|
Temel sorunlarımızdan biri-2

Bir önceki yazıda kaldığımız yerden, Falih Rıfkı Atay''ın "Çankaya"da, dönemin imar planı sorunlarına getirdiği tanıklıktan devam edelim. Jansen planının uygulanmaya çalışıldığı günler için Falih Rıfkı şöyle diyor:

"Şehir planında evsiz fakirlere verilmek üzere bir ucuz arsalar bölgesi ayrılmıştı. Bu arsalar her isteyene parasız da verilebilecek, fakat yapılanlar ufak kulübeler de olsa bir mühendisin kontrolü altında bulunacaktı. Tam merkezde mektep, çarşı ve dispanser gibi umumi tesisler için bir yer ayrılacaktı. Belediye bu vazifesini de bir yana bıraktı. Dışarıdan gelenler Ankara Kalesi tarafındaki sırtlarda ilk gecekonduları tecrübe ettiler. İmar Komisyonu yıkılma kararı verdi, vilayet ve belediye aldırış bile etmedi. Türkiye''de gecekondu faciası, işte o zamanlar Ankara Belediyesi''nin imar plancılığını bu türlü baltalamasında aldı yürüdü."

Falih Rıfkı İmar Komisyonu Reisi iken başından geçen bir olayı da şöyle anlatıyor: "Ankara planında Yenişehir''in ana cadde arkaları bahçeli evler semti, Çankaya ve Kavaklıdere daha geniş bahçeli villalar semti idi. (...) Bir gün Avusturyalı mütehassıs Örley bana geldi. Atatürk''ün Yenişehir''de Bayan Rukiye için yaptıracağı evin planını tasdik ettiğini söyledikten sonra: ''Biliyorsunuz ki bu mahallelerde dükkan olmayacaktır. Halbuki evin projesinde bir dükkan var. Müracaat köşkten olduğu için dokunmadık. Size söylüyorum,'' dedi.

Akşam Atatürk''e gittiğimde durumu olduğu gibi anlattım. ''Ne demek bu? Bizim keyfimiz için planı mı bozacaksınız? Yarın mütehassısa söyle, projeyi geri alınız ve dükkanı siliniz,'' dedi. Öyle de oldu idi. Fakat kimse durdurulamıyordu. Arsayı veya evi kaç kat ve nasıl bir bina yaptırabileceğini bilerek almış olanlar, mülklerini gelirlendirmek için plan disiplinini bozmaya uğraşıyorlardı. Bir milletvekili evinin bahçesi önündeki garajı bakkal dükkanına çevirmişti. Uğraştık, kanunların böyle olup bittileri gidermeye elverişli olmadığını gördük. Ondan sonra garajların bahçe gerilerine yaptırılmasına karar verdikti.

Ankara, Jansen planına göre, boş bir toprakta kurulduğu için dünyanın en modern şehri olacaktı. Gerek trafik, gerek oturma bakımından sırf Doğu''ya değil, Batı''ya da örnek olma şerefini kazanacaktı. Bir müddet sonra menfaatler birleşerek imar komisyonu meselesini ''kuş''a döndürdüler. Yabancı mütehassısı, maaşını azaltarak, gitmek zorunda bıraktılar. Müdürleri emirlerine aldılar. Çırpındık, çırpındık, planın temellerinden kaymasını önlemeye muvaffak olamadık. Hatıra defterimden bu fıkrayı çıkardığım günlerde Ankara''ya gitmiştim. İki yıldan beri görmediğim şehrin hali beni ümitsizliğe düşürdü. Plan temellerinden yıkılmıştı. Yenişehir mahalleleri, gecekondu semtleri anarşisi içinde idi. İki katlıdan fazla bina yapılmayacak yerlerde sekiz katlı çirkin çirkin kaleler yükseliyordu. Bahçeler silinmiş, irili ufaklı arka sokak dükkanları ile tıkanmıştı."

Yaklaşık 70 yıl önceye ait bu tanıklık bize bir şey ifade ediyor mu? Deprem sonrasında siyasi kazanım amacı güden eleştirilerden ve varsayımlarla semiren arsa-bina spekülasyonlarından öteye bir hedef, bir amaç saptayabildik mi? Hangi ideoloji, görüş ya da toplum katmanından olursak olalım, bu konuda neredeyse ortak bir duyarsızlık (hatta yağmacılık) içinde olduğumuzu görebildik mi? Türkiye''de bir hükümetin gerçek bir "siyasi irade" sergileyip sergileyemediğinin sınanacağı temel alanlardan biri "imar" sorunumuzdur. Bu alanda, Batı Avrupa ülkelerinde görülen "İmar Polisi" uygulaması da dahil olmak üzere, yapılabilecek pek çok şey var. Yeter ki buna uygun bir "siyasi irade" sergilensin.

"Bunca siyasal-toplumsal sorun arasında, hem de tam şu sıra, bunun lafı mı olur?" diyebilirsiniz. Ama bu, Türkiye''nin görmezden geldiğimiz temel sorunlarından biridir. Bu sorun karşısındaki bireysel ve örgütsel vurdumduymazlığımız her ideolojiyi, her görüşü, her siyasal tutumu ta başından kirletiyor. Bu kirlenme, kişisel düzlemde, bizim canımızı acıtmıyor olabilir; ama Cumhuriyet kurulduğundan bu yana söz konusu alanda büyük bir uğraş veren, hem de bunu devletten aldığı maaşla yetinme haysiyetini göstererek beceren bir avuç şerefli bürokratın canını çok acıttığı kesin. Vatanseverliğin sınanacağı geniş mi geniş bir alan duruyor karşımızda!

24 yıl önce
Temel sorunlarımızdan biri-2
“Sakıncalı” youtuber, küçük erkek çocuklar için “rol model” olursa?
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler