Bugün her dilde bizdeki "kaba güç" kavramını karşılayacak bir sözcük ya da bir söz terkibi bulunduğuna göre, demek ki "güç" kavramı dikkatle ele alınması, nezaketle irdelenmesi gereken bir kavram... "Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu" diyen atalarımızın sözünü de dikkate almamız, üstünde düşünmemiz gerek. Mertlik, gücün ahlakıdır çünkü. Roma İmparatorluğu ya da Osmanlı İmparatorluğu çağının en güçlü ordularına sahip olduğu için güçlü değillerdi. Bununla birlikte bir medeniyet anlayışı ortaya koydukları, bir insani perspektif yakaladıkları, ilimden fenne, toplum hayatından kültüre, sanattan mimariye kadar hayatın hemen her alanında varlık ortaya koydukları için güçlüydüler.

Bu medeni bütünlüklerini kaybetmeye başladıklarından itibaren, büyük ve donanımlı orduları onları ayakta tutamaz oldu. Başlangıçta gücü ahlaki bir zenginlikle kullanan bu medeniyetler, zamanla iç fesatlara, dış dümenlere, uyumsuzluk ve kargaşalara teslim oldu. Mertlikle ne iç savaşlar, ne dış savaşlar kazanılabilir oldu. Çünkü namertlik icadoldu.

O günden bu güne de savaşların mertlikle kazanılmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Gücün bir ahlakı yok. Uzun zamandır bombalar bir şehri bütün bir ahalisiyle birlikte yok edecek bir niyetle yapılıyor. Hiroşima ve Nagazaki bunu iyi biliyor. Bağdat, Saraybosna, Kabil, Beyrut gücün ne kadar kabalaşabileceğinin, çirkinleşebileceğinin, ahlaksızlaşabileceğinin, namertleşebileceğinin acı tanıklığını yapıyor. Güçlüler kaba güçlerini dünyanın üzerinde gezdiriyor.

Ancak zaman bu acıları sinesinde eritecektir. Asıl acı, vuranların, yani namertlerin başlarının üstünde sonsuza dek asılı kalacak. Çünkü onlar çılgın silahlarıyla silahsız insanları öldürüyorlar. Onlar güçleriyle kabalaşıyor, ahlaksızlaşıyor, çirkinleşiyorlar. Hiçbir ayna bir daha onlara kendilerini güzel gösteremeyecek. Ne paraları, ne bilimleri, ne teknolojileri, ne de bilmem ne formüllü, ultra temizleme kabiliyetli deterjanları ellerindeki kiri temizleyemeyecek. Onlar kaybettiler, kaybedecekler. Mertçe ölenler, namertçe öldürenlerden hep daha uzun yaşadılar, yine yaşayacaklar. Bombaların vurduğu şehirler yıkılmayacak ve bu asrın suçunu bu kaba güç sahiplerinin yüzlerine vurmaya devam edecek.

Bugün masum kalabalıkların kötüler karşısında yüreğinden başka silahı yok. Masumların silahları yok, bombaları yok, tahrip gücü yüksek planları, programları yok. Ama yürekleri var, yani mertlikleri, ahlakları var. İşte bu en korkulacak güç namertler için... Çünkü bu güç gerçek güç, yıkılıp gitmeyecek bir hayat kaynağı...

İşte bunun için durmadan silahlanıyorlar, bunun için kirli stratejiler, hain planlar geliştiriyorlar. Bunun için birbirlerinin kirli ellerinden tutuyorlar. Bu büyük namertlik ittifakını bunun için kuruyorlar. Dünyada hiç mertlik kalmasın, meydan namertlere kalsın diye...

Ama bu şehirler direnecek, masumiyeti korumak adına, insanlığı korumak, sürdürmek adına, mertliği yaşatmak adına direnecek.

İyilik asla ölmeyecek, baki kalacak.