|
Sen oyunumu bozuyorsun ama!

Birkaç gün evvel dış mekanda bir TV programı çekiyorduk.. O güzel mekanda çekim yapabilmemiz için bizlere her daim yardımcı olan öğretim görevlisi beyefendiyle bir yandan ayaküstü konuşuyorduk.. Kendisinin de geçmiş zamanlarda bir TV deneyimi olmuş, daha doğrusu bazı programlara konuk olarak katılmış, o esnada da TV dünyasının arka perdesinin nasıl işlediğine şahit olmuş.. Başından geçen birkaç olayı anlatırken, hiç unutamadığı bir deneyimini üzülerek paylaştı..

Konuştuğumuz üniversite öğretim görevlisi, şu büyük TV kanallarından birinde, o zamanlar çok meşhur olan ve doğru habercilik yaptığına inanılarak halk tarafından her gittiği yerde "S… abi" diye karşılanan bir "kanalcının" programına konuk olarak katılmış..

Program başlamış.. Tartışma hararetle gidiyor.. Öğretim görevlisi onca tartışmanın içinde doğruları söylemeye yelteniyor, programın yapımcısı ve sunucusu S… abi tarafından susturuluyor.. Tekrar doğruları söylemeye çalışıyor, bu kez S… abi tarafından canlı yayında epey azarlanıyor..

Öğretim görevlisi buraya nereden düştüğüne şaşkın. "Burası nasıl bir yer? Benim burada işim ne? Ben buraya neden gelmiştim?" derken reklam arası veriliyor. Hazır fırsat bulmuşken, S… abiye, insanların önünde kendisini böyle azarlayamayacağını, kendisini böyle bir duruma düşüremeyeceğini, buna hakkı olmadığını söylüyor.

Aldığı cevapla daha da şaşırıyor:

Diyor ki S… abi, "sen oyunumu bozuyorsun ama!"

Öğretim görevlisi şaşırıp kalıyor.. Ne oyunu? Burada program mı yapılıyor, oyun mu oynanıyor? İnsanların TV"de inanarak izledikleri, hepsi birer oyun muymuş?

Halkın S… abisi devam ediyor azara, "sen oyunumu bozuyorsun, tabii ki ben böyle davranacağım ki halk dikkat kesilsin, ilgiyle izlesin. Yoksa bu halka nasıl seyrettireceğiz bu programları!"

Üniversite öğretim görevlisi kendini nasıl dışarı attığını bilmiyor.. Demek her şey bir oyun. Bir düzmece.

Gerçekten öyle. Halkımız bilmez ama.. 24 saat salya sümük ağlayan kanallarda yayınlanan, daha doğrusu "dizi film" diye seyirciye kalitesiz olarak kakalanan görüntüleri dahi gerçek hayattan alınma zannederek izliyor.

Bir başka TV programcısı arkadaşım seneler evvel yine benzer bir olayı anlatmıştı. Dindar kesimin o zamanlar kumandasının 1 numarasına ayarladığı kanallardan birinde konuk imiş.. ara verilince sunucu –ki yine ünlü biri maalesef- sesini yükselterek "ama olmuyor böyle sayın filanca, sayın falanca, kavga edin biraz, yoksa nasıl reyting alacağız!" demiş.

Kanal kelimesi de ne enteresan gelir bana. Sürekli bir yerden bir yere akıcılığı sağlar kanallar. Ama o kanaldan ne akıttığın çok önemli..

11 yıl önce
Sen oyunumu bozuyorsun ama!
Katırlar ve bidon kafalılar
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit