|
Kadının yüzme hakkı

Ortalık yanıyor, insanlar serinlemek için çeşitli çareler arıyorlar; denizler, göller, havuzlar insan kaynıyor, yalnızca bir kesim kadının, yabancı erkeklerin yanında soyunmayan, bunu ayıp ve günah bilen, böyle inanan kadının suya girme ve yüzme hakkı yok. Bu kesime mensup kadınlara nasıl okumak için başını açma mecburiyeti getirilmiş ise denize ve havuza girmek için de erkeklerin yanında soyunma ve ancak onlarla birlikte suya girme mecburiyeti getirilmiştir. Evet mevzuatta böyle bir mecburiyet yoktur, fakat başka birçok konuda olduğu gibi burada da dolaylı, üstü kapalı bir engelleme söz konusudur. Bu engelleme iki şekilde gerçekleşmektedir: 1. Denizlerde bu kadınlara mahsus plajlar yapılmamak, böyle bir ihtiyaç karşısında ilgisiz ve duyarsız kalmak. 2. Bazı yerlerde gerçekleştirilen bu imkanı, laiklik ve çağdaşlığa aykırı olduğu gerekçesiyle ortadan kaldırmak. Bu ikinci uygulamanın tipik örneği Kapris''te yaşanmıştı. Bu otelin sorumluları, farklıların -hak ve özgürlüklerden yararlanarak- birlikte yaşamaları projesine örnek teşkil edecek bir uygulama yapmış, otelin yararlandığı kıyıyı üçe ayırmışlardı; aileler olarak (erkekli kadınlı) girmek isteyenlerin bölümü, yalnızca erkeklerin girdiği bölüm, yalnızca kadınların girdiği (etrafı uygun bir sütre ile kapatılmış) bölüm. Bu uygulamada hiçbir dayatma yoktu, her birey ve aile inancına, dünya görüşüne uygun bölgeyi seçecek ve buradan denize girerek bu nimetten yararlanabilecekti. Bazı gayretkeş iktidar erbabı, "Bu çağda böyle gericiliklere izin veremeyiz" diyerek kadınlara mahsus bölümü yıktılar. Bu uygulamada dikkat çeken husus şu idi: Muhafazakâr kesimde yer alan bir işletmeci, erkeklerle beraber denize girmek isteyen kadınları engellemiyor, onlara bu imkanı tanıyor, inancı gereği erkeklerden ayrı girmek isteyen kadınlara da bu imkanı veriyordu. Çağdaşlık iddiasında olan kudretliler ise "inancı gereği ayrı girmek isteyeni" engelliyor, ona "ya erkeklerle ya da hiç" demiş oluyorlardı; işin garibi de bunun, laiklik ve demokrasi adına yapılması idi.

Anadolu''da birçok yerde kaplıca var, işletmeciler -ki bunların arasında belediyeler de var- halkın arzusunu göz önüne alarak kaplıcaları, havuzları ya tamamen veya belli saatlerde olmak üzere ayırmışlar, kadınlarınkine kadınlar, erkeklerinkine de erkekler gidiyor; aile olarak girmek isteyenler için özel (hususi) kısımlar ayırmışlar, isteyenler de buralara giriyorlar. Bu uygulama yıllardır böyle devam ediyor, alan razı satan razı, hiçbir problem çıkmıyor, her inançtan insan kaplıca nimetinden yararlanıyor. Buralarda erkek ve kadın bölümlerini ayırmak çağdaşlığa ve laikliğe aykırı olmuyorsa denizlerdeki ayırımın da olmaması gerekir; ilgililere düşen vazife, her kesimden vatandaşın deniz nimetinden istifade edebilmesi için gereken tedbirleri almaktır. Vatandaşın inancına karşı baskı uygulamak, onu inancına ters düşen bir uygulamaya zorlamak demokrasiye, laikliğe ve çağdaş devlet anlayışına aykırıdır; asıl yobazlık da bu baskıya, bu dayatmaya destek vermek, dahası bunu uygulamaktır.

24 yıl önce
Kadının yüzme hakkı
Milletin çocuklarını darağacıyla korkutmanın bedeli ağır olur!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü