|
Askere mektup

Sivil yönetim, savunmaktan aciz kaldıkları bazı mevzuat ve uygulamaları askere dayandırdığı, "onlar böyle istiyorlar, bizi sıkıştırıyorlar, aşamıyoruz" dedikleri için, bazı köşe yazarlarının "dinci" dedikleri bu gazetedeki köşemde, askere bir mektup yazmaya karar verdim. Dinci kelimesinin tanımını vermedikleri için bu gazetenin öyle olup olmadığı konusunda bir şey söyleyemeyeceğim. Benim bildiğim Yeni Şafak gazetesi, bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın duygu, düşünce, değer hükmü ve inançlarına tercüman olan bir gazetedir. Genel olarak insan hak ve özgürlüklerini, özel olarak da din ve düşünce özgürlüğünü savunmaktadır. Millet ve memleketini sevmekte, ülkenin bağımsızlığı, birlik ve beraberliğinden yana tavır almaktadır. Belli bir grup yerine dürüst, çalışkan, ülke menfaatini özel menfaatine tercih edenlerin yanında olmayı şiar edinmiştir. Ben böyle bildiğim bir gazetede yazıyorum ve bu gazetenin uçaklara ve garnizonlara girmediğini öğrendiğim zaman şaşıyor ve üzülüyorum. Dilerim bu mektubumu okursunuz.

Edindiğim bilgiye göre asker yerlerine Turan Dursun gibi İslam karşıtı ve tarafgir yazarlar ile bilgisi ve ilmî namusu meslektaşlarınca müsellem (kabul görmüş) olmayan bazı ilahiyatçıların kitapları giriyor, bu ilahiyatçılara konferanslar verdiriliyormuş; yani askerin din ve Türkiye''deki dînî hayat ve hareketlerle ilgili bilgisi bunlara ve tabiî özel istihbaratına dayanıyor. Ben ilahiyat alanında sayılı kişilerden biriyim; ne kitaplarım oralara giriyor, ne de benden bir konferans istenmiştir. Tek taraflı veya tarafın bilgisi yeterli olmak bir yana yanıltıcıdır. İyi niyetli, vatan ve millet sever askerimizin, kendilerine hizmet etmekle yükümlü bulundukları halkın önemli bir kesiminin inanç, ibadet, duygu, düşünce ve eylemleri hakkında yanlış bilgi edinmeleri birçok sakıncayı beraberinde getirir. Bizim beklentimiz birden fazla tarafın (dinlediklerinizin taraf dediklerinin de) dinlenmesi ve okunmasıdır.

Askerleri temsil eden kurum siyasilere ve medyaya hitaben, "Askeri siyasete bulaştırmayın, karıştırmayın" diyor; ne kadar doğru, ne kadar güzel; ama asker de siyasete karışmamalı değil mi? İlahiyat öğrencilerinin başörtüsü problemlerinin çözümü ilgili makamlardan istendiğinde, hemen yanlarında, şu veya bu şekilde bulunan bir askere topu atıyorlar; onlar da gerçekten orada var. Ya askerler bu işlere karışmadıklarını açıklamalıdırlar, yahut da vatandaşlar -mesela başörtüsü yasağının arkasında- askerin bulunduğuna inanacaklar, bunu böyle bileceklerdir. Bu inanç ve bilginin askeri yıpratma, vatandaşın askerine karşı duygularını olumsuz etkileme ihtimal ve tehlikesi yok mudur? Bu da suç olduğuna göre buna her kim sebep oluyorsa hukuka ve demokrasiye dönerek engellenmesi gerekmez mi?

Sizi temin ederim ki, İlahiyat Fakülteleri''nde başını örten kızlarımızın "siyasal simge" taşımakla uzaktan yakından alakaları yoktur. Bu başörtüsü bin yıldan fazladır var, kastedilen siyaset daha dünkü bugünkü bir iş. Ayrıca adını türban koydukları bir çeşit ba- şörtüsü simge kabul ediliyorsa öğrenciler onu, simge olmayan örtü ile değiştirmeye hazırdırlar.

Kanun "kanuna aykırı olmayan kılık kıyafet serbesttir" diyor. Belli bir kıyafeti, bu arada başörtüsünü yasaklayan bir kanun da yok. Mahkemelerin reddettiği şey, dine dayalı mevzuat ve resmi uygulamadır. Üniversiteler "inanç yüzünden şunu giymek serbesttir" diye bir yönetmelik çıkarırsa bu dine dayalı mevzuat olur. Ama ilgili kanuna dayanılarak, dinin ve inancın sözü edilmeden başörtüsü dahil kılık kıyafet serbest bırakıldığında ne dine dayalı mevzuat çıkarılmış olur, ne de uygulama yapılmış bulunur. Bu ise laikliğe aykırı olmak şöyle dursun en radikal laiklik anlayışına bile uygun olur. Bu serbestlik içinde şunu giyen, bunu takan öğrencilerin niçin böyle yaptıkları ise kimseyi ilgilendirmez; ister inançları sebebiyle böyle yaparlar, ister moda veya kişisel tercihleri yüzünden.

Başörtüsünün, daha doğrusu örtünmenin, belli yerleri kapatmanın din ile ilgisi hakkında doğru bilgi edinmek isterseniz, itimat ettiğiniz kimselerle bu konuyu istediğiniz platformda tartışmaya hazırız.

Millet ve memleket hizmetinde başarı dileklerimle selam ederim.

23 years ago
Askere mektup
Makam târifi bile beste gibi ve Itrî ödülleri
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü