|
ÖFK"lar bindiğiniz daldır

Bundan yirmi otuz yıl önce faize bulaşmak istemeyen Müslümanlar, paralarını hem hırsızdan hem de değer kaybından koruyacak bir yer ararlar, bize de sorarlardı. O zaman tanıdığımız az sayıdaki bazı namuslu tüccarlar dışında tavsiye edebileceğimiz bir yer bulamaz, bunalırdık. Sonra birçok gayret bir araya geldi ve Özel Finans Kurumları kuruldu. Bu kurumlar kiralama, ortaklık ve alım satım yollarıyla helalinden para kazanacak, elde edilen kazancı, paralarını kendilerine korunsun ve arttırılsın diye bırakan şahıslarla paylaşacaklardı (kazancın % 20''si kuruma, % 80 para sahibine). Böyle de oldu, yıllardır bu kuumlar, çetin ve engelleyici şartlara rağmen çalıştılar, din alimlerine danışarak harama girmemeye gayret ettiler, ülke ekonomisine katkıda bulundular, en azından kendilerine para yatıranların parasını enflasyona karşı korudular, küçük de olsa kâr verdiler. Derken İhlas Finans olayı ortaya çıktı. Bu battı diğerleri de batar, aman paramızı kurtaralım diye kurumlara koştular ve paralarını istediler. Böyle yaparken şu hususları unuttular:

1. İhlas Finans, topladığı paraları kendi şirketlerine kullandığı ve gelir getirmeyen harcamalara aktardığı ve daha başka yanlışlar yaptığı için zor duruma düştü, bunu genellemek doğru değildir, her finans kurumunun İhlas Holding gibi şirketleri yok, ayrıca bunlar paraları geniş bir "kurum dışı şirketler ağına" yayıyor ve sağlam teminatlara bağlıyorlar.

2. Finans kurumlarına yatırılan paralar kasalarda dursun diye yatırılmıyor, böyle olursa kurum nereden para kazanacak da hem yaşayacak hem de kâr dağıtacak! İşi icabı kurum paralarla ticaret yapıyor, mal alıp vadeli olarak satıyor, paralar tüccar, sanayici ve yatırımcıda, bunlar da vadesi geldikçe borçlarını ödüyorlar; kurum onlardan tahsil etmeden ödeme taleplerini nasıl karşılasın?!

3. İkinci maddeyi gözönüne aldığımız zaman, para yatıran şahıslar kapıya dayanıp "paramızı istiyoruz" dediklerinde kurum, ancak henüz ticarete sokmadığı bir miktar parayı ödeyebilir, bundan başkasını ödeyemez, ileride alacaklısından tahsil ettikçe öder. Parası olanlar taleplerinde ısrar ederlerse kurum güvenirliliğini yitirir, borçlular ödemede gevşek davranmaya yönelirler, işlemler durur ve binbir emekle, ümitle oluşturulmuş bu millî kurumlar batar, yok olur, güzelim tecrübe de başarısızlıkla sonuçlamış sayılır. Bu takdirde suç, günah, kusur kurumların değil aç gözlü, sabırsız, vehimli para sahiplerinindir.

4. Özel Finans Kurumları Müslümanlar''ın bindiği daldır, ortada ciddi bir risk bulunmadığı halde -ne olur ne olmaz diyerek- paralarını çekmek suretiyle kurumların kapanmasına sebep olanlar, bindikleri dalı kesen gafillerdir. Ortada alternatif bir çare var iken tamah yüzünden bunları ortadan kaldıranlar, zarurete sığınarak paralarını bankalara götüremezler; çünkü zaruret yoktur, çare (ÖFK''lar) tıkır tıkır işlemektedir, çareyi tahrip edenler başkaları değil, bizzat Müslümanlar''dır, faiz istemiyorum diyenlerdir.

Her iyinin, güzelin, başarının bir bedeli vardır, bunu ödemeden başarıya ulaşılamaz. Allah rızası, ebedi mutluluk da böyledir; onun bedeli gerektiğinde dünyayı âhirete feda etmektir, bazı geçici zahmet ve zararları göze almaktır. Bir insan hem elifi elifine, âhiret kaygısı taşımayan, Allah için fedâkârlığa yaklaşmayan dünya insanları gibi yaşayacak hem de cennetlik olacak; öyle yağma yok!

23 yıl önce
ÖFK"lar bindiğiniz daldır
Artık Türkiye’nin büyük oynama vakti gelmiştir…
Mehmed Âkif’le ilgili latifeler ve nükteler
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı