|
El mi yaman? Bey mi yaman?

Şimdi hatırlamıyorum... Televizyon mu seyrediyordum, otobüs mü bekliyordum? Yoksa kitap mı okuyor, alışveriş mi ediyordum? Her ne halde idiysem bu söz, geldi beynime takıldı kaldı. Öyle bir hisse kapıldım ki, bu yüzlerce yıllık sorunun cevabını doğru verebilirsem sosyal yaralarımız sağalacak; dirliğimiz çoğalacak. Soru şu: El mi yaman, bey mi yaman?

El''i bilirsiniz, halk demek. "Elle gelen düğün bayram", "Harman yel ile, düğün el ile" atasözlerindeki "el" ile aynı anlamda. Yönetilen sınıf. Bey ise, yönetme erkini bir yönetme aygıtıyla birlikte elinde bulunduran. Acaba niçin el''in, yani halkın, yani yönetilen sınıfın gücünü bey''in, yani yönetme aygıtının gücüyle karşılaştırmış, bunlardan hangisinin güçlü olduğunu merak etmiş atalarımız?

Bu söz, benim baktığım kitaba kalırsa bir atasözü imiş. Atasözü ya.. hüküm bildirecek. Bize yüzyıllar içinde ulaşılmış bir tecrübeyi aktaracak, biz de ondan ders alıp kendimize çeki düzen vereceğiz; "Ak akça kara gün içindir" sözünde olduğu gibi... Kitabın dediğine göre anlamı şuymuş: "Baştakiler ne kadar güçlü görünürlerse görünsünler, asıl güçlü halktır. Halk yöneticilerden her zaman ağır basar."

Peki bu sözde hüküm nerede? Madem atalarımız bunu biliyorlarmış da niçin soru cümlesi şeklinde düzenlemişler sözü? Niçin doğrudan, dobra dobra ifade etmemişler hükümlerini?

Sonra anladım ki, bu soru filan değil, düpedüz bir cevap. Atalarımızın da yönetilen-yöneten ilişkisinde "erk"in kaynağını aramaya veya düşündürmeye yönelik gelecek nesillere sorulmuş bir soruları filan yok ortada. Bu atasözünün kaynağı, benim baktığım kitaptaki anlamın ihsas ettirtiği gibi "halk" filan da olamaz. Bu sinsice sorulmuş soru bir cevaptan, yani hükümden başka birşey değil ve hüküm de şu: Yöneten ve yönetilen ilişkisinde daima yöneten üstün ve haklıdır; yaman ve galip olan her zaman bey''dir. Yönetilen kitle, yönetme aygıtından üstün olamaz! Bunun aksini bir an var saymak iflah olmaz bir aymazlıktan başka bir şey değildir.

Milletimin Anadolu''da geçirdiği ömre nispetle pek kısa olan ömrümde bir olay yaşamadım ki, el daha yaman olmuş olsun beyden. Bir cedel görmedim ki, bey teslim olmuş olsun el''e. Bir seçim görmedim ki, seçilen bey''den başka birisi olsun.

"El mi yaman bey mi yaman"''ın "bey" yamandır anlamına geldiğini bana iyice hissettiren son birkaç ayın olayları oldu. "El" de sallandı, titredi; "bey" de. Ama enkazın altından hep "el"in cenazesi çıktı. Açıkta kalan hep "el" oldu. Hep "el"in çadırlarını su bastı. Bey, el''e yırtık çadırlar vermekte, beğenmeyene copunu göstermekte tereddüt etmedi. İki elin bir araya gelip ses çıkarmasına güler yüz göstermedi... Anladım ki "bey" yamandır.

25 yıl önce
El mi yaman? Bey mi yaman?
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!