|
Hacı, Türk dizileri Arabı bozar mı?

Biz bunca karmaşanın içinde dizilerle başedemezken, dizilerimiz Arap ülkelerinde izlenme rekorları kırıyor. Şimdi buna sevinelim mi, üzülelim mi?

Sevinelim elbette, ne âlâ para geliyor, yurt dışına açılıyoruz.. Doğrusu koca bir tarihle birlikte birçok ortak şeyi paylaştığımız memleketlere "yurt dışı" demeye dilim varmıyor ama adetten olmuş.. Çünkü; mesela Medine-i Münevvere"ye gittiğinizde kendinizi hiç de farklı bir yerde hissetmiyorsunuz; zaten evinizdesiniz.. hangi milletten, ülkeden olduğunu kestiremediğiniz insanlar sizin Türk olduğunuzu ilk görüşte anlıyor ve muhabbetle size yaklaşıyor, "Türk?" diyor, başınızı sallıyorsunuz, "merhaba" diyor, sizinle bir şekilde konuşmaya çalışıyor.. Üstelik hemen tüm Medine esnafı Türkçe biliyor, Türk paranızla çoğu yerde rahatça alışveriş yapıyorsunuz, köşede de "Eminönü Hacı Malzemeleri" dükkanı var.. Neresi farklı bir yermiş?

Yurt dışı mı, içler içi mi lafından geldik buralara.. konumuza tekrar avdet edersek; Türk dizileri Arap ülkelerinde çokça seyrediliyor demiş idik.. Peki üzülelim mi?

Batı dünyası, Osmanlı döneminden kalan adeti üzere Arap topraklarında hep Türkiye üzerinden politika yapmak zorunda kalmış.. O topraklara nasıl gireceğini düşündüğü anda Türkiye"yi muhakkak hesap etmiş… Çünkü o topraklar, artık siyasi olarak değilse bile halklar arasındaki gönül bağını hiç koparmamış.

Arap dünyasını gevşetmek isteyenlerin ellerindeki en önemli koz, elbette savaşlar, bir türlü sükunete ermeyen –erdirilmeyen- iç karışıklıklar.. Ama yetmiyor.. Dahası ne? Dahası, bir anlamda Arapların örnek aldığı ülkelerin sanatını da kullanmak lazım.. Nasıl kullanmalı? En kestirmeden ahlak erozyonunu sağlayarak. Çünkü vicdanı ve ahlakı henüz bozulmamış cemiyetlerin savaş kaybettiği vâki değildir.. Zayıflatmak lazım.. Eritmek lazım.. Yok etmek lazım..

Peki nasıl ve ne ile?

Türkiye, Arap toplumlarının örnek aldığı bir ülke, kardeş, hatta ağabey gördükleri bir ülke. Çünkü bir zamanlar "halife" Türkiye idi, farklı bir bağları vardı bu memleketle. O halde buradan oraya ne giderse kıymetliydi. Tıpkı "sürre alayı" gibi. Nasıl hürmetle karşılanırdı, hediyeler alınır, hediyeler verilirdi.

Şimdi yine buradan ne giderse kıymetleniyor.. Ama işte mesele de bu noktada başlıyor, çünkü buradan ne gittiği çok önemli. Türk dizileri..

Hangi diziler? Aşk-ı Memnu, Ezer, Ihlamurlar Altında, Gümüş, Acı Hayat, Bir İstanbul Masalı, Yaprak Dökümü, Menekşe ile Halil, Yol Arkadaşım, Zerda, Kurtlar Vadisi en rağbet görenleri..

Behlül, Arap gençlerinin en özendiği karakter imiş mesela. Özendikleri ve olmak istedikleri şey Kıvanç Tatlıtuğ"un tipi, saç şekli vs ise mesele yok.. Hangi karakter olursa başarıyla da canlandırıyor. Zaten oyuncunun iyisi, zıt karakterleri canlandırabilendir. Asıl mesele, Arap gençlerinin özentilerinin, Tatlıtuğ"un canlandırdığı karakterle eşleşip eşleşmediğinde.. Behlül, amcasının karısını ayartan bir karakter(siz) ve ortada kalmış bir kimlik(siz).

Ne ki, Arap erkekleri Necati Şaşmaz ve Kıvanç Tatlıtuğ''a benzemek için bıçak altına yatıyorlarmış.. Estetik ve Plastik Cerrahi Op. D.r İbrahim Oskui, Araplar"ın Türkiye''de ucuz ve sağlıklı buldukları estetik operasyonlar talep ettiklerini açıklamıştı. Hatta Oskui"nin şu sözleri hayli ilginçti: "Ortadoğu''da eşler Türkiye''deki bay bayan oyunculara hayranlık duydukları için aralarında kıskançlık kavgaları çıkıyor. Onlar da hayran oldukları oyunculara benzeyerek eşlerine daha iyi görünüyorlar. Kavgaları da estetikle çözüyorlar."

Ama işin daha vahim boyutları vardı. Al Arabiya televizyonu, bir Yemenli"nin, Kurtlar Vadisi"ni izledikten sonra beş kişiyi öldürdüğü, Yemenli kadınların eşlerinden dizilerdeki karakterler kadar romantik olmadıkları için şikayet ettikleri ve Türk dizilerindeki başrol oyuncuları gibi şık olmadıkları için boşanmak istedikleri haberini vermişti. Haberde, romantik Türk dizilerinin senaryolarının, muhafazakar Yemen toplumu için sıradışı olduğu ifade edilmişti.

Hal böyle olunca, Azerbaycan ve Tacikistan"da Türk dizilerine yasak geldi. Tacikistan"da yasağın sebebi olarak dizilerdeki şiddetin izleyenleri kötü etkileyeceği gösterilmiş, diziler bizzat Devlet Film ve Video Ajansı Başkanı Davlat Safarov tarafından "terörizm ve ekstremizm öğeleriyle dolu" olarak tanımlanmıştı.

Bakalım işin sonu nereye varacak?

Diğer yandan, Batı filmlerinde hep Araplar"ın, Müslümanlar"ın ne kadar pis, pasaklı, fakir oldukları gösterilir. Bizlerin de "acaba gerçekten öyle mi?" dediği olmuştur. Amma ben, dünyanın en zengin, en refah, en bahtiyar insanını Medine"de gördüm.. Mekke"de gördüm. Hiç abartmıyorum.. Gidin ve siz de görün..

12 yıl önce
Hacı, Türk dizileri Arabı bozar mı?
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu