervane olup tek bir ateşte yanmakta mısın? Bin bir rüyanın içinde kaybolup yaşıyorum sanmakta mısın?

Nereye dalıp gittin?



Nereye dalıp gitti gözlerin?

Ufukta mahşeri bir fırtına kopuyor, orada mısın? Ardı ardına ürpertici şimşekler çakıyor, orada mısın? Bir ırmak, olanca bilgeliğiyle bin yıllık yatağında akıyor, orada mısın? Bir çiçek her sabah yüzünü güneşe dönüyor, orada mısın? Uzak vadilerde dalından düşen her kuru yaprağın sesi duyuluyor, orada mısın? Gökyüzünde bir kuşun hayali kanat çırpıyor, orada mısın? Bir nabız atışında alem yeniden yaratılıyor, orada mısın? Herkesin hiç kimse olduğu bir yer var... Söyle, orada mısın?

Nereye dalıp gittin?

Nereye dalıp gitti gözlerin?

Belli ki içinin denizlerinde serinliyor çıplak ayakların. Belli ki bütün mevsimleri içinde saklayan bir mevsimdesin. Belli ki kalabalıkları içine almayan bir iklimdesin. Belli ki kendi sularında yüzüyor, kendi kıyılarında dolaşıyor sesin. Belli ki her şeyi dışında bırakan bir şeyin içindesin.

Nereye dalıp gittin?

Nereye dalıp gitti gözlerin?

Hangi kelimelerin kıyılarına vuruyor hoyratça dalgaların? Hangi mısraların dallarında sallanıyor uçarı salıncağın? Hangi pencereden uzaklara, uzaklara, çok uzaklara bakıyor çocuksu bakışların? Hangi gurbeti bir yün yumağı gibi durmadan eline dolamaktasın? Hangi kelebeğin peşine takılıp bilmediğin bahçelere koşmaktasın? Hangi yükseklerden hiç durmadan bilmediğin derinliklere düşmektesin? Hangi dilde kim bilir hangi anlama gelmekte, hangi sırlanmış ifadenin içinde depreşmektesin? Bir gün kanat çırparım diye hangi kozanın içine yerleşmektesin?

Nereye dalıp gittin?

Nereye dalıp gitti gözlerin?

Başını koyduğu yastık gördüğüm şu alemde mi? İçine düştüğün uyku bizimle aynı gecede mi? Uyandığın bütün sabahlar yeryüzünde mi? Güneşin sonsuz renkleri yalnız senin teninde mi? Söyle geride bıraktığımız her şey hâlâ yerinde mi? Hayat o hiç değişmeyen seyrüseferinde mi?

Nereye dalıp gittin?

Nereye dalıp gitti gözlerin?

Buradasın ama değilsin. İçimize dokunuyorsun ama ne kadar uzansak dokunamıyoruz biz sana. Açık bir kitap gibisin ama düğümleniyoruz okumaya kalksak her satırında. Parıldıyorsun uzak yıldızlar gibi ama işte tâ gökyüzünde.

Nereye dalıp gittin?

Nereye dalıp gitti gözlerin?

Bizim bu gaflet yanığı gözlerimizle sürülür mü hiç, senin aslına yürüyen ayak izlerin.

#Hayat
#Toplum
6 yıl önce
Nereye dalıp gittin?
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî