|
Şekil, öz ve edep

Evin özü barınma aracı olması, şekli amaca uygun biçim ve kısımlardan oluşması, edebe tekabül eden kısmı ise tezyinatı (süslemeleri) ve mimari sanatın uygulanmış olmasıdır. İnsanın özü ruhudur, şekli bedenidir, edebe benzeyen tarafı ise şeklin güzelliği, tenasübü ve cazibesidir. Yemeğin özü gıda olmasıdır, şekli yemeye uygun bir biçime getirilmesidir, edebi ise tadı, tuzu, lezzeti ve süsüdür. Bu üç örnekte olduğu gibi öz, şekil ve edepten oluşan varlıklarda ve mahiyetlerde bu üç unsurdan birisi eksik olursa kusur var demektir. Bu unsurlardan her birinin var olma bakımından diğerine olan ihtiyacı güçlendikçe, her birinin vazifesini yerine getirebilmesi için diğerine olan bağlılığı arttıkça -eksik olandan kaynaklanan- kusur da artar.

Dinin özü kulun Allah ile ilişki kurması, bu ilişkinin doğurduğu bilinci kesintisiz olarak yaşama hal ve kemalini kazanmasıdır; kulun Rabbi''ni bilmesi, O''nunla ve O''nun için yaşamasıdır. Dinin şekli bu ilişkiyi sağlıklı bir şekilde kurmak ve sürdürmek için gerekli bulunan ibadetler, formüller, kurallar ve pratiklerdir. Dinin edebi (çoğulu âdâbı) ise ibadetlerin ve kuralların eksiksiz gerçekleşebilmesi için öngörülmüş, kemale yönelik, tamamlayıcı kurallar ve inceliklerdir. Kim ne derse desin sabit ve gerçek olan şudur ki, din bu üç unsurdan yalnız birini alıp diğerlerini ihmal ederek yaşanamaz ve onun amacı/özü gerçekleştirilemez. Allah''ın kendilerinden razı olduğu, kulluk imtihanında başarı elde ettiği ya vahiy ile yahut da ümmetin hüsn-i zannı ile bilinen peygamberlerin, sâlihlerin ve evliyânın hayat hikayelerinden öğrendiklerimiz, bu kâmil kişilerin dini, özü, şekli ve âdâbı ile -hiçbirini ihmal etmeksizin- yaşadıklarını açıkça ortaya koymaktadır.

Bu bilinen gerçekleri niçin yeniden yazmak ihtiyacını hissettim? Bunları kimlere hatırlatmak istiyorum? Bazılarını sıralayayayım:

1. Nefsini terbiye edeceğine iyice azdırmış olduğu halde kendini sûfî ve mürşid zanneden veya bilerek sahtekârlığa soyunmuş bulunan sahte şeyhlere.

2. Dini özü, şekli ve âdâbıyla yaşayan, yaşamaya çalışan ve bunu tavsiye eden gerçek din âlimlerini ve kulluk yolunun yolcularını ham ve geri kalmış gören, kendilerini ise doğru din anlayışının temsilcisi olarak takdim eden ve "şekli bırak, öze bak" diyen sözde özcü reformculara ve âlim taslaklarına.

3. Dinin merasim ve şekil ile ilgili kurallarına uyan ve talimatını yerine getiren ancak özü ihmal eden, "sakallı fakat pis, kaba ve sahtekâr" erkeklere, "başörtülü fakat hafifmeşrep, edepsiz, yırtık (mesela halkın katıldığı televizyon eğlence programlarında edepsizlikleri alkışlayan veya daha da ileri giderek kalkıp oynayan) bayanlara.

4. Dini tebliğ ederken veya fırsat elverdiğinde insanlara din eğitimi verirken öncelikleri ve önem sırasını şaşıran, kaş yapayım derken göz çıkaran, önemi az olan üzerinde yoğunlaşırken önemli olanı zayi eden, elden kaçıran eğitimcilere.

Bir de kendime.

25 yıl önce
Şekil, öz ve edep
Liberallerin ayrışmasının temelleri (4) Gezi depremi
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit