|
Mali"de "Stockholm Sendromu"ndan "Bağdat Travması"na

Modern Avrupa"nın doğuşu sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel bir yeni düzenin doğuşuna da sebebiyet verdi. Avrupa merkezli Batı"nın "modern" yükselişi Batı-dışı toplumlar için bambaşka anlamlar ihtiva etmekte. Bu toplumların önce marjinalize edilmesi, hemen sonra da farklı kisveler altında işgale uğraması, bugünkü Avrupalılık olgusunun dinamosu olan ve Fransız bayrağının renkleriyle de özdeşleşen "liberté, égalité, fraternité" (özgürlük, eşitlik, kardeşlik) sloganının içinde bulunduğumuz yüz yıl itibariyle kemiklerini sızlatan başlıca husus oldu. İşgal ve sömürü, direniş ve çoğu zaman da bitmek bilmez savaşlarla karşılık buldu. Asya, Afrika gibi kara parçaları, yukarıda bahsi geçen trilojiye zaman zaman zaten eklenen eylemi, "ou la mort"u yani "ölüm"ü kaçınılmaz olarak dâhil etti.

***

Kısa süre öncesine kadar adına sözlü ve matbu yayın organlarımızda pek rastlanmayan Batı Afrika"da bir kara parçası Mali. 1960 yılına kadar Fransa"nın sömürge alanı. Sömürgeciliğe yönelik "bitti" zannının yersiz olduğunu, tam da bu kara parçası üzerinden 50 yıl sonra resmen anlamış bulunuyoruz. İlginç olansa bu geri dönüşün hatırı sayılır bir memnuniyetle karşılık bulması.

Mali aslında sadece dilde değil, kaynaklarda da Fransa"nın söz sahibi oluğu bir ülke. Mevcut ilişki bir nevi kolonyal pakt. Operasyon başladığından bu yana bahsi geçen husus Mali"nin uranyum kaynakları. Bilindiği üzere uranyum, 60"a yakın nükleer tesisi bulunan, dünyanın en büyük elektrik ihracatçısı Fransa için hayati önemde. İslami grupların ele geçirdiği Mali"nin kuzeyi ile Nijer"in doğusundaki çöl topraklarının, aslında dünyanın üçüncü büyük uranyum rezervlerini – aynı zamanda petrol ve altın kaynaklarını da - barındırması işte bu giderek büyüyen ihtiyaca en önemli cevap.

Bölgedeki uranyumu ilk ortaya çıkaran, sömürge döneminin son yıllarında Fransa. Nijer"de madenleri ilk işleten önce Fransız Cogema ardından Areva şirketleri. Ancak devreye başka ülkelerin (Hindistan, Çin, ABD, Güney Afrika, Kanada gibi) girişi sonrası, peyderpey daha çok tartışmaya açılan AB içinde, ekonomisi giderek daralan Fransa"nın endişesi aşikar. Fransa için Nijer"in ardından Mali"de de en büyük tehdit Çin.

Peki Çin bölgede ne yapıyor? Son yıllarda Afrika ile ekonomik ilişkilerini muazzam düzeyde artıran Çin, bir yandan da bölgede enerji ve maden yatırımlarında bulunuyor. Çad, Nijer, Moritanya, Burkina Faso ve daha birçok bölge ülkesinde projeler geliştiriyor. Çin"in Afrika"yla olan ticaret hacmi son 10 yılda neredeyse 15 kat arttı. Bunun karşılığı olarak yaşam standartlarını yükselterek, temel altyapı yatırımlarını finanse ediyor. Kamu ihalelerinin çoğunu da Çin menşeli şirketler alıyor. Ekonomik etkinlik arttıkça Çin"in bu ülkelerdeki siyasal konumlanması da kaçınılmaz şekilde değişiyor.

Fransa"nın ve elbette açık destekçisi ABD"nin durumdan rahatsız olması sürpriz değil. Hırçın askeri önlemlerle ortaya sürülen nedenlerin ötesinde, bir yandan da gelişen Çin-Afrika ilişkilerinin önü kesilmek isteniyor. Operasyon işte bu nedenle görünenin ötesinde bir terör savaşı değil, bir enerji ve çıkar savaşı.

***

Aylar süren gölge operasyonların ardından alelacele başlayan müdahaleye, sömürgeciyle politik ve kültürel anlamda bağlarını koparmayan komşu ülkeler tam destek verdi. Üç haftada üç kilit kentin merkez noktalarının ele geçirildiği duyuruldu. İşgal dördüncü haftasına girerken, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Mali"yi ziyaret etti. Timbuktu"da Malililerce kendisine gösterilen teşrifat ibretlikti. Bamako"da yaptığı konuşmadaysa "demokrasi" dedi, "özgürlük" ten bahsetti. Bir de öngörüde bulunarak "intikam davranışlarından kaçının" öğüdünü verdi.

Ziyaret akıllara, ABD eski Başkanı George Bush"un, Irak işgali sırasında bir gece ansızın Bağdat''a gidişini getirdi. Bush bir Şükran Günü, ışıkları ve pencereleri kapatılmış Air Force One uçağıyla geldiği Bağdat"ta havaalanından dahi çıkamamıştı. ABD başkanlarının savaş ziyaretleri bilindik bir durum. Ama Fransa ile ABD"yi, Mali ile Irak"ı birbirine benzeten başkaca gelişmeler de var.

Zira Hollande"ın ziyaretinden günler sonra, Mali"nin kuzeyindeki Gao"da askeri kontrol noktasına bir intihar saldırısı düzenlendi. Fransa"nın askeri müdahalesi sonrası gerçekleşen bu ilk intihar saldırısı, operasyonun başında "Mali"nin akıbeti hangi ülkenin kaderine benzeyecek?" sorularına verilmiş ilk yanıt. Mali için ufukta, işgalin üzerinden geçen 10 yıla rağmen ne özgürlük, ne eşitlik, ne de kardeşliğin gelmediği; neredeyse her gün ölümcül intihar saldırılarına hedef olan Irak senaryosu var.

11 yıl önce
Mali"de "Stockholm Sendromu"ndan "Bağdat Travması"na
Dünya gününde dünyayı Kabe toprağı kılmak
Mehmet Yavuz: Ölümüyle de “yaşayan” ve “yaşatan” güzel bir Müslüman
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı