|
2018’de belirleyici olacak meseleler

2018’in nasıl geçeceğine ilişkin kehanette bulunacak değiliz. Buna mukabil 2017’deki tablo ve 2019’daki 3 seçim bu yıla ilişkin bize bir şey söylüyor olabilir.

Dış politika, siyaset ve sokaktaki vatandaşın günlük hayatına ilişkin 2018’de neler olabilir diye başlıklar çıkarabiliriz.


Dış politika:
2017’nin son ayı Türkiye’nin bir meseleyi dünya gündemine oturtması bakımından tarihi bir ay oldu. Kudüs meselesi, sadece Filistinlilerin, sadece Arapların ya da İslam ülkelerinin değil dünyanın bir numaralı meselesi haline geldi. Burada Türkiye’nin ve lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olağanüstü gayreti neredeyse tek belirleyiciydi.
Yine 2017 Türkiye Amerika ilişkilerinin gerildiği bir yıl olarak kayıtlara geçmek üzereyken yılın son günlerinde gelen
“Vize krizi aşıldı”
haberi ilişkilerin 2018’deki seyrini belirleyecek gibi.
Ancak burada kritik eşik,
Suriye’nin kuzeyinde Amerika eliyle oluşturulan PYD/YPG-PKK koridorunun akıbeti ve FETÖ terör örgütü
ile Amerika’nın ilişkilerinin seyridir.
Suriye’nin kuzeyindeki oluşum konusunda Türkiye’nin tezleri ile Amerika’nın tezleri şu an için örtüşmüyor. Hatta Amerika bir terör örgütü eliyle Türkiye’yi güneyden kuşatmaya çalışıyor. Bu krizin çözümünde en son çare
Türkiye’nin doğrudan o koridorun yumuşak karnına yapacağı askeri hamledir.

O hamlenin akabinde Amerika’nın tutumunu takip etme şansını 2018’de göreceğiz.

FETÖ ile Amerika arasındaki ilişki biçiminin değişmesi ne 2018’de ne de yakın gelecekte mümkün görünmüyor. Çünkü,
FETÖ’yü icat eden de onu koruyan da onu Türkiye’ye karşı harekete geçiren de Amerika’dır.
Kudüs gündemi Türkiye Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin yumuşamasına da neden oldu. Özellikle Papa ile Erdoğan arasındaki telefon görüşmesi ilişkilerin seyrini belirleyici bir rol üstlendi. En son Afrika gezisinden dönerken uçakta gazetecilere konuşan
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupalı muhatapları için “Onlar benim eski dostlarım” demesi AB ile yeni bir perspektifin oluşabileceği anlamı taşıyor.
Cumhurbaşkanı'nın bu hafta gerçekleşecek Fransa ziyaretini de bu çerçevede düşünmek gerek.

Türkiye’nin Rusya ile özellikle Suriye konusundaki işbirliği bugünlerde “kriz”e dönüşmese de sekteye uğramış görünüyor. Her ne kadar muhataplar arasındaki mutabakat devam etse de Esad rejiminin Türkiye’nin garantörlüğündeki İdlip’e yönelik saldırgan tutumu Türkiye ile Rusya arasındaki ittifakı hedef alıyor. Buna bir de dış etkiyle içine dönen bir İran eklenirse 2018’de Suriye özelinde başlayan işbirliği sıkıntı yaşayabilir.

Suriye’de sona gelindi ancak iktidarı bırakmak istemeyen Esad’ın anlamsız direnci sorunların çözümüne engel görünüyor.

Siyaset:
2017 yılında 15 Temmuz’un sonucu olarak 16 Nisan referandumuna gidildi. Türkiye 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir sisteme geçiyor.
Dananın kuyruğu da burada kopuyor.
2018, 2019’daki üç seçimi etkileyecek yeni siyasal olaylara gebe
görünüyor.

CHP’nin HDP ve Akşener ile zımni ittifakı söz konusu. Buna ilaveten FETÖ’nün tüm mekanizması CHP ve Akşener’e hizmet etmeye devam ediyor. Ak Parti-MHP ittifakıysa zaten 15 Temmuz’dan bu yana her geçen gün gelişerek devam ediyor. Küçük partilerin ne yapacağı ise bana göre son ana kadar belli olmayacak. Taraflar da, yüzde 50+1’i bulmak için o küçük partilere olan ihtiyacın farkında.

Kritik mesele 2018’de Ak Parti’nin yekpare duruşuna yönelik yapılacak hamleler!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ak Parti Grubu’nda
“Kudüs bizim kırmızı çizgimiz”
dediğinde bu çıkış her ne kadar dış politikaya yönelik bir çıkış ise de bir yönüyle de içeriye yönelikti. Alttan alta Ak Parti’nin içinden bir muhalefet çıkarma hevesinde olanlar bu çıkış ile açığa düştü.

2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda Erdoğan’ın seçilme ihtimalini görenler mutlaka Ak Parti’nin içine yönelik hamle yapacaklardır.

Hele hele, Cumhurbaşkanımızın bir şekliyle dışarıdan müdahale ile tasfiye edileceğine inanan çevrelerin beklentisi anahtar teslim partinin kendilerine taktim edileceği yönündedir!

2018’de milli ve yerli ittifaka karşı müstevlilerle kol kola girenlerin bazen akıl almaz hamleleriyle geçireceğimizi söylesem abartmış olmam.

Hatta yakın gelecekte tıpkı 2014 yerel seçimlerine gidilirken FETÖ’nün havada uçuşan montaj-dublaj tapeleri gibi gayri ahlaki, gayri hukuki enstrümanların kullanılma ihtimali var. Çünkü Rıza Zarrab davasında gördük ki FBI’ın (bana göre FETÖ’nün) yasa dışı dinlemelerden elde ettiği birtakım dosyalar hala mevcut.

Vatandaşın gündemi:
Sokaktaki vatandaş, her ne kadar dış politika ve siyaset konusunda duyarlı olsa da daha çok “aş” daha çok “ekmek” talebinden vaz geçmez. Geçmemeli de.

Ak Parti servetin tabana yayılmasında epeyce mesafe aldı. Ancak hala dar gelirliler, hala yardıma muhtaç insanlar var. Kıt kanaat geçinip giden insanların sayısı epeyce fazla. Ve işin ilginci o insanların siyasal tercihleri hala Ak Parti. Bu nedenle iktidarın 2018 yılında dar gelirlinin ihtiyaçlarına yönelik ekonomik önemler alması şart.

Bir de 3 milyonu aşkın Suriyelinin demokrafik yapımıza etkisi üzerinde kafa yormak gerekiyor. Suriyelilerin entegrasyonu konusunda işin sosyolojiye bırakıldığını düşünüyorum. Toplumun kendi kendine geliştirdiği birtakım formüllerle entegrasyonun yaşandığına inanıyorum. Bunun da bir gün gelip tıkanacağını düşünüyorum.

Çünkü, sokaktaki vatandaş ile Suriyeli mülteciler arasındaki ilişki biçimini kontrol eden, yöneten bir mekanizma yok!

Bu kadar mülteci barındıran bir ülkenin Göç Bakanlığı olmalı değil mi?

Sokaktaki insan, temel ihtiyaçlarını karşılama, güvenlikte olma ve barınma konusunda aşırı duyarlı. 2019’a giderken bu üç meselenin iyileştirilmesi hususunda bakalım neler yapılacak?

#Türkiye
#ABD
#Dış Politika
6 years ago
2018’de belirleyici olacak meseleler
Türkiye’yi taşıyacak düşünce kapasitesi nasıl gelişir?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü