|
Eurovision şarkısı olmasa müzik tartışması yapılmayacak bu ülkede

İyi: Oscar gecesi uykuyla uyanıklık arasında geçtiğinden önceki akşam NTV''de tekrar yayınını izledim. Ekranı, Prime Time saatlerinde ödül gecesine üstelik kazananı belli olan bir geceye teslim etmek, NTV''nin yıllardır sürdürdüğü ''iyi'' işlerden biri.

O ödül törenini sadece Oscar''ı kimler aldı gözüyle değil, ''Amerika''dan dünyaya ne mesajlar veriliyor?'' diye de izlemek mümkün. Bu yılın öne çıkan en önemli mesajı İran yapımı Bir Ayrılık''a verilen ödül ve tabii sonrasında yönetmen Asghar Farhadi''nin söyledikleriydi. En İyi Yabancı Film ödülünü alan film, son dönemde izlediğim en iyi yapımlardan. Bir Ayrılık Berlin''de de büyük ödülü aldı almasına fakat Oscar gecesi dünya çapında izleniyor ve burada gelen ödül, İran kültürünü dünyaya hatırlatmak açısından önem taşıyor. Yönetmen Asghar Farhadi o ödülü alırken şöyle konuştu: “Bugün bizi dünyanın dört bir yanında milyonlarca İranlı seyrediyor. Eminim hepsi çok mutlular. İran halkı mutlu çünkü siyasetçilerin savaş, tehdit ve saldırıdan söz ettiği bir dönemde ülkelerinin ismi, siyasetin tozu altında saklanan zengin, köklü bir tarihe sahip ve muhteşem kültürü ile anılıyor.”

Kötü: Milletçe müzik eleştirisi yapacak tek alanımız neden Eurovision şarkısının tepesidir anlamak güç. Neden tek yaptığımız şarkının üstünde tepinmektir? Neden kimse kimsenin şarkısına hiçbir şey demiyor da (kişisel çekişmeler hariç) iş Eurovision şarkısına gelince her türlü nezaket sınırı zorlanıyor? Son yıllarda TRT''nin şarkıyı tek başına seçmesi eleştiriliyor örneğin. Pek makul bir tartışma. Ama sakin başkaca zamanlarda yapılsa sonuç verebilecek bu tartışma, neden şarkı açıklandıktan hemen sonra başlıyor? Kıraç neden ve nasıl “Şarkıyı dinlemek benim için çiğ köfte ile Fransız şarabı içmek gibi tuhaf bir şey” şeklindeki ''kötü'' açıklamasında nezaket sınırlarını geçtim, bir şarkıcı olarak şarkıyı, müzik normlarına göre eleştirmesini beklediğimizi göremiyor?

Çirkin: Medya neye el atsa orada gelecek güzel günler için korkulu bir bekleyiş başlıyor. Elini veren kolunu kaptırabilir her an. Peki yine de ister sıradan bir vatandaş olsun ister mesleğinde uzman bir isim, medyanın ilgisine mazhar olma hevesinden vazgeçiyor mu? Hayır. Son olarak Akdeniz Üniversitesi''nde gerçekleştirilen nakil operasyonları, yazılı/görsel medyanın ilgi odağı oldu. Doktorlar malzeme verdikçe haberciler işin ayrıntısına girmeye başladı ve rekabet kızıştı. Özellikle yüz nakli yapılan Uğur Acar''ın ilk kez hangi kanala çıkacağı tartışmaları bu işin suyunun çıkarıldığının bir göstergesiydi. Özel bir röportaj yayınlayacak diye apar topar basın toplantısı dahi düzenlendi. Artık iş iyiden iyiye ''çirkin''leşmeye başlamıştı. Tam medyada bu işte ileri gidildiği konuşuluyordu ki Hacettepe''den ikinci nakil haberi geldi. Ve çoğumuz bu ameliyata ''ben daha iyisini yaparım'' havasında girildiğini düşündük. Çift kol çift bacak ameliyatı başarılı olsa ameliyatı gerçekleştiren ekip, sırf yerli değil yabancı basının da gözdesi olacaktı. Ancak mutsuz son. Hastanın yüreği bu yorgunluğa dayanamadı. Tamam, her konuda suçlu olarak medyayı bellemek kolaya kaçmaktır ama bu kadar hassas bir konuda herhangi bir sınırın çizilmesini beklemek de çok büyük bir beklenti olmasa gerek.

12 yıl önce
Eurovision şarkısı olmasa müzik tartışması yapılmayacak bu ülkede
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle