|
Sabır, Sükunet ve dostluk

Mehmetçik bir tepeye mevzilenmiş ve komutanının sorularına yanıt vermeye başlamış;

-Düşman karşıdan gelirse ne yaparsın?

-Hemen o yöne dönerim. Tüfeğimi düşmana doğrulturum...”

-Ya sağdan gelirse?

-Sağ tarafa döner 30 derecelik bir açı alıp, tüfeğimi düşmana yöneltirim.

-Peki arkadan gelirse?

-Alçak sürünmeyle geri döner, tüfeğimi düşmana doğrulturum.

Şimdi bir tepenin üstündesin. Düşman sana havadan saldırırsa ne yaparsın?

Mehmetçik hiç düşünmeden cevaplamış;

-Bu düşmanın işi gücü yok hep benimle mi uğraşıyor?

Yunanistan ve Norveç''le oynayacağımız iki zorlu maç öncesi bu fıkra geldi aklıma.

Bu zor dönemeç öncesi yaşadığımız sıkıntının haddi hesabı yok. Sanki bardaktan boşalan yağmur gibi üzerimize geliyor.

Neler mi? Bir göz atalım. Ligde oynanan futbolun kalitesine bakıyoruz, bırakın izleyenleri oynayanları bile tatmin etmiyor. Futbolcuların moral ve form durumları yerle bir...

Sakatlardan bir takım kurulsa, bugün sahaya çıkacak takımı gölgede bırakır.

Rüştü, Gökhan Zan, İbrahim Toraman, Yıldıray Baştürk, Halil Altıntop, Fatih Tekke, Arda Turan ile biraz geri gidelim karşımıza bir de Nihat Kahveci çıkar. Şimdi bir teknik adam bu oyunculardan hangisinden vazgeçer.

Bununla bitse iyi... Kalecimiz Volkan haftalardır takımında forma giyemiyor. Birçok oyuncu ise takımında banko oyuncu olma savaşı veriyor.

Sözün özü sanki düşman hep bizimle uğraşıyor. Ancak bunca olumsuzluğa karşın, umutsuz olmamızı ortadan kaldıracak çok önemli bir faktör var. “Milli takım başka, kulüp takımları başka” Bu tür maçlarda pek çok oyuncumuzun nasıl kimlik değiştirdiğini, kulüp maçlarına göre performanslarını katladığını gördük. Nitekim halen üç maçta 9 puan toplarken ortaya konan futbol tatmin edici değildi ama sonuçların ışıltısı Milli Takım''ı gurubunda lider konumuna getirdi.

Bütün bunlara rağmen karşımızda Avrupa Şampiyonu olan Yunanistan''dan farklı anlayışla mücadele edecek bir rakip olacak. Çünkü Rehhagel, savunarak sadece bir turnuva kazanılabileceğini, bundan fazlasının mümkün olmadığını 2006 Dünya Kupası gurup elemelerinde acı bir bedel ödeyerek öğrendi. Yunanistan, Norveç''i yenerken oynadığı yüksek tempolu ve golü arzulayan futboluyla değişimin ilk ışıklarını gösterdi. Ancak yumuşak karınları yok değil. İyi hücum eden takımlar karşısında oyunun ofansif ve defansif yanını aynı başarıyla uygulayamıyorlar.

Sonuç olarak verilere baktığımızda Milli Takım''ın, mevcut kadrosuyla kontrollü bir futbol oynamaktan başka seçeneği yok. Bu açıdan Macaristan maçının bir benzerini izlersek şaşırmam. Burada esas olan savunmamızın göstereceği direnç...

Volkan ve savunma bence maçın kilidi olur. Çünkü Milli Takım''ın elinde gole ulaşacak oyuncular hâlâ var.

Maçın atmosferi ise iki takım üzerinde etkili olacak diğer faktör. Heyecanlı Yunan seyircisi takımına fayda getireceği gibi zarar da verebilir. Bu nedenle sabır ve sükunet en büyük silahımız olmalı... Tabii Terim''in söylediği şu sözler unutulmamalı; “Maçlar gelir, gider dostluk baki kalır.”

17 yıl önce
Sabır, Sükunet ve dostluk
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…
Hamas’ın ateşkesi kabulü ve İsrail’in Refah Operasyonu