|
Var mı itirazı olan?
En kalabalık olduğu saatte şehir meydanında bir adam aniden “İtirazım var!” diye avazı çıktığı kadar bağırdı. İnsanlar duymamak için kulaklarını tıkayarak hızla yanından uzaklaştı. Albüm tanıtımı yapıldığını neden sonra anladılar.

Görünüşte hiçbir şeye itiraz etmiyor ama nedense bulunduğu her ortamda, ünlem işaretinin sonuna eklendiği cümleyi ettiği gibi insanları içten içe tedirgin ediyordu.

Değiştirmeyi hiç denemediğimiz şeylerden sürekli şikayet edip duruyoruz. Bu, iki şeyin göstergesi olabilir: Ya teoride karşı olduklarımızın pratikleriyle aslında bir sorunumuz yok. Ya da sonuna kadar çuvallamış olduğumuzun aşikar olduğu meselelerde bile bıktırıcı bir akıldışılıkla sürekli üste çıkmak istiyoruz.

“Beni seviyorsan, haklı olduğumu kabul edersin” dedi karşısındakine, “haksız olmaya hiç hazır değilim!”

Herhangi bir meselede yanılmış olmayı çoğumuz utanç verici bir mağlubiyet gibi görüyoruz. Oysa her insan için doğru olanı öğrenme yolunda bulunmaz bir fırsattır bu!

Cehaletin en tahripkar olanı, muhtemel ki yanlışa düşmekte değil, yanlışta kök salmaktadır.

“Bir gece yarısı pencereden baktım ve yatay çizgileri olan bir zebranın koşarak caddeden geçtiğini gördüm doktor” dedim. Gözlüklerinin üstünden yüzüme bakarak gülümsedi ve bana “uyku sersemi” teşhisi koydu.

Yakın zaman sonra insanın görüş açısını galiba sadece arabasının dikiz aynaları genişletebilecek!

Bizler yanılması mukadder olanlarız, en büyük yanılgımız da hakikatin bizden neşet edebilir bir şey olduğunu sanmak... Eğer hakikatten bir nasibimiz olsun istiyorsak, onu 'yanılmaz olan'da aramak zorundayız.

“Öğretmek, ancak aya işaret eden bir parmak gibidir. Parmağı ayla karıştırma!” dermiş eski Zen üstadları.

Kandilini acziyetinin yağından tutuşturan, bir ömür onunla aydınlanan insanlar da var.

Yanlıştan ari bile olsak -ki değiliz-, bizim kuru aklımızla bilmemizin eni boyu, tabiatımız icabı, kum tanesinin çölü bildiği kadar ve hatta o kadar bile değil...

“Hakk ilmine bu alem bir nüsha imiş ancak/ Ol nüshada bu adem bir nokta imiş ancak/ Ol noktanın içinde gizli nice bin derya/ Bu alem o deryadan bir katre imiş ancak” buyuruyor üstünde çok tefekkür edilesi bir nutk-ı şerifinde Niyazi Mısri Hazretleri...

İnsanın ulaşabileceği en üst idrak noktası, artık bilemeyeceğini bildiği yerdir.

“İlmin bir damla olup sonsuzluk ummanına düştüğü bir yer var” dedi beyaz saçlı adam. “Allahım hayretimizi arttır!” dedi yanındakiler.

“Sen küçük bir balıksın” dedi meczup, “deryayı içemezsin!”
#meczup
#İtirazım var
#Cehalet
#Niyazi Mısri Hazretleri
8 yıl önce
Var mı itirazı olan?
Dini nikâh ne demektir?
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!