|
Varlığının tiryakisi yokluğunun delisiyiz Filiiiiiiiz

Leyla İle Mecnun ve Üsküdar''a Giderken şu sıralar en çok güldüğüm diziler. Sadece güldüğüm değil, aynı zamanda sevdiğim de.

Büyük saygı duyuyorum komedi yapanlara ayrıca. Hikaye anlatmak başlı başına bir mesele çünkü. İnsan neden yazar sorusunun bin bir cevabı var. Anlatamadıklarını yazar, anlatıp rahatlamak için yazar. Kendini ispat için yazar. Fark yaratmak için yazar. Tarih düşmek için yazar. İnsanları etkilemek için, paylaşmak için, asıl büyük gizi yine de kendine saklamak için… Yazar da yazar.

Komedi, bu yazılıp çizilenler içinde en zoru derler ya, hakikaten öyle. Beceremezsen sonu perişanlık çünkü. Hepi topu 30 saniye süren fıkraları anlattığında beklediği takdiri toplayamayıp içten içe ezilen, örselenen adamları düşününce, zorluğu iyice çıkıyor ortaya. Bu işe soyunanların çoğu birer cesur yürek.

Karakter yaratmak da ayrı bir dert. İzleyenin sevmesi lazım o karakteri. Dram yoğun dizilerde mecburi olmayan bir durum ama komedide şart. ''Bundan bir tane de bizim okulda, işyerinde, mahallede olsa ya'' demesi, görünce gülmeye hazır hale gelmesi lazım. İşte bu sezonki dizilerde böyle çok karakter var. Leyla İle Mecnun''da Mecnun (Ali Atay) ve İsmail Abi (Serkan Keskin) mesela. Üsküdar''a Giderken''deyse Oğuz (Murat Cemcir). Filiiiz diye içlenmeleri, ofisboy karşısında verdiği amansız mücadelesi, hem ondan hem bundan olsun uyanıklığı, yine de paçasını kurtaramadığı çaresizlikler… Fenomene doğru gidiyor bu adam.

Mecnun da, kadere isyan edip ''niçin'' böyle yapıyorsunuz diye kadim dostlarına hesap sorarken, deniz kenarında uzaktan sohbet etmeye çalıştığı İsmail Abi''yi duyamayınca ''nasıl'' diye bağırırken, Ferdi Tayfur şarkıları söylerken (özellikle de Varlığının Tiryakisi Yokluğunun Delisiyiz''i)mektup yazarken, aşkından sokağı yakarken yani her haliyle çok komik. Sadece komik değil sevilesi. İsmail Abi de öyle. Küsüp de barışmanın en kolay olduğu adamlardan o da. Kendi başını, sabah sokmasa akşam derde sokan, arkadaşı içinse her şeyi yapabilecek tiplerden.

Yönetmeni Onur Ünlü''yü ki kendisi Musa Rami ile polis camiasına unutulmaz bir karakter katarak saygıyı sevgiyi toplamıştır, senaristi Burak Aksak''ı ve elbette emek veren her kimseyi tebrik etmek gerek.

Üsküdar''a Giderken tıpkı Leyla İle Mecnun gibi absürt komedi. Leyla İle Mecnun Yeşilçam filmlerinin izinden giderken bu dizi daha evrensel bir tat yakalıyor. Aslında karakterler (30 yaşına gelmiş ama hiç kız arkadaşı olmamış Oğuz gibi) hayli yerel olsa da iş evrensel; animasyonlar, ölümlerden dönen aile babası vs. Yönetmeniyse yine sinemacı; Çalgı Çengi''yle bu aleme sağlam bir adım atan Selçuk Aydemir. O filme bakınca Üsküdar''a Giderken biraz daha yukarılara çıkabilir diye düşünmekteyim hatta. Daha iyi olacak gibi. Bakalım izleyip göreceğiz.

Eğer mağara adamları nasıl gülmeleri gerektiğini bilselerdi tarih şimdikinden daha farklı yazılırdı – Oscar Wilde
13 yıl önce
Varlığının tiryakisi yokluğunun delisiyiz Filiiiiiiiz
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle