|
Yeni Bin Yılda Türkçe

Yeni Milenyum''da arkamıza bakmadan yürümek istiyoruz..." diyor sevgili Ömer Erdem, Kaşgar''ın eski Milenyum''da çıkan son sayısında. Oysa o da bilir ki, milenyumun milenyum oluşu, biraz da İsa Mesih''in köhne ve çürümüş dünyayı, son bir defa daha adam etmek ve inananların inanmayanlar karşısındaki galibiyetini temin için işbu bin yılın herhangi bir deminde yeniden teşrif edeceği inanışıyla ilgilidir ve Hristiyanî bir anlayış biçimiyle sıkıcı bağlıdır. Varsayalım ki, Ömer, şair kimliğiyle devletimizin AB''ye adaylığını önceden görmüş ve ülkenin kaçınılmaz biçimde bu hristiyanî birliğe eklemleneceğine olan inancını ifade etmiş olsun... Peki, biz şu geçip giden ve hiçbir zaman "eski milenyum" olarak adlandırmayı düşünmediğimiz geçmişimize, yani "arkamız"a niçin bakmayalım?

Semerkant''ı unutalım mı?

Herhalde bu akşam bana telefon eder ve bunları anlatır.

Atalarımız kolaylıkla tahmin edebiliriz ki, 999 yılının son günlerinde bizim yaşadığımıza benzer bir heyecan yaşamamışlardı. Çünkü bu tarih onların takviminin dördüncü yüzyılına denk geliyordu ve özel bir anlam da ifade etmiyordu. Etseydi eğer, herhalde bizden daha fazla heyecan yaşamaları gerekirdi. Zira belgelerinin yıl hanesine üç yerine dört rakam yazmaları gerekecekti. Atalarımızın hicrî bininci yılda ne gibi bir hâlet-i ruhiye içinde olduklarını da pek iyi bilemiyoruz. Daha doğrusu, bininci yıla giriyor olmanın onlar için hususî bir anlamı olduğuna dair rivayet ehlinden gelmiş bir habere sahip değiliz. Nedense, bu defa pek heyecanlıyız. İsa Mesih AB''yi kurtaracak. Biz AB''ye gireceğiz. Biz de kurtulacağız.

Bu kutlu ve kutsal bin yılın dilimize neler getireceği -az çok tahmin olunsa da - şimdiden katiyetle bilinemez. Ne var ki, geçen bin yılın neler getirdiği, yani geçen bin yıl içinde dilimize neler olduğu az çok malûmumuzdur.

Bin yıl önce Anadolu''da yaşamadığımız için, bu topraklarda Türkçe de konuşulmuyordu. Divanu lügati''t-Türk, Kutadgu Bilig gibi eserlerin yazılmasına henüz altmış-yetmiş yıl vardı. Türkçe metinler Budacı Uygurların şivesinde yazılan veya birkaç yüzyıl öncesine ait mezar taşlerandan ibaretti. Bugün Türkiye Türklüğünün esasını teşkil eden Oğuzlar, evet vardılar; ancak esaslı olarak tarih sahnesine çıkmamışlar ve bir yazı dili de oluşturamamışlardı. Oğuz grupları Selçuklu idaresinde Anadolu''ya - bugün olduğu gibi Batıya - yöneldiler. Kutalmışoğlu Süleyman Şah Anadolu''yu fethetti. Anadolu Türk devleti, yani Türkiye kuruldu. Oğuz Türkçesi henüz edebî dil olamadığı için Türk edebiyatçılar ve bilim adamları Arapça ve Farsça eserler veriyorlardı. Türkçenin ilk yazılı eserleri 13. yüzyılda görülmeye başlandı. Sonra gitgide bu sayı arttı. Türkçe, asıl Osmanlı devleti döneminde güçlü bir edebiyat ve bilim dili haline geldi. Devletin resmi dili olarak üç kıtada konuşuldu, yazıldı. O yüzyıllarda alavuz, gelevüz diyorduk; şimdi alalım, gelelim diyoruz. O zamanlarda alısaram, geliserem diyorduk; şimdi alacağım, geleceğim diyoruz. O zamanlar kaçan, kangı, kanda diyorduk; şimdi ne zaman, hangi, nerede diyoruz.

Yine bu dönemde bilhassa edebiyat dili kimi zaman bir Türkün anlayamayacağı kadar Arapça Farsça unsurlarla dolduruldu. Türkçe, en az altı yüz yıl boyunca Balkanların, Kuzey Karadeniz''in, Kafkasların, Anadolu''unun, Arap yarımadasının, bütün Kuzey Afrika''nın ortak dili oldu. Bu bin yılın sonunda dünya yeniden şekillenip Türklerin rolü azalınca kaçınılmaz olarak Türkçenin etkisi de azaldı. Bin yılın sonunda alfabe değişti. Arapça ve Farsça kelimeler dilden atılmaya çalışıldı.

Geçen bin yılda medreseler Arapça eğitim yaparlardı, sonunda üniversiteler İngilizce eğitim yapmaya başladı. Geçen bin yılda dil gitgide daha çok ve gereksiz bir şekilde Arapça-Farsça unsurlar almıştı, sonlarında İngilizce unsurlar almaya başladı.

Geçen bin yıl, Türkçenin ve Türklerin gerçek anlamda "var olduğu" bin yıl oldu. Umarız ki, gelen bin yıl, yok olduğu bin yıl olmaz.


24 yıl önce
Yeni Bin Yılda Türkçe
Fincancı katırlarını ürkütmeyin
Zillet İttifakı neden 24 Nisan’da toplandı. Bu tarih bir provokasyona mı işaret ediyor?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı